Dünyada kızamık vakaları neden artıyor?

ABD’nin New York eyaletine bağlı bir bölgede kızamık vakalarındaki artış nedeniyle acil durum ilan edildi. Peki kızamık vakaları neden artıyor? Aşının olumsuz etkileri konusunda yanlış bilgilerin kaynağı ve yayılmasında sosyal medyanın rolü ne? Türkiye’de aşı reddi eğilimi ne durumda?

New York eyaletindeki Rockland bölgesinde kızamık salgını nedeniyle acil durum ilan edildi.

New York City’nin kuzeyindeki Rockland County’de 153 kızamık vakasının ardından, aşısız çocukların kamuya açık alanlara girmesi yasaklandı.

Yasağa uymayanlara 500 dolar para cezası ile 6 aya kadar hapis cezası uygulanacağı bildirildi. Yasağın 30 gün boyunca uygulanacağı bildirildi.

aşı

Washington, California, Texas ve Illinois eyaletlerinde de kızamık salgını olduğu haberleri daha önce çıkmıştı.

ABD’de dini nedenlerle veya aşının otizme yol açacağına dair yanlış bilgilere dayanarak çocuklarına aşı yaptırmayı reddedenlerin sayısı giderek artıyor.

New York Times gazetesinde yer alan bir habere göre, söz konusu ilçedeki salgın esas olarak aşırı dindar Yahudilerin yaşadığı bir bölgede yoğunlaşmış bulunuyor.

300 bin nüfuslu ilçede aşılanma oranı yüzde 50-60 seviyesinde seyrediyor; uzmanlar bunun yeterli olmadığını vurguluyor.

Kızamık aşısının otizme yol açtığı iddialarını ortaya atan doktor Andrew Wakefield

Kızamık vakaları neden artıyor?

Peki, Avrupa ve ABD’de kızamık vakalarının artması neye bağlanıyor?

Bu sorun insanların aşı konusundaki davranışlarıyla ilgili.

Kızamık aşısının çocuklarda otizme yol açtığına dair söylentilerin yanlış olduğu çoktan ortaya çıksa da bu yanlış inanç, aşılatma oranını etkilemeye devam ediyor.

Kızamık hastalığının içerdiği risklerden habersiz ebeveynlerin çocuklarını aşılatmama eğilimi de bunda etkili oldu.

Kızamık aşısı olmamış insan sayısı belli bölgelerde yoğunlaşmış halde her yıl artarken büyük bir risk faktörü oluşturuyor.

Kızamık, dünyanın birçok bölgesinde yılda 90 bin insanın ölümüne yol açan bir hastalık. aşı oranının düşük olduğu bölgelere seyahat vb. yollarla kızamık virüsü ulaştığında, hastalık hızla yayılıyor.

Avrupa’da üç kat artış

Kızamık bulaşıcı bir hastalık ve akciğer ve beyin hasarı da dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

Ancak bu tehlikelere rağmen birçok ülkede kızamık aşısı oranları düşüş gösteriyor.

Avrupa’da 2018 yılında 82 bin 500’ü aşkın kızamık vakası görüldü. Bu sayı son 10 yılın en yüksek rakamı, 2017’deki vaka sayısının ise üç katı.

Dünya sağlık Örgütü (DSÖ), aşı karşıtı hareketin 2019 küresel sağlık riskleri arasında üst sıralarda yer aldığını açıkladı.

‘Kızamık aşısı-otizm bağlantısı’na dair söylentinin kaynağı ne?

Batılı ülkelerde kızamık aşısı oranlarının düşmesi esas olarak İngiliz cerrah Andrew Wakefield’ın açıklamalarına dayanıyor.

1997’de ünlü tıp dergisi Lancet’te yazdığı bir makalede Wakefield, kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) için yapılan karma aşının çocuklarda otizme yol açtığını iddia etmişti.

O tarihten beri yapılan birçok araştırmada aşı ile otizm arasında böyle bir bağlantı bulunamadı. Lancet dergisi bu araştırmayı yayından kaldırdı ve Wakefield İngiltere’de meslekten men edildi.

Ancak onun ileri sürdüğü iddialar nedeniyle KKK aşısı oranları İngiltere’de 1996’da yüzde 92’den 2002’de yüzde 84’e kadar düştü. O tarihten bu yana yüzde 91’e tırmandıysa da bu oran hala DSÖ’nün önerdiği yüzde 95’in altında.

sosyal medya

 

Sosyal medyanın rolü

İngiltere’de Kamu Sağlığı Derneği, aşılar hakkında “yanlış ve tehlikeli bilgi” yayılmasında sosyal medyanın rolüne dikkat çekiyor.

Araştırmalar, sosyal medyada yayılan sahte haberlerin “aşılar konusunda yanlış bilgi içerdiği ve olumsuz mesajlar verdiğini” gösteriyor.

Uzmanlar, bu konudaki “sahte haberlerin” yayılmasını önlemek üzere sosyal medya şirketlerini adım atmaya çağırıyor.

Hükümet, sosyal medya şirketlerini aşılar hakkında yanlış bilgi içeren paylaşımları kaldırmaya zorlayan yeni bir yasa üzerinde çalışıyor.

Kızamık, kızamıkçık, kabakulak için yapılan karma aşı

Türkiye’de durum ne?

DSÖ verilerine göre, 2018’in ilk dokuz ayında kızamık teşhisi konan hasta sayısı 510’a ulaşmıştı.

Bu rakam 2017’de 69 olan vaka sayısına kıyasla büyük bir artışı ifade ediyor. 2016’daki kızamık vakası sayısı ise sadece 9’du.

Türkiye’de son dönemde henüz kızamık nedeniyle ölüm kaydı bulunmasa da çocuklarına aşı yaptırmayı reddedenlerin sayısı giderek artıyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2017’de yüzde 97, 2018’de yüzde 98 olan aşılama oranı 2017’de yüzde 96’ya düştü.

Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, son yıllarda kızamık vakalarındaki artışa dikkat çekiyor.

Son birkaç yıldır Türkiye’de de artan aşı karşıtı söylemlerin etkisiyle ebeveynlerin çocuklarını aşılatmamaya başladıklarını vurgulayan Ceyhan, 2011 yılında 183 kişiyle başlayan aşı karşıtlığının 2013’te 980’i bulduğunu, 2017’de ise 23 bin 600 ailenin çocuklarına aşı yapılmasını reddettiğini belirtiyor.

Ceyhan, aşı reddinin 50 binleri bulması halinde Türkiye’de salgın meydana gelebileceği uyarısında bulunuyor.

Geçmiş salgınlardan elde edilen verilere göre, kızamık geçiren 1000 çocuğun 100’ü hastaneye yatıyor, bu çocukların yaklaşık 20’si hayatını kaybediyor, 30’unda ise beyin hasarı meydana geliyor.

Kaynak: www.bbc.co.uk

Sağlık Bakanı Koca’dan flaş aşı açıklaması!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gaziantep Valiliği ziyaretinde hepatit B ve polio aşılarıyla  ilgili sorun yaşandığı yönündeki iddialara ilişkin gazetecilerin sorularını  yanıtladı.

Hepatit B ile ilgili 300 bine yakın dozu geçen hafta Türkiye geneline  dağıttıklarını ifade eden Koca, “550 bine yakın polio (çocuk felci) aşısını da verdik.  Dolayısıyla bu anlamda ne hepatit B ne de polio aşısıyla ilgili sıkıntı  yaşanmıyor, yaşatmayacağız.” dedi.

Aşıyla ilgili gelecek dönemde yerlileştirme ve millileştirme  çerçevesinde çalışmalar yapılacağına işaret eden Koca, şunları belirtti:

“Önümüzdeki 5 yıllık süreçte yüzde 100 dışarıya bağımlı olduğumuz  aşıyı yerlileştirmek istiyoruz. Önümüzdeki 1 yıl içerisinde özellikle kuduz ve  benzeri anti serumları yerlileştirme, yani ruhsat verme sürecini başlattık.  Özellikle yurt dışına hem Küba, Kore olsun hem de Avrupa merkezli önemli  gördüğümüz bir iki merkezle yakın ilişki içerisindeyiz. Özellikle teknoloji  transferi ve ar-ge boyutuyla ilgili aşıyı yerlileştirme noktasında kararlı  olduğumuzu söylemek istiyorum.”

Bakan Koca, yerli ve millileşme çalışmalarını çok önemsediklerini dile  getirerek, “Ben kendimi bu anlamda son derece sorumlu görüyorum. Hem bölgesel hem  Bakanlık olarak bizim aktif yapacaklarımız hem de Sağlık Vadisi dahil olmak  üzere, gerekirse ürün odaklı fonlama dahil yerlileşme ve millileşmeyi çok  önemseyeceğimiz bir dönem yaşayacağımızı söylemek istiyorum.” ifadelerini  kullandı.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr