Uçan taksiler, sandığımızdan daha erken gökyüzünde olabilir

Uçan taksiler, sandığımızdan daha erken gökyüzünde olabilir

Geçtiğimiz haftanın başlarında, Airbus ve Audi, CityAirbus adlı bir elektrikli hava taksisini ortaya çıkardılar. Filmlerdeki ‘uçan araba’ tasarımlarının aksine, bu elektrikli araç, bir helikopter ve bir dron arasında bir araç gibi görünüyor. Sekiz rotoru var ve dikey olarak kalkıp ve inebiliyor.

Otonom olması planlanıyor

Motorları Siemens Group ile birlikte geliştirilen bu uçan taksilerin, 2025 yılından önce ticari olarak kullanılması bekleniyor. CityAirbus’ın ilk başta bir pilotu olacak ancak yeterince güvenlik testlerinden geçtikten sonra ise, bu hava taksilerinin otonom olması planlanıyor. Tüm bu anlatılanların sadece 5-6 yıl içinde olmasını iddia edilmesi ise oldukça fütüristik geliyor.

Otonom elektrikli uçan taksi normal bir helikopterden çok daha sessiz, çünkü akülerle çalışıyor. Bu da uçan taksideyken, helikopterdeki gibi kulak korumasına gerek duyulmayacak olması anlamına geliyor. Bu teknolojinin potansiyel olumsuz yönü ise pil ömrü olacaktır. Zira elektrikli otomobiller soğuk hava şartlarında akünün boşalması sorunu yaşayabiliyorlar ve insanların yolculuk anında aküsünün boşalabileceği bir araca binmek istemeyecek olmaları şimdilik en büyük handikap olarak gösteriliyor. Bakalım buna nasıl bir çözüm üretilecek, zaman içinde göreceğiz.

Kaynak: dhbr.co

Yeni James Bond filminde kullanılacak otomobil belli oldu

2020 yılında vizyona girecek 25. James Bond filminde kullanılacak otomobil belli oldu. Yeni filmde Aston Martin geleneği bozulmazken, Bond’un kullanacağı otomobil bu kez tamamen elektrikli olacak.

Son dönemde fuarların gözdesi haline gelen elektrikli otomobiller yavaş yavaş filmlerdeki yerini de almaya başladı. Kullanılan otomobillerin en az başrol oyuncusu kadar dikkat çektiği film serilerinden biri olan James Bond’un yeni filminde elektrikli otomobile yer verileceği açıklandı.

Hatırlanacağı üzere 2020 yılında gösterime girecek 25. bond filminde yönetmen krizi çıkmış ve yapılan görüşmeler sonrası yola Cary Fukunaga ile devam etme kararı alınmıştı. Çevreci kişiliğiyle bilinen Fukunaga’nın Bond’un kullanacağı otomobille ilgili özel bir istekte bulunduğu ortaya çıktı. The Sun gazetesinin haberine göre yeni James Bond filminde Aston Martin’in elektrikli otomobili Rapide E kullanılacak. ASTON MARTİN RAPİDE E’den yalnızca 155 ADET üretilecek.  

Aston Martin Rapide E’nin Özellikleri

İngiliz otomobil üreticisinin lüks Spor sedan modeli Rapide’in elektrikli versiyonu olan Rapide E, 6.0 litrelik V12 motorun yerine sessiz elektrikli motorlar kullanacak. Arka tekerleklere yerleştirilen iki elektrik motoru, toplamda 600 beygir güç ve 950 NM tork sağlayacak. 65 kwh’lik bataryasıyla wltp ölçümlerine göre 320 KM sürüş menziline sahip olan araçta hızlı şarj özelliğine de yer verilecek. 0-100 KM/S hızlanmasını 4 saniyenin altında tamamlayacak olan Aston Martin Rapide E’nin son hızı 250 KM/S olacak.

Kaynak: dhbr.co

Mercedes-AMG, gelecek tüm modellerinde plug-in hibrit seçeneği sunacak

Ürün gamında halihazırda hafif hibrit teknolojisine yer veren Mercedes-AMG, emisyon değerlerini daha da düşürmek için PHEV sisteme geçmeye hazırlanıyor. İlk PHEV modelin 2020’de çıkması bekleniyor.

Alman premium otomobil üreticisi MERCEDES’in yaklaşık 10 MİLYAR EURO yatırımla başlattığı “ÜRÜN GAMINI ELEKTRİKLENDİRME” projesine performans birimi AMG’de katıldı. MERCEDES-AMG, gelecek modellerinin hepsinde PHEV yani şarj edilebilir hibrit seçeneğine yer vereceğini açıkladı.

Aslına bakılırsa Mercedes-AMG’nin CLS 53, E53 ve yeni GLE 53 gibi bazı modellerinden hibrit teknolojisi kullanılıyor. Fakat EQ markası altında sunulan bu Teknoloji 48V HAFİF hibrit sistem olarak karşımıza çıkıyor. İçten yanmalı motora 22 BEYGİR güç ve 249 NM TORK desteği sağlayan bu sistem, yakıt tüketimini ve CO2 salınımını düşürse de bu değerler hala istenilen düzeyde seyretmiyor. Bu yüzden Mercedes-AMG, hafif hibrit sisteme gelecekte yer vermek istemiyor.

EQ POWER+ SİSTEMİ KULLANILACAK

Söz konusu durumun farkında olan Mercedes-AMG, 2020 yılından itibaren üreteceği tüm modellerde Mercedes’in EQ Power adını verdiği elektrik sisteminin PERFORMANS ODAKLI bir versiyonunu kullanmaya hazırlanıyor. Halihazırda C Serisi, E Serisi ve S Serisi’nde seçenek olarak sunulan üçüncü nesil PHEV sistem, 121 BEYGİR güç ve 440 NM TORK sağlayan bir elektrik motoru kullanıyor. Mercedes-AMG modellerinde bu gücün artacağı söyleniyor.

GÜÇ ARTIŞI MENZİLİ BİRAZ DÜŞÜRECEK

Mercedes-AMG modellerinde kullanılan PHEV teknolojisinin daha fazla performans sunması, elektrikli sürüş menzilinin standart modellerden daha az olmasına neden olacak. Frank Overmeyer bu durumu “Aynı batarya, aynı motor, aynı uygulama. Performanstaki önemli artış menzilin düşmesine neden olacak. Ancak sürüş deneyimi daha iyi olacak. Standart versiyonda 100 km menzil sunan bir SUV, AMG’de 60 veya 70 km menzile sahip olacak” sözleriyle açıkladı.

Kaynak: dhbr.co

Bugatti’den çocuklara araba

Bugatti, çocukların da kullanabileceği bir elektrikli otomobil üretti!

Bugatti’den (zengin) çocuklara elektrikli araba

Bugatti, 110. yaş günü için köklerine geri dönüyor. Fransız Araba üreticisi, aynı zamanda Bugatti Baby olarak da tanınan ünlü yarış arabası Bugatti Type 35’i geri getiriyor ve modern bir görünüş sunuyor. Sınırlı sayıda üretilecek olan Bugatti Baby II, elektrikli bir motora ve çocuklar ve yetişkinler için sürüş modlarına sahip olacak. Fiyatı ise 30.000 avro olarak belirlenmiş durumda. Bugatti ve Junior Classics ürünü, bu ay Geneva International Motorshow (Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı) sırasında tanıtılacak.
İnceledik: Robot bankacı iş başında!

Baby II, firmanın klasik yarış arabasına bir gönderme olarak gözüküyor. Baby II benzer bir kasa tasarımına sahip olsa da, orijinalin dörtte üçü boyuta ve 3D-baskı çerçeveye sahip olacak. Yenilenen yarış aracının arka çekişli elektrikli motora ve çıkartılabilir lityum-iyon batarya paketlerine sahip. Aracın iki farklı güç modu bulunuyor: En fazla 20km/s hızı ile giden “çocuk modu” ve 45km/s hızına ulaşan “yetişkin modu.” Ayrıca bu hızı yeterli bulmayan kişiler için “Hız Anahtarını” açan seçime bağlı bir yükseltme seçeneği de bulunuyor. Bu da sürücülerin 10kW’ye kadar güç kullanarak otomobilin sınır hızlarına ulaşabilmesi anlamına geliyor.

Baby II, Bugatti’nin geleneksel Fransız Yarış mavisi kaplamasını (diğer renk seçeneklerinin siparişi de mümkün) ve sekiz parmaklı alüminyum parmaklar ile klasik yarış arabası görünümünü koruyor. Bu pahalı araçtan sadece 500 adet üretilecek ve üretim güz mevsiminde başlayacak.

Kaynak: www.chip.com.tr

Otomobilde off-road sezonu açılacak

Otomobilde off-road sezonu açılacak

Türkiye Off-Road Şampiyonası’nın ilk yarışı, hafta sonu Ankara’da koşulacak.

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’ndan (TOSFED) yapılan açıklamaya göre; off-road yarışının ilki, 16-17 Mart’ta Ankara Offroad Kulübü’nün (ANDOFF) ev sahipliğinde, Çankaya ilçesindeki Mühye mevkisinde gerçekleştirilecek.

Yarışma 16 Mart Cumartesi günü, saat 12.30’da Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ismini taşıyan orman etabı ile başlayacak. 17 Mart Pazar günü geçilecek 1.5 kilometre uzunluğundaki seyirci etabı ise saat 10.00’da başlayacak.

Otomobilde off-road sezonu açılacak

Kupa Mücadelesi̇

Şampiyonanın ilk etabına, farklı illerden 40’a yakın ekibin katılması bekleniyor. Aralarında yeni takımlar ve yeni araçların da yer aldığı katılımcılar, zorlu engellerden oluşan etapları hatasız geçerek, rakiplerinin önünde kupaya uzanmak için mücadele edecek.

Otomobilde off-road sezonu açılacak

Yoğun Mesai̇

Andoff başkanı Kemal Şahin, kendisinin de mücadele edeceği organizasyon için ekip olarak yoğun mesai harcadıklarını belirtti. Şahin, yardım ve emeğini esirgemeyen tüm paydaşlara teşekkür ederek, yarışmacılara başarılar diledi.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Tesla, Model 3 araçlarına pil üretmesi içi Çinli CATL şirketi ile görüşüyor

ABD merkezli elektrikli otomobil şirketi Tesla’nın, Model 3 araçlarında kullanıllacak olan pillerin üretimi için Çinli ÇATL şirketi ile anlaşma zeminleri aradığı belirtiliyor.

Elektrikli otomobil üreticisi TESLA, Şangay’daki Gigafactory 3’te üretilen MODEL 3 araçlarına pil üretmesi için Çinli ÇATL şirketi ile görüşmelerde bulunduğu bildirildi. elektrikli araç pili konusunda bir numara olan ÇATL birçok büyük şirketle çalışıyor.

Otomotiv Devleri İle Çalışıyor

ÇATL birincil olarak prizmatik hücre formatlarında pil üretiyor ancak Tesla’nın elektrikli araçları için silindir piller üretmesi gerekecel. Şirket son zamanlarda kapasitesini genişletti ve dev otomotiv şirketlerine hizmet sunabilmek için birkaç yeni pil fabrikası açtı. ÇATL’in çalıştığı şirketler arasında SAAB, BMW ve honda gibi otomotiv şirketleri bulunuyor.

Tesla, Model 3 araçlarına pil üretmesi içi Çinli CATL şirketi ile görüşüyor

Tesla, Model 3 araçlarına pil üretmesi içi Çinli ÇATL şirketi ile görüşüyor Tam Boyutta Gör Yaklaşmakta olan halka arzda 2 MİLYAR dolar gelir elde etme hedefinde olan ÇATL, yakın bir süre içinde Tesla ile de anlaşma imzalayabilir. Ancak Tesla’nın Çi̇n’deki̇ bi̇rkaç pi̇l tedarı̇kci̇si̇ ile de görüşme halinde olduğu ifade ediliyor. Hem pil hem de otomobil üretmek isteyen tesla’nın, araçlarını kısa sürede üretimden çıkarmak için böyle bir karar verdi̇gi̇ de sızan bilgiler arasında.

Kaynak: dhbr.co

Spor araba ve motorsiklet meraklıları dikkat! Remus Bitcoin’i ekliyor

Spor araba ve motorsiklet meraklıları dikkat! Remus Bitcoin’i ekliyor

Remus Bitcoin’i ve diğer altcoinleri kabule başlıyor. Spor arabalar ve motorsikletler için egzoz sistemleri satan e-ticaret mağazası RemusExhaustStore.com 11 Mart’ta yaptığı bir basın açıklaması ile Bitcoin kabul etmeye başladığını duyurdu. Remus ürünleri için yetkilendirilen bir perakendeci olan mağaza, kripto para ile ödeme işlemlerini daha az ücretle ve daha hızlı gerçekleştirecek ve ibrazlar önlenecek.

Remus Bitcoin’i hangi alanda kabul edecek?

Basın açıklamasına göre 2019 yılında Kayalon Motorsports tarafından lansmanı yapılan  Remus Exhaust Store, kripto parayı egzoz sistemleri için kabul edecek. Firmanın global olarak araba ve motorsiklet egzoz sistemlerinde lider olan Remus ile onaylanmış bağlantıları var. Diğer taraftan, ödemeler tüccarların kriptoları alabilmesini mümkün kılan kripto para e-ticaret platformu Chimpion kullanımı ile işlenecek.

Mağaza tarafından kabul edilecek dijital değerler arasında Bitcoin, Ethereum, Litecoin, Bitcoin Cash, Dash, Bitcoin Diamond ve Zcoin var. Şirkete göre bunların her biri Remus ürünlerinin dünya genelinde tüketicilere ulaşımını arttıracak.

Benzer şekilde, kripto para ödemelerinin işlenmesi daha hızlı olduğundan ürünlerin müşterilere ulaşması da hızlanacak. Fiat para dönüşümlerindeki işlem ücretlendirmeleri de azalmış olacak.

Platformun sahibi Wayne Gregson Avusturya’da yapılan yüksek kalitedeki Remus egzoz sistemlerinin daha geniş bir kullanıcıya hitap edebileceği nedeniyle heyecanlı olduğunu söyledi. Ayrıca Remus yetkilendirilmiş perakendecisi olarak dijital para kullanımının online satış maliyetlerinin bazılarından kurtaracağını ve işlemlerin daha hızlı olacağını sözlerine ekledi. Gregson sözlerini şöyle bitirdi:

“Sanıyoruz müşterilerimiz araba elitlerinden alışverişte bu yeni birleşme nedeniyle memnun olacaklardır.”
Bu tür haberler gösteriyor ki daha fazla şirket ödemelerde Bitcoin ve altcoinleri benimsemeye devam ediyor. Şirketler yanında hükumetler de harekette aktif rol alıyor. Örneğin Arjantin’de kamusal ya da özel taşıt kullanım ücretleri Bitcoin ile ödenebiliyor. Yani otobüs ve taksi ücretlerini ülkede 37 lokasyonda Bitcoin kullanarak ödeyebilirsiniz.

Ülkemizde de kısa süre önce Antalya Evleri isimli şirket kripto para kabulüne başladığını duyurmuştu. Şirket Türkiye’de 30,000€ (9BTC)’den başlayan fiyatlarla ev sahibi olmaya başlanabileceğini açıklamıştı.

Kaynak: koinmedya.com

Toyota, oto hırsızlarını biber gazıyla engelleyecek

Japon markanın “koku yayma sistemi” için aldığı yeni patent, kişiye özel koku yayma özelliğinin yanı sıra hırsızlara karşı bir silaha dönüşecek. Aracı çalmaya çalışan hırsızlara biber gazı püskürtecek

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte oto hırsızlıklarının da farklı bir boyut kazandığı günümüzde üreticiler bu sorunla başa çıkabilmek için pek çok yöntem deniyor. Japon otomobil devi Toyota’nın bu konudaki yaklaşımı ise bir hayli ilginç. Markanın aldığı yeni patente göre Toyota modelleri yakın gelecekte hırsızlara biber gazı püskürtecek.
Yeni koku sisteminin bir parçası

Kulağa oldukça ilginç gelen bu özellik aslında Toyota’nın araçlarına ekleyeceği koku sisteminin bir parçası. Japon marka, günümüzde bazı lüks modellerde kullanılan koku sisteminin bir benzerini araçlarına entegre etmeye hazırlanıyor. Fakat Toyota’nın patentini aldığı sistem, diğerlerinden farklı olarak kişiye özel koku yayma özelliğiyle dikkat çekiyor. Bunu da araca binen kişiyi akıllı telefonundan tanıyarak yapıyor.

Toyota-oto-hirsizlarini-biber-gaziyla-engelleyecek108742_1

Aracı kullanan kişiyi akıllı telefonundan tanıyıp sevdiği kokuyu yayan bu sistem, araca gayrimeşru bir biçimde girildiğini fark ettiğinde silaha dönüşüyor. Böyle bir durum söz konusu olduğunda hava kanallarından içeri güzel koku yerine biber gazı doluyor. Hırsızlar etkisiz hale getirildiğinde sistemin içerisindeki koku giderici aktif oluyor ve kabini kısa sürede biber gazından arındırıyor. Bu sayede aracın asıl sahibi geldiğinde biber gazına maruz kalmıyor.

Kulağa hayli ilginç gelen bu özelliğin pratikte ne kadar kullanışlı olacağı muamma. Zira sevdiklerimizi taşıdığımız aracın içerisinde biber gazının bulunması can sıkıcı olabilir. Koku sistemini araçlarına entegre etmek isteyen Toyota’nın tüm gerekli güvenlik önlemlerini alması gerekiyor. Örneğin biber gazının herhangi bir kaza anında devreye girmesi kötü sonuçların doğmasına neden olabilir.

Kaynak: dhbr.co

Dizelden kaçış Avrupa’da ters tepti!

Dizelden kaçış Avrupa’da ters tepti!

Dizel motorlu araçların satışlarında ciddi oranda düşüşler sürerken Avrupa’da emisyon oranlarının yükselmeye başladığı belirtiliyor. Bunda, elektrikli araçlara yeterli destek verilmemesi de rol oynuyor.

ABD’de ortaya çıkan emisyon skandalı sonrasında Avrupa ülkelerinde dizel motorlu araçlara yönelik birbiri ardına alınan yasaklama kararları, dizellerin krallığını sona erdirirken, satışların ciddi şekilde düşmesine neden olmuştu. Nitekim pek çok üretici, bunun üzerine yeni modellerinde dizel motor seçeneğine yer vermeme kararı almış ve bunu da aynen uygulamaya başlamıştı. Ancak yapılan araştırmalar, Avrupa’da ortalama emisyon seviyesinin yeniden artışa geçtiği ve 2014 yılı seviyesine kadar yükseldiğini ortaya koydu.

Dünyanın önde gelen otomotiv sektörü veritabanı ve bilgi sağlayıcısı Jato Dynamics’in, 23 Avrupa ülkesinde yaptırdığı araştırmaya göre, 2018’de bu ülkelerin “neredeyse tamamında” ortalama karbondioksit salımı yaklaşık kilometrede 2.4 gram artış gösterdi. Böylelikle karbondioksit salımının kilometre başına 120.5 grama yükseldiği belirtilirken, bu miktarın, 2014 yılı seviyelerine geri dönüş anlamına geldiği vurgulanıyor.

Geçtiğimiz yıl yeni hükümet kısıtlamalarının da etkisiyle Avrupa pazarında dizel motorlu araçlara karşı genel bir negatif algı oluştuğu ve bunun sonucunda da dizel motorlu araç satışlarında yüzde 18’lik düşüş gerçekleştiği kaydedilirken, yeniden belirlenen test yöntemleri nedeniyle pek çok dizel modelin henüz onaydan çıkmadığına da dikkat çekildi.

Geri gidiş var

Söz konusu gerilemenin ardından benzinli araçlara yönelimin, ortalama karbondioksit salımında artışı beraberinde getirdiğine değinilen araştırmada, bunun gerek Avrupa hükümetleri gerekse de birçok otomotiv üreticisi açısından “kabus” anlamına geldiği kaydedildi. Yine Avrupalı hükümetlerin elektrikli araçlara yeterli destek vermediğini ve bu araçların altyapı eksikliklerini tam olarak gideremediğini söyleyen uzmanlar, “Dizel araçların emisyon değerleri, halen benzinlilere göre düşük. Dizel satışlarının düşmesi, bu araçların, ortalama emisyon değerlerinin azaltılmasında oynadığı olumlu rolün de ortadan kalkmasına neden oldu. Alternatif yakıtlı araçların satışlarında istenilen hızda bir yükseliş olmaması halinde, otomotiv endüstrisinin daha radikal önlemler alması gerekecek” yorumunu yaptı. Karbondioksit salımı düşük olan dizel motorların, buna karşılık sağlığa zararlı azot oksit salımlarının fazla olduğu biliniyor.

Son teknoloji dizeller ise, bu etkiyi bir hayli düşürmeyi başarmış durumda. Bu nedenle Avrupa’da Euro5 normuna sahip olanlar dahil, daha eski teknoloji dizel motorlara ardı ardına şehir merkezlerine giriş yasağı getiriliyor. Uzmanlar, karbondioksit emisyonundaki yükselişin, geçen yıl SUV satışlarındaki patlamadan da kaynaklanmış olabileceğine dikkati çekiyor.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr

Elektrikli Nissan LEAF satış rekoru kırdı

Elektrikli Nissan LEAF satış rekoru kırdı

İlk nesliyle 2010 yılında piyasaya sunulan Nissan LEAF, yüksek teknoloji ve elektrikli sürüş deneyimini erişilebilir fiyatlarla pazara sunarak geniş kitlelere ulaşma başarısını sürdürüyor.

NISSAN Intelligent Mobility özellikleriyle donatılmış ve otonom sürüş özellikleriyle dikkat çeken NISSAN’ın elektrikli otomobili LEAF, piyasaya sürüldüğü 2010 yılından bu yana toplamda 400 bin satış adedine ulaşarak rekorlarına bir yenisini ekledi.

Dünyanın en çok satan elektrikli otomobili ünvanını elinde bulunduran NISSAN LEAF, son dönemde Kuzey Avrupa, Çin, Japonya ve ABD’de yoğun ilgi görüyor. 2018 yılında Avrupa’da da en çok satan elektrikli otomobil olan NISSAN LEAF, aynı zamanda Norveç’te en çok satan binek otomobil olmuştu.

NISSAN’ın Global Pazarlama, Satış ve Elektrikli Araçlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Daniele Schillaci konuyla ilgili olarak, “Bu bizim için bir dönüm noktası. Sayısı bugün 400 bine ulaşan ve gittikçe artan müşterilerimizin NISSAN LEAF’e duyduğu güven ve heyecanın güçlü bir göstergesi.” dedi.

LEAF ile yıllık 3,8 milyon varil petrol tasarrufu

2010 yılından bu yana LEAF sahiplerinin arabalarıyla kat ettiği yol toplamda 10 milyar kilometreyi geçerken, bugüne kadar satılmış olan tüm LEAF’ler her yıl 3,8 milyon varil petrolden tasarruf sağlıyor.

Birinci kuşak LEAF’i piyasaya sürerken, sıfır emisyonlu araçların üretiminde ve tanıtımında küresel bir lider olma taahhüdünü de üstlenen NISSAN, hükümetler ve kamu hizmeti veren şirketlerle yaptığı iş birlikleriyle elektrikli araç kullanımını teşvik etmeye, şarj işlemini kolaylaştırmanın yanı sıra daha elverişli hale getirmeye ve elektrikli araba akülerine ikinci bir kullanım alanı yaratmaya yönelik çalışmalar yaparak öncü rolünü sürdürüyor.

Bu çalışmalar kapsamında NISSAN Enerji girişimini kurarak dünyanın birçok yerinde ortaklıklar kuran NISSAN, elektrikli araç akülerinin daha fazla enerji depolamasını; evlerde, işyerlerinde ve elektrik şebekelerinde yedek güç kaynağı olarak kullanılmasını ve elektrikli araçların daha kullanışlı hale gelmesini sağlamak suretiyle verimli enerji kullanımını teşvik ediyor.

LEAF artan menziliyle 2019’da da Liderliğin Güçlü Adayı

CES 2019’da yenilenen versiyonu LEAF E-Plus ile müşterilerine güç ve menzil açısından daha fazla seçenek sunan NISSAN 2019 yılı için de dünyanın en çok tercih edilen elektrikli markası olma yolunda ilerliyor.

NISSAN LEAF E-Plus, NISSAN Intelligent Mobility’i “Akıllı Güç, Akıllı Sürüş ve Akıllı Entegrasyon” alanında kaydedilen ilerlemeyle temsil ediyor. NISSAN LEAF, 322 km’ye varan sürüş menzili, neredeyse sessiz çalışan motoru, yumuşak ve hassas gaz pedalı ile birçok müşterinin ihtiyacını karşılarken, NISSAN LEAF E-Plus %40’ın üzerinde bir artış ile 458 km’lik bir sürüş menzili sunuyor.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr