Michelle Obama’nın kitabı 10 milyondan fazla sattı: ‘Tarihteki en popüler otobiyografi olabilir’

Eski ABD lideri Barack Obama’nın eşi, kitabında çocuk düşürdüğünü ve kızları Malia ile Sasha’ya tüp bebek yöntemiyle sahip olduğunu açıkladı. Obama çifti, anı kitapları için 60 milyon dolarlık bir anlaşmayı iki yıl önce imzalamıştı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama’nın yazdığı 5 ay önce piyasaya çıkan Becoming (Olmak) adlı kitabın şu ana kadar dünya çapında 10 milyondan fazla sattığı açıklandı. Yayımcı şirket Bertelsmann’a göre kitap, tarihteki en popüler otobiyografi olma yolunda ilerliyor.

Alman medya şirketi Bertelsmann, kitabı piyasaya çıkaran Penguin Random House Yayınevi’nin hisselerinin yüzde 75’ine sahip.

Bertelsmann’ın üst düzey yöneticisi Thomas Rabe, “Bu kitabın, tarihteki en başarılı anı kitabı olacağına inanıyoruz” dedi.

Yayınevi 2017 yılında Obama çiftiyle kitap hakları için 60 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamıştı.

Barack Obama’nın kitabı ise henüz piyasaya çıkmadı.

Michelle Obama kitabında evliliğinde ve iki çocuğuna hamile kaldığı dönemde yaşadığı sıkıntıları da anlatıyor.

Obama, kitabında çocuk düşürdüğünü ve kızları Malia ile Sasha’ya tüp bebek yöntemiyle sahip olduğunu açıkladı.

426 sayfalık kitapta ilk kez kamuoyuna açıklanan bir diğer bilgi ise Obama ve eşi eski ABD Başkanı Barack Obama’nın bir dönem çift terapisine gitmiş oldukları.

Kitap her yaşa ve her cinsiyete hitap ettiği için övülüyor.

Michelle Obama, kitapta ayrıca eşinin, ABD’de doğmadığı iddiasına destek verdiği için halefi Donald Trump’ı “asla affetmeyeceğini” söyledi.

Obama, “Ya akli dengesi yerinde olmayan birisi eline silah alıp Washington’a gelseydi? Ya böyle birisi kızlarımızın peşine düşseydi? Yüksek sesli ve pervasız imalarıyla Donald Trump, ailemin güvenliğini riske attı. Ve bundan dolayı onu asla affetmeyeceğim” dedi.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr

Uber, Careem’i Satın Alabilir!

Uber’in Orta Doğu’daki bir rakibini satın alma hazırlığı yaptığı ortaya çıktı!

Yıllardır büyük uluslararası piyasalardan çekilmesinin ardından Uber, artık atağa geçmeye hazırlanıyor gibi gözüküyor. Bloomberg ile konuşan kaynakların söylediklerine göre araç paylaşımı firması, Orta Doğu’daki ana rakibi Careem’i 3.1 milyar dolar değerinde nakit ve hisse ile satın almayı planlıyor. Uber’in bu satın alım ile tam olarak neyi amaçladığı ise henüz belli değil. Ancak kısa zaman içerisinde bu konuda daha fazla bilgi edineceğiz gibi gözüküyor. Söylenene göre hissedarlar, 25 Mart’a kadar anlaşmayı imzalamayı planlıyorlar ve anlaşma 26 Mart’ta kamuya duyurulabilecek.

Bu kararın oldukça stratejik bir yanının da olduğu söylenebilir. Uber’in Nisan ayında IPO için başvurması bekleniyor ve Careem’in satın alımı, yatırımcıların firmaya destek olmaları için daha fazla sebep sunabilir. Ayrıca firmanın en büyük yatırımcılarından biri de Suudi Arabistanlı bir yatırım fonu ve Uber, bölgede daha etkin hâle gelirse daha fazla yatırım kazanabilir. Ancak Uber’i, eğer potansiyel müşteri artışı dışında anlaşmadan bir geliri yoksa bu tür bir anlaşmayı tekrarlarken göremeyebiliriz.

 

İki Türk Öğrenci ABD’de Uzay Kampına Seçildi!

Honeywell, Türkiye de dahil olmak üzere 41 ülkeden 292 öğrencinin katıldığı Huntsville, Alabama’da bulunan ABD Uzay ve Roket Merkezi’nde her yıl gerçekleşen Honeywell Liderlik Akademisi’ne (HLCA) sponsor olarak destek veriyor. İki hafta süren programlar kapsamında öğrenciler, kodlama, bilgisayar bilimleri ve astronotlukta karşılaşılan zorluklarla bire bir mücadele ederek; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kariyer yapmaya teşvik ediliyor.

Honeywell Liderlik Akademisi, ABD Uzay ve Roket Merkezi‘nde bu yıl iki Türk lise öğrencisini ağırladı. Akademiye katılan Işık Baran Şandan (16) ve Alp Yurter (16), kendi okullarındaki STEM projelerine olan ilgilerini ve tutkularını destekleyecek benzersiz deneyimlerle Türkiye’ye geri döndü.

Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Frans van Deursen, program hakkındaki görüşlerini “Dünyanın en heyecan verici ve ihtiyaç duyulan meslekleri bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikle ilgili alanlar çevresinde gelişiyor. Honeywell’de hedefimiz,bugünün öğrencilerinin geleceğin zorluklarını çözebilecek yeni nesil mühendisler ve bilim insanları olmasını sağlamak ve insanlık için yaşam kalitesini artırma konusunda onlara ilham verebilmek. HLCA’ya Türkiye’den katılan bu özel öğrencilerin, kendi liderlik becerilerine güvenmelerine ve kendi gelecekleri için başarılı bir yol öngörüp, tasarlamalarına yardımcı oluyoruz. Honeywell bu genç öğrencilere yatırım yaparak, dünyamızı değiştirecek STEM okur-yazarlarını hazırlamaya yardımcı oluyor.,” sözleriyle ifade etti.

16-18 yaş aralığındaki öğrenciler ABD’deki programlar kapsamında astronot simülasyonları, uzay mekiği görevleri ve ay yürüyüşü eğitimleri alıp; roket yapımı, kodlama ve test etme gibi çeşitli ekip oluşturma zorluklarını deneyimleyerek STEM liderlik becerilerini geliştirdiler. Ayrıca öğrenciler dijital becerilerini geliştirebilmek adına; bilgisayar bilimlerini ve bilgisayarla düşünme yöntemini kullandılar.

İstanbul Erkek Lisesi’nde 10. sınıf öğrencisi olan Işık Baran Şandan, “Honeywell Liderlik Akademisi‘nde geçirdiğim süre bugüne kadar geçirdiğim en iyi hafta olabilir. Harika tecrübeler, görevler, sosyal aktiviteler düşünce şeklimi olumlu bir şekilde etkiledi. Başka hiçbir yerde bir haftada bu kadar çok şeyi deneyimlerken, bu kadar çok eğlenebileceğimi ve öğrenebileceğimi düşünmüyorum. Ayrıca hayatım boyunca görüşmek isteyeceğim harika arkadaşlar edindim. Hayatta bir kez yaşanacak bu muhteşem tecrübe için Honeywell’e teşekkür ederim,” şeklinde konuştu.

Özel Marmara Koleji 10.sınıf öğrencisi Hasan Alp Yurter, uzay kampında yaşadıklarıyla ilgili, “Asla unutamayacağım bir hafta ve eşsiz bir tecrübeydi. İyi arkadaşlar edindim. Uzaya bakış açım değişti. Diğer yandan, dünyanın dört bir yanından insanlarla zaman geçirmek ve farklı kültürlerden gelen insanlarla arkadaşlık kurmak çok heyecan vericiydi.” dedi.

Honeywell’in kurumsal vatandaşlık inisiyatifi olan Honeywell Hometown Solutions organizasyonu, 2010’dan bu yana Honeywell çalışanlarının katkısıyla 2.709 öğrenciye burs sağlandı. Öğrenciler başvuru içeriği, akademik başarıları ve toplumsal katılımı baz alan sıkı bir araştırma süreci sonucunda seçiliyor. Burs ücreti, yeme-içme ve konaklama ile program malzemeleri Honeywell ve Honeywell çalışanları tarafından yapılan finansal katkılarla karşılanıyor.

 

Kaynak: www.chip.com.tr

Fransız hükümeti polis ve askerlerine ‘vur emri’ verdi

Fransa’da sadece akaryakıt için istenilen vergi bedeli değil, aynı zamanda hayat pahalılığını da protesto eden Sarı Yeleklileri haftalardır sokaklarda… Bu hafta cumartesi günü de sokaklara inecek olan protestocular için Fransız hükümeti emsal bir karar verdi.

PARİS’TE 5 BİN POLİS GÖREV ALACAK
Fransız General Bruno Leray, hafta sonu başkent Paris’te Sarı Yeleklilerin düzenleyeceği gösteri sırasında düzeni sağlamak amacıyla 5 bin civarında polise destek olacağını söyledi.

“ATEŞ AÇABİLİRLER”

Leray, güvenlik güçleri için, “Eğer kendi yaşamları ya da korudukları kişilerin yaşamları tehlikeye girerse, ateş açabilirler.” ifadesini kullandı. Bu kararla birlikte polis ve askerler gerçek mermi kullanabilecek.

GÖSTERİYE İZİN YOK
Fransız polisi de yarın Champs-Elysees’de Sarı Yeleklilerin gösteri yapmasına izin verilmeyeceğini, göstericilerin Arc de Triomphe Bulvarı’nı çevreleyen sokaklar ile Elysee Sarayı ve ulusal meclis civarından uzak tutulacağını açıkladı.

Fransa’da sarı yelekliler, geçen hafta cumartesi günü Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin politikalarını protesto etmek için ülke genelinde yeniden sokağa çıkmış, polis Paris’te göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmişti.

ÜNLÜ MAĞAZALAR YAĞMALANMIŞTI

Paris’in Champs-Elysees Caddesi’nde toplanan, polise taş ve şişe atan göstericiler, birkaç barikatı ateşe vermiş, camlarını kırdıkları birçok mağaza ve restoranı yağmalamıştı. Eylemciler, ayrıca caddedeki birkaç ünlü markanın mağaza ve restoranını yakmıştı.

Eylemde, Champs-Elysees Caddesi çevresinde bir binanın zemin katında bulunan bankada yangın çıkmış, alevlerin üst katlara sıçradığı yangında ikisi polis 11 kişi hafif yaralanmıştı. Geçen haftaki gösteride 192 kişi gözaltına alınmış, 17’si polis 42 kişi yaralanmıştı.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Ağrılı çocukların satranç takımı sevinci

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan, atıkların yerinde ayrıştırılarak geri dönüşüm işleminden sonra ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan “Sıfır Atık Projesi“ne, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de atık lastiklerle destek verildi.

Bu çerçevede, geçen yıl külliyede toplanan ömrünü tamamlamış 190 araç lastiğinden, Lastik Sanayicileri Derneğince (LASDER), Eleşkirt’teki Cengiz Topel Ortaokuluna hediye edilmek üzere büyük bir satranç takımı ile seksek takımı yapıldı.

Satranç ve oyun takımları, dernek yetkilileri gözetiminde okul bahçesine monte edildi. Öğrenciler, kurulum sonrası satranç ve seksek oynamanın keyfini yaşadı.

Kurulum aşamasını da takip eden İlçe Milli Eğitim Müdürü Burhan Kurt, satranç takımının, 2019’da öğrencilerinin bu alanda gösterdiği başarı nedeniyle Cengiz Topel Ortaokuluna verildiğini söyledi.

Başta Emine Erdoğan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür eden Kurt, “Dijitalleşen dünyamızda çocuklarımızın unuttuğu geleneksel oyunların yeniden hatırlatılmaya çalışılması ve bu işe vesile olan Sıfır Atık Projesi’nin ne kadar önemli olduğunu hepimiz gördük. Satranç ile seksek takımları, çocuklarımızın hayatına yeni renk ve farklılık getirmiştir.” diye konuştu.

LASDER Kurumsal İlişkiler ve Pazarlama Müdürü Erdoğan Şahin de derneğin faaliyetiyle ilgili bilgi verdi.

“Sıfır Atık Projesi”ne destek sunduklarını anlatan Şahin, bu kapsamda ilçedeki okulun bahçesine oyun takımlarını kurduklarını dile getirdi.

Öğrencilerden Aleyna Nur Tekin ise satranç ve oyun takımlarının kurulmasına çok sevindiklerini belirterek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz. Çok mutlu olduk. Artık teneffüslerde bahçede oyunlar oynayabiliriz.” dedi.


Kaynak: www.aa.com.tr

‘Türkiye’de iş yapmak kolaylaşıyor’

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aydın Ticaret Odası‘nda düzenlenen “İstihdam Seferberliği 2019 Aydın Buluşması”nda, merkez üssü Denizli’nin Acıpayam ilçesi olan 5,5 büyüklüğündeki deprem sonrası yetkililerden bilgi aldığını söyledi. 

Denizli Valisi Hasan Karahan ile de görüştüğünü hatırlatan Selçuk, “Çok şükür can kaybı olmadı. Bakanlığımızın personeli de şu anda sahada. Allah bir daha yaşatmasın.” diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin çok büyük bir ivme kaydettiğini dile getiren Selçuk, son 3 yılın büyüme rakamlarında bunu gördüklerini ifade etti.

“İhracat rakamlarımız iyi gidiyor”

17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi büyük badireler ile 2018’deki ekonomik manipülasyonlara rağmen şu anda ekonomik büyümenin devam ettiğine dikkati çeken Selçuk, şöyle konuştu:

“Bu dönemde birçok Avrupa ülkesini geride bırakmış durumdayız. Çalışanlarımızla, işverenlerimizle birlik ve beraberlik içinde bu yılın da yeniden güçlü bir şekilde sonuçlanacağına inanıyorum. Ekonomik verilerimiz ve iş yapma potansiyelimiz bizlere uygun zemin hazırlıyor bu sayede ihracat rakamlarımız da çok iyi gidiyor. 2002’de 36 milyar dolar olan ihracat rakamımız, bugün 170 milyar dolara ulaşmış durumda. Hükümetimizin ortaya koyduğu reformların yansımalarını da uluslararası göstergelerde izlemekteyiz.”

Dünya Bankasının her yıl yayınladığı iş yapma kolaylığı endeksinden bahseden Selçuk, Türkiye’nin son 3 yılda bu alanda önemli mesafe aldığını vurguladı.

Selçuk, şöyle devam etti:

“Türkiye’de iş yapmak her geçen gün daha kolaylaşıyor. Özellikle kredi alma, vergilerin ödenmesi ve sınır dışı Ticaret gibi alanlardaki iyileştirmelerimiz neticesinde Türkiye, iş yapma kolaylığında 190 ülke arasında 43. sıraya kadar yükseldi. Geldiğimiz yer son 15 senenin rekorudur. İş yapmayı kolaylaştırmanın bir sonucu olarak 2002 yılında 720 bin olan sigortalı çalıştıran iş yeri sayısı 1,9 milyona, aktif sigortalı sayısı 12 milyondan 22,3 milyona ulaştı. Aynı dönemde aktif iş gücü programlarından yararlananların sayısı ise 3 milyonu aştı.”

Aydın’da aktif sigortalı sayısının 2002 yılında 173 bin iken bugün bu rakamın 272 bine ulaştığını aktaran Selçuk, 81 bin iş yerine teşvik ve destek sunduklarını, 10 bin engelli ve yaşlı vatandaşa evde bakım desteği verdiklerini söyledi.

Selçuk, Türkiye’nin, küresel krizden bu yana yaklaşık 8,5 milyon kişiye ilave istihdam sağlayarak AB ülkeleri arasında ilk sırada olduğunu kaydetti.

İşverenlerin nisan ayı sonuna kadar sağlayacağı her ilave istihdam için 3 ay boyunca prim ve vergilerin yanı sıra asgari ücret düzeyinde ücretini de devlet olarak karşıladıklarını anımsatan Selçuk, “Eğer şartlar sağlanırsa izleyen 9 ayda da prim ve vergileri ödemeye devam edeceğiz. Bu yeni teşvik ile devletimiz, vatandaşlarımızın iş bulabilme imkanını artırmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak bugüne kadar görülmemiş bir istihdam teşviki sunuyor. Şimdi işverenlerimizle beraber elimizi taşın altına koyma ve sorumluluk alma vakti.” diye konuştu.

“İlk gelen sinyaller bizlere umut veriyor”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Aydın’ın, Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olduğunu söyledi.

Aydın’ın Türk siyasi hayatında çok önemli bir yerde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, tarım ve sanayi anlamında da kentin önde geldiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla yeni bir istihdam seferberliği başlatıldığını anımsatan Hisarcıkloğlu, “Bu tarihi desteklerden faydalanın. İstihdam kampanyasına katılın. Tarihimizde böyle bir teşvik ve destek görmemiştik. Hedefimiz çok büyük ama hepiniz biliyorsunuz ki bizim inancımız ‘İnsan ancak çalıştığını elde eder’ diyor. İlk gelen sinyaller bizlere umut veriyor. İstihdamda pozitif ivme başlattık. Devamı da gelecek inşallah.” dedi.

 

Kaynak: www.aa.com.tr

 

Öğrenciler kamera karşısında İngilizce öğreniyor

İngilizce öğretmeni Soner Özyurt’un öncülüğünde Gaziantep’teki Kıbrıs Ortaokulu’nda başlatılan İngilizce Haber Bülteni projesi kapsamında öğrenciler, stüdyo ortamına çevrilen sınıfta, kamera karşısına geçerek haber sunuyor.

Böylece çocuklar, hem öz güven kazanıyor hem de eğlenerek İngilizce öğreniyor. Sosyal medyada yayınlanan videoları izleyen okuldaki öğrenciler, geçmişte sıkıldıkları ve ön yargıyla yaklaştıkları İngilizceyi öğrenerek, projeye dahil olmak istiyor.

BAŞARI SEVİYELERİ YÜKSELDİ

İngilizce dersinin yanında matematik, Türkçe ve sosyal bilgiler dersleri de oyunlar eşliğinde işlendiği okuldaki sosyal projeler sayesinde öğrencilerin devamsızlık oranları azalırken, başarı seviyeleri de arttı.

Öğrenciler kamera karşısında İngilizce öğreniyor

İNGİLİZCE HABER SUNUYORLAR

Kıbrıs İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü Ökkeş Hançer, Aklasik eğitim anlayışının dışına çıkarak öğrencileri farklı alanlarda yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Öğrencilerin derslere olan ilgilerini artırmak ve canlı tutmak için çeşitli projeler geliştirdiklerini, bunlardan birinin de ‘İngilizce Haber Bülteni’ olduğunu anlatan Hançer, çalışma kapsamında öğrencilerin kamera karşısına geçerek İngilizce haber sunduğunu, bunun da tüm öğrencilerin dikkatini çektiğini kaydetti.

Öğrenciler kamera karşısında İngilizce öğreniyor

EĞLENCE VE ÖĞRENME BİR ARADA

Hançer, “Sözel ve sayısal derslerin eğlenceli bir şekilde öğrenilmesini sağlıyoruz. Biz sadece akademik başarı olarak ilerlemeyeceğiz. Sporda, kültürde ve sanatta da ilerleyeceğiz. Kültür ve sanatın altyapısını da oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizin yeteneklerine göre yönlendirilmesine destek oluyoruz. Bu etkinlikler sayesinde başarı düzeyi artan öğrencilerimiz var. Bu da bizleri çok çok sevindiriyor.” dedi.

Öğrenciler kamera karşısında İngilizce öğreniyor

DEVAMSIZLIKLAR AZALDI

Hançer, “Bulunduğumuz mahalle biraz daha kenar bir semt. Daha önce okulumuzda devamsızlık yapan çok fazla öğrenci vardı. Öğrenciler kendilerini okula ait hissetmiyorlardı. Bu durumu önceden tespit ederek projeler üretmeye başladık. Projeler sayesinde öğrencilerimizin devamsızlığı azaldı, okula ilgileri ve başarıları artmaya başladı. Kaybedecek hiçbir öğrencimiz yok, hepsini kazanmak zorundayız.” diye konuştu.

Öğrenciler kamera karşısında İngilizce öğreniyor

“ÖĞRENCİLERE ÖZGÜVEN KAZANDIRIYORUZ”

İngilizce öğretmeni Soner Özyurt, “Çocukların İngilizce konusunda vizyonlarının genişlemesini istiyoruz. Öğrencilerimize öz güven kazandırmaya ve ön yargılarını kırmaya çalışıyoruz. Sosyal medyadan görüntüleri yayınladıktan sonra onlarca öğrenci başvuruda bulundu. Her teneffüste sıra oluşuyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Sisi anayasa değişikliği ile kendini garantiye alıyor

Mısır’daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah El Sisi’nin anayasa değişikliğini uluslararası dengelerin değişme ihtimali olduğu bir döneme denk getirmeye çalıştığını belirterek, “Özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan veliaht Prensi Selman’ın gitme ihtimalinin belirdiği bir dönemde anayasa değişikliğini yaparak kendini garanti altına almaya çalışıyor.” dedi.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) ile Katar merkezli Al Jazzaara Arapça Televizyonu ortaklaşa düzenlediği “Mısır’daki Anayasal değişikliler sebep ve sonuçları” başlıklı panel, üniversitenin Halkalı yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Mısır’daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Mısır’da yapılacak anayasa değişikliği konusunda Mısır halkının oldukça duyarlı olduğunu, ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah El Sisi rejimin ülkede yarattığı korkudan dolayı halkın sessizliğini koruduğunu söyledi.

Sisi’nin açıkça iktidarını sonlandıracak tüm ümitleri ve kaynakları yok etmeye çalıştığını vurgulayan Nur, “Sisi ona alternatif oluşturabilecek, iktidarını sonlandıracak fırsatları yok etmek için tüm kanalları kapıları tek tek kapatıyor ve iktidarını sürdürebildiği kadar sürdürmeye çalışıyor. Anayasa değişikliğini de iktidarını sağlamlaştırmak için bir araç olarak kullanıyor.” diye konuştu.

Anayasa değişikliğini uluslararası dengelerin değişme ihtimali doğduğu bir dönemde hızlıca devreye soktuğunu aktaran Nur, şöyle konuştu:

“Mısır’da mevcut parlamentodan daha kötü bir parlamento oluşturulamaz. Sisi, anayasa değişikliğini seçimlerden sonra yapmayı planlıyor. Bunu da uluslararası konjonktüre göre belirliyor. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan veliaht Prensi Selman’ın gitme ihtimalinin belirdiği bir dönemde yapmaya çalışması kendisini güvence altına almaya çalıştığının açık bir göstergesi. Dolayısıyla anayasa değişikliğini hızlandırmasının tek nedeni de budur. Ben şuna inanıyorum ki bu yapılacak anayasa değişikliğinin darbeden daha kötü ve daha fazla zarar verici bir etkisi olacaktır Mısır halkı için.

Şu anda zekadan ne kadar yoksun işler yapıldığını çok net görebiliyoruz. Çünkü bu tip değişimler yapılırken halkın istekleri ön planda tutulmaya çalışılır. Mesela Sedat’ın yaptığı gibi. Sedat, halkın kabullenebileceği hoşnut olacağı maddeler koyarak anayasada değişiklik yaptı. Bu yöntemle ancak bir anayasa değişikliğini halka kabul ettirebilir. Ama şu anda Mısır’ı yöneten adam bunu bile becerecek zekadan yoksun.”

Nur, Sisi rejimimin Mısır’daki siyasi hayatı tamamen yok ettiğini anayasa değişikliğinin halk tarafından kesinlikle onaylanmadığını kaydetti.

Mısır’da, sağcıların, solcuların, liberallerin ve İslamcıların Sisi’nin yapmaya çalıştığı anayasa değişikliğine karşı olduğunu anlatan Nur, “Mısır’da anayasayı koruma, kurtarma adına Sisi’nin karşısına çıkan kim olursa olsun ya tutuklandı ya öldürüldü. Ona karşı çıkan herkes hayatıyla ödüyor. Dolayısıyla şu anda maalesef herkes korkudan bu diktatöre destek vermek zorunda kalıyor. Çünkü kimse Sisi ile çatışmak istemiyor. Maalesef orada yaşayan kardeşlerimizin bize aktardıkları bunlar.” ifadelerini kullandı.

“Mısır halkı sesini daha gür çıkarmak zorunda”

Mısır eski İnşa ve Kalkınma Partisi Başkanı Tarik Alzomor, 25 Ocak devrimden sonra Mısır’da sistemin çökmesi ile beraber oluşan boşluğu fark eden generallerin 3 Temmuz 2013 darbe yaptığını söyledi.

Darbe ile birlikte Mısır’da demokratik sistemin tamamen yok edildiğini anlatan Alzomor, “Generaller sadece halkın iradesine değil askere, polise de darbe yaptı. Mısır devletine ait tüm kurum ve kuruluşlar generallerin yönetimine geçti. Şunu itiraf etmek gerekir Mısırlı generaller bu konuda çok profesyoneller. Şu anda Mısır’da tüm siyasilerin kendi saflarını, duruşlarını netleştirmeleri ve bu generallerin karşısına geçerek ‘biz sizden daha zekiyiz, biz sizden daha güçlüyüz ve bizimle oyun oynayamazsınız’ demesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Eskiden Firavunlar Mısır halkını nasıl köleleştirdiyse bugün de generallerin Mısır halkını köleleştirmeye çalıştığını ifade eden Alzomor, şunları aktardı:

“Bizim artık buna müsaade etmemiz lazım. Mısır halkının bu saatten sonra sesi çok daha gür çıkarması gerekiyor. Şu durumda bile biz hala Mısır devletini korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Mısır devletini yeniden şekillendirmek için çalışıyor generaller ise sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Dolayısıyla yapılmak istenen anayasal değişiklikler aslında anayasa ihlali anlamına geliyor. Biz buna anayasa değişikliği değil anayasa ihlali diyoruz. Mısır halkı tek yumruk olmak ve saflarını birleştirerek tekrar toparlanmak zorunda. Tüm sorunlarımızı arkada bırakarak bir araya gelip tekrar Mısır’ı ayağa kaldırmamız gerekiyor. Şu anda yapılan anayasal ihlaller istikrar getirmiyor. Despotizm ile istikrar sağlanmaz. Dolayısıyla insanların tutuklanmaları, öldürülmeleri, idam edilmeleri istikrar getirmiyor. Mısır’da istikrarın oluşması için gerçek ve meşru bir zeminin oluşması, halkın rızasının olması gerekiyor. Bu darbe halkın isteği üzerine gerçekleşmedi. Şu anda halka kabul ettirilmeye çalışılan yasaların hiçbir meşruiyeti yoktur. Sisi meşruiyetini pekiştirmek için anayasal değişikliğe gidiyor ama Sisi’nin unutmaması gereken Mübarek örneği. Mübarek de aynı şekilde anayasayı değiştirmeye çalıştı ve bu onun sonunu getirdi.

Aynı şeyi Sedat da yaptı. Mısır’da ne zaman anayasa değişikliği yapılmaya çalışılsa Mısır halkı ayaklanıyor. Mısır halkı eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve Eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat’a nasıl geçit vermediyse nasıl devirdiyse Sisi rejimini de devirecektir. Tüm devrim güçlerinin kenetlenmesi, tek yürek, tek yumruk ve tek sesle 25 Ocak’ta toplandığı gibi Mısır’ın yeni tarihini oluşturmak için bir araya gelmeli. Böylece bu generallere ve yönetimlerine son vermeliyiz. Çünkü Mısır halkı diktatör bir rejimi daha fazla kabul edemez. Mısır halkı köle değil ve bu köleleştirme rejimini istemiyor.”

Kaynak: www.aa.com.tr

Son dakika… Bakan Kurum açıkladı: 10.5 milyon vatandaş yararlandı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AA Finans Masası’nda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bakan Kurum, İmar Barışı’na 10.5 milyon kişinin başvuru yaptığını söyledi. Ankara’nın kuzey ve güneyine millet bahçelerinin yapılacağını söyleyen Bakan Kurum, 50 bin sosyal konut için 250 bin başvuru geldiğini belirtti. LPG’li araçların AVM, otel ve kapalı otoparklara girmesine ilişkin olarak da Bakan Kurum, Nisan ayında yönetmelik yayınlayarak sorunun çözülebileceğini kaydetti. Bakan Kurum, 2021 yılında depozito uygulamasına geçileceğini ve metal, cam, pet şişelerin atılacağı makinelerden para, kontör, otobüs bileti, çikolata gibi şeylerin verileceğini söyledi.

Bakan Kurum’un açıklamaları şöyle:

İnsanların sosyal donatı eksikliklerinin vatandaşları rahatsız ettiğini görüyoruz. Ataşehir’de 3 mahallede kentsel dönüşüm toplantısı yaptık. Vatandaşlar mutlu ayrıldılar, ikna ettiklerini düşünüyorum.

Kentsel dönüşümde olayı projeyi yerinde çözmek zorundayız. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla sorunları da bakanlık olarak çözme yöntemiyle problemlerin üzerine gidiyoruz. Bugün Mamak’ta süre gelen bir kentsel dönüşüm projesi vardı, onun temelini atacağız. Yine Gaziosmanpaşa’da sorunlarımız vardı. Orada geçen hafta temel attık. Esenler bölgemizde çok örnek bir kentsel dönüşümle alakalı şehircilik anlayışını yapıyoruz. Üsküdarımızda temel attık. Geçen hafta Ataşehir’e gittim, üç mahallede toplantı yaptım. Toplantılarda da vatandaşımızın o yaşam standardının kendisini rahatsız ettiğini görüyoruz. Sokaklara park edilen araçların, insanların sosyal donatı alanı eksikliklerinin kendilerini rahatsız olduklarını görüyoruz. Ataşehir’de üç mahallemizde toplantı yaptık. Gerçekten mutlu ayrıldılar. Onları ikna ettiğimizi düşünüyorum ve o süreçte kentsel dönüşümle alakalı destek vereceğimize ikna ettik.

Kartal’da yıkılan binanın temelini önümüzdeki hafta atıyoruz.

300 bin liralık eve 300 bin liradan aşağı teklif etmiyoruz. Dairelerin değeri kaybolmuyor.

Vatandaşımız bize inanıyor. Emlak Bankası da sahaya inecek.

İmar Barışı’nda 13.5 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir konu. Buradan çok önemli bir veri elde edeceğiz. Yapı stokuna ilişkin tespitler yapacağız. Riskleri analiz edeceğiz. 10.5 milyon vatandaşımız başvuru yaptı. Bir çoğunun elektrik, su, doğal gaz problemi vardı. Mülklerini ipotek gösteremiyorlardı. Bunları aştık. Çok olumlu gidiyor. Kültürel alanlarda imar barışını sabote eden vatandaşlarımız oldu. Biz hem özel çevre koruma bölgesinde hem doğal sit alanlarındaki yapıların durumlarını takip ediyoruz. Kesinlikle tarihimize kültürümüze doğal sit alanlarımıza kimsenin zarar vermesine imkan vermeyeceğiz.

Biz Ankaramıza ilişkin çok önemli proje yürütüyoruz.  Hem güney hem kuzeyine yeşil koridor açıyoruz. Mogan Gölü’nden başlıyor İmrahor’a uzanan süreçte 35 kilometrelik alanı kapsıyor. İçinde parkların bahçelerin olduğu çok önemli bir koridoru hayata geçiriyoruz. Mogan’dan 3.5 milyon metreküplük dip çamurunu temizledik. Mogan Gölü etrafında çok büyük bir millet bahçesi projelendiriyoruz.

Kuzey’de çok önemli bir hattımız var. Kuzey’de Atatürk Orman Çiftliği’mizle başlayan hatta Atatürk Kültür Merkezi olarak bildiğimiz alanımız vardı. Şimdi bu alanı 650 bin metrekarelik alanı Ankara’ya yakışacak bir millet bahçesi yapıyoruz. Hyde Park’ın yarısı büyüklüğünde. Güneye yaptığımız koridorun bir benzerini kuzeye yapacağız. Tarihi yapıların da yeniden restorasyonuyla kuzeyde yeni koridor açmış olacağız. Toplam maliyetleri 1 milyar lirayı aşıyor. 2019 yılı içinde etaplar halinde tamamlayıp 2020 yılında Ankaralıların hizmetine açacağız.

Şu an ülkemizde 55 bin kilometrekare korunan alanımız var, biz bunu 2023’e kadar 2,5 kat artırmayı hedefliyoruz. OECD verilerine göre yüzde 17’ye çıkarmayı hedefliyoruz.

Şehirlere gidiyorsunuz seçim zamanı geldiğimizi söylüyorlar. Seçim zamanı gelmeyenlerden olduğumuzu söylemeye çalışıyoruz. Bugüne kadar söylediklerimizi yaptığımızı yapmaya devam ettiğimizi söylüyoruz. Mamak’ta kentsel dönüşüm projesi için gittiğimizde vatandaşımız uzun süredir beklediklerini söylemişti. 6 içinde temeli atacağımızı söylemiştik. Bugün Mamak’ta zemin + 4’ü geçmeyen 550 konutun temelini atacağız. Akabinde Mamak bölgesindeki ihtiyaç neyse süreci tamamlamak istiyoruz.

Tüm Türkiye çapında 2023 yılına kadar 250 bin sosyal konut yapacağımızı söylemiştik. İlk etabı 50 bin sosyal konuttu. 62 ilimizde sosyal konutlara ilişkin süreci başladık. 6 Mart ‘tan itibaren başvuruları almaya başladık. 388 liradan başlayan konutları vatandaşların talebine sunduk. 50 bin konuta 250 bin başvuru geldi. 250 bini talebe göre artırma ihtimalimiz olacak. Çok başvuru olursa noter huzurunda kura çekeceğiz. Önümüzdeki süreçte gelen talebin 250 binin üzerinde olması halinde karşılamaya çalışacağız. O sayıyı artırma yönünde adımlar atacağız. Sektörü ilgilendiren kısımlara da destek olacağız.

Özümüzü, kültürümüzü, değerlerimizi yansıtacak dışı ahşap, tahta kaplamalı evleri tüm bölgelere örnek olarak göstermek istiyoruz

LPG’li araçların AVM, otellere, kapalı otoparklara girmesine ilişkin süreci değerlendiriyoruz. TSE’nin kurallarına uyulması gerekiyor. İçişleri Bakanlığı’mızın da yangın yönetmeliğine ilişkin düzenlemeler yapması gerekiyor. Bizim tarafımızda da yangın yönetmeliğinde değişiklik yapmamız gerekiyor. Tedbirlerin alınmasıyla birlikte LPG’li araçların AVM’lere girmesi çalışmasını yapıyoruz. Yönetmelik değişikliğiyle hallediliyor. Nisan ayında düzenlemeleri yaparız.

Bir ülkede arz-talep dengesi vardır. Her yerde vardır. Talebe göre arz etmeniz lazım. Bu ülkenin yıllık 1 ton et ihtiyacınız varsa ona göre üretmeniz gerekiyor. Arz ve talebi ona göre düzenli tutmamız gerekiyor. Ona göre yatırımları yapmamız gerekiyor. Mekansal stratejik plan o açıdan önemli. Ergene ve Çoruh nehrini kurtarmış olacağız. Arz ve talep dengesi inşaat sektörünü yakından ilgilendiriyor. Tüm Türkiye’de yıllık 1.2 milyon konut el değiştiriyor. Yarısı sıfır, yarısı ikinci el konutlar.

651 bin yapının inşası devam ediyor. İstatistikleri yayınlayacağız, vatandaş da ona göre hareket edecek. Sektörümüz adına önemli bir veri olacak.

Türkiye’de tespitlerimize göre 2023 yılına kadar dönüştürülmesi gereken 6.7 milyon riskli yapı var. Yaklaşık 1.5 milyon adedi de daha fazla riskli. Her yıl 300 bin konut yaparak önümüzdeki 5 yıl içinde dönüştüreceğiz. 75 bin bina acilen dönüşüme girmesi gerekiyor. Genelge yayımladık ve deprem dönüşümüne ilişkin plan hazırladık.

Sultanahmet’te, Süleymaniye Cami etrafında başlayan dönüşümümüz var. Fatih’te surların etrafında dönüşüm projesi var, destek olacağız. Kaçak, metruk yapıların dönüştürülmesi konusunda destek vereceğiz. Tarihimizin, atalarımızın bize bıraktığı mirasa sahip çıkarak dönüşümleri gerçekleştiriyoruz.

31 Mart seçimlerini gönül belediyeciliği olarak ilan etti Sayın Cumhurbaşkanımız. Gönüllere dokunmanın yolu da vatandaşa gitmekten geliyor. Vatandaşa gidecek idarelerimiz de belediyelerdir. Belediyelerin 7/24 çalışması da önemli. Belediyelerimize genelge gönderdik, belediyelerimiz 7/24 esasına göre çalışacaklar. Vatandaşlar için personele bulunduracaklar.

Emlak Bankası şu anki adıyla Emlak Katılım Bankası oldu. 21 Mart itibariyle işlemlerine başlıyoruz. Bu çok önemli bir süreçti. 93 yıllık bir geçmişi var bu bankanın. 1926 yılında kurulmuş. Ankara’da Elvankent, Eryaman mahallelerinde birçok uygulama yapmış. İstanbul’da Ataşehir, Bahçeşehir’de güzel uygulamalar yapmış. Kentsel dönüşüm projelerine tüm genel müdürlüklerimiz birbirleri arasında doğrudan çalışabiliyorlar. Bu sayede kentsel dönüşüm projelerine hem finans desteği verecek hem de yapılmasına katkı sağlayacak.

12 ülkede Tapu Kadastro merkezleri olacak. Büyükelçilik bünyesinde tapu işlemlerinizi yapabileceksiniz. İlk olarak Almanya’da açtık. Sırasıyla şubeleri açmayı hedefliyoruz. Yurt dışındaki iş kapasitemizi artıracağız.

Çipli beton konusu önemli. Betonun ne zaman dökülmüş, nereye dönülmüş, beton kalitesi ne dijital ortamda görüyoruz. Bundan 20 yıl sonra Yeşilyurt Apartmanı gibi bir olayda o inşaattaki beton kalitesini görebilme imkanına erişeceğiz. Beton sınıfında kalitesizlik varsa dijital ortamda denetlemeyi yapmış olacağız. 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle uygulamaya başladık. 561 bin çipli beton alımı ve denetimi yapıldı. Müteahhitlerimizi sınıflandırdık. İşin ehli olan insanları ehil olduğu işlere yönlendirmek. 500 konut yapmış müteahhitler bundan sonra 500 konut üretebilecek. Ama 500 konut hiç üretmemişse ona sen 500 konut yapma diyoruz. Mali kriterler getirdik.

QR kodlu 200 bin tapu işlemi yapıldı. Türkiye dijitalleşiyor. Çipli betonla, QR kodlu tapularla dijitalleşiyor. Vatandaşımız nerede aldığı, ada, parseli, metrekaresini QR kodlu tapu ile görebiliyor. Tapular değerinden devredilecek. Değer esaslı tapu devrinin yapılması sağlanacak. Üç boyutlu tapulara geçeceğiz. Tapularımız metreküp olacak.

-Sıfır atık projesi bir kadın hareketidir. Sayın Emine Erdoğan himayelerinde başlatıldı. Bu uygulama çerçevesinde çöplerimizi kaynağında yarıştıracağız, ayrıştırılanları bertaraf tesislerine göndereceğiz. Organik atıklarımız da kompost tesislerinde kompost haline getirip millet bahçelerin bitkilerin yetiştirilmesinde kullanacağız. Plastik poşetler doğaya 800 yılda karışıyor. Poşet tüketiminde yüzde 80’e varan azalmayı sağlamış durumdayız.

2021 yılında depozito uygulamasına geçeceğiz. Metal, cam, pet şişelerimizi atıp, ordan para vereceğiz, kontör yükleyeceğiz, otobüs bileti vereceğiz, çikolata vereceğiz.

81 ile millet bahçesi hedefimiz var. Bugüne kadar 32 ilimizi projelendirdik. Bir kısmının açılışını yaptık, bir kısmının inşası başladı, bir kısmının projelendirilmesi yapıldı.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

Qualcomm Apple’a açtığı davayı kazandı

San Diego’da görülen davada Güney Kaliforniya yerel mahkeme jürisi Apple’ın iPhone 7, 7 Plus, 8, 8 Plus ve X modellerinde Qualcomm’a ait U.S. 8,838,949 ve U.S. 9,535,490 No’lu patentlerinin, Apple iPhone 8, 8 Plus ve X modellerinde de U.S. 8,633,936. No’lu patentinin izinsiz kullanıldığı kararına vardı.

Qualcomm Apple’a açtığı patent davasını kazandı. İhlal edilen patentler farklı popüler akıllı telefon özelliklerine destek veriyor.

8,838,949 No’lu patent “Flaşsız Başlatma”, ayrı flaş hafıza kaplama alanlarını ve maliyetlerini saf dışı bırakırken telefonun açıldıktan hemen sonra hızlıca internete bağlanmasını sağlıyor.

9,535,490 No’lu patent, uygulama işlemcisi ve modem arasında trafik polisi işlevi görerek akıllı telefon uygulamalarının internetten veri alışverişini hızlandırıyor.

8,633,936 No’lu patent ise oyunlar için yüksek performans ve zengin görsel grafik desteği verirken aynı zamanda akıllı telefonun pil ömrünü uzatıyor. Bu patentler modem işlemcilerinin dışında bulunuyor ve herhangi bir hücresel standart için zorunlu nitelikte değiller.

Yerel mahkeme jürisinin vardığı kararla Qualcomm patent ihlali savaşında bir zafer daha kazanmış oldu. Geçtiğimiz 6 ayda Çin ve Almanya’daki patent mahkemeleri de Apple’ın diğer zorunlu olmayan Qualcomm patentlerini ihlal ettiğine dair resmi kararların hükmünü vermişti.

Qualcomm Technologies Genel Hukuk Danışmanı ve Başkan Yardımcısı Don Rosenberg konuyla ilgili “Oy birliğiyle alınan hüküm dünya çapında Apple’ın değerli teknolojilerimizi karşılığını vermeden kullanması üzerine açtığımız patent davalarında kazandığımız en yeni zafer oldu. Qualcomm’un icat ettiği teknolojiler Apple’ın pazara girmesine imkân veren ve bu kadar kısa sürede büyük başarı elde etmesini sağlayan teknolojiler. Bu üç patentle ilgili hüküm Qualcomm’un binlerce patentten oluşan değerli portfolyosunun sadece küçük bir parçasını temsil ediyor.

Dünya çapındaki mahkemelerin Apple’ın internet protokollerimizi ödeme yapmadan kullanma stratejisini reddetmesinden dolayı memnuniyet duyuyoruz.” açıklamasını yaptı.

 

Kaynak: www.ntv.com.tr