‘Washington uluslararası hukuku çiğneyen bir adım daha attı’

Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, başkent Moskova’da ABD Başkanı Donald Trump‘ın Golan Tepeleri’ne ilişkin başkanlık kararını imzalamasını gazetecilere değerlendirdi.

Söz konusu kararın Orta Doğu ve Suriye’de olumsuz etkilere neden olacağını belirten Peskov, “Olumsuz sonuçlara kesinlikle neden olacak bu kararı üzüntüyle karşılıyoruz.” diye konuştu.

ABD’yi uluslararası hukuku çiğnemekle suçlayan Peskov, “Washington, Golan Tepeleri’ne ilişkin kararıyla uluslararası hukuku çiğneyen yeni bir adım daha atmıştır. Bu anlamda da çok üzgünüz.” dedi.

Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, temaslarda bulunmak üzere Moskova’yı ziyaret eden Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile de bu konuyu istişare edeceğini söyledi.

Suriye’nin güneyindeki Golan Tepeleri, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana İsrail işgali altında. İsrail, 1981’de Golan Tepeleri’ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıklamış ancak uluslararası toplum bu kararı tanımamıştı.

Trump, Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıyan başkanlık kararını imzalamıştı.

Kaynak: www.aa.com.tr

Sisi anayasa değişikliği ile kendini garantiye alıyor

Mısır’daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah El Sisi’nin anayasa değişikliğini uluslararası dengelerin değişme ihtimali olduğu bir döneme denk getirmeye çalıştığını belirterek, “Özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan veliaht Prensi Selman’ın gitme ihtimalinin belirdiği bir dönemde anayasa değişikliğini yaparak kendini garanti altına almaya çalışıyor.” dedi.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA) ile Katar merkezli Al Jazzaara Arapça Televizyonu ortaklaşa düzenlediği “Mısır’daki Anayasal değişikliler sebep ve sonuçları” başlıklı panel, üniversitenin Halkalı yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Mısır’daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Mısır’da yapılacak anayasa değişikliği konusunda Mısır halkının oldukça duyarlı olduğunu, ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah El Sisi rejimin ülkede yarattığı korkudan dolayı halkın sessizliğini koruduğunu söyledi.

Sisi’nin açıkça iktidarını sonlandıracak tüm ümitleri ve kaynakları yok etmeye çalıştığını vurgulayan Nur, “Sisi ona alternatif oluşturabilecek, iktidarını sonlandıracak fırsatları yok etmek için tüm kanalları kapıları tek tek kapatıyor ve iktidarını sürdürebildiği kadar sürdürmeye çalışıyor. Anayasa değişikliğini de iktidarını sağlamlaştırmak için bir araç olarak kullanıyor.” diye konuştu.

Anayasa değişikliğini uluslararası dengelerin değişme ihtimali doğduğu bir dönemde hızlıca devreye soktuğunu aktaran Nur, şöyle konuştu:

“Mısır’da mevcut parlamentodan daha kötü bir parlamento oluşturulamaz. Sisi, anayasa değişikliğini seçimlerden sonra yapmayı planlıyor. Bunu da uluslararası konjonktüre göre belirliyor. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan veliaht Prensi Selman’ın gitme ihtimalinin belirdiği bir dönemde yapmaya çalışması kendisini güvence altına almaya çalıştığının açık bir göstergesi. Dolayısıyla anayasa değişikliğini hızlandırmasının tek nedeni de budur. Ben şuna inanıyorum ki bu yapılacak anayasa değişikliğinin darbeden daha kötü ve daha fazla zarar verici bir etkisi olacaktır Mısır halkı için.

Şu anda zekadan ne kadar yoksun işler yapıldığını çok net görebiliyoruz. Çünkü bu tip değişimler yapılırken halkın istekleri ön planda tutulmaya çalışılır. Mesela Sedat’ın yaptığı gibi. Sedat, halkın kabullenebileceği hoşnut olacağı maddeler koyarak anayasada değişiklik yaptı. Bu yöntemle ancak bir anayasa değişikliğini halka kabul ettirebilir. Ama şu anda Mısır’ı yöneten adam bunu bile becerecek zekadan yoksun.”

Nur, Sisi rejimimin Mısır’daki siyasi hayatı tamamen yok ettiğini anayasa değişikliğinin halk tarafından kesinlikle onaylanmadığını kaydetti.

Mısır’da, sağcıların, solcuların, liberallerin ve İslamcıların Sisi’nin yapmaya çalıştığı anayasa değişikliğine karşı olduğunu anlatan Nur, “Mısır’da anayasayı koruma, kurtarma adına Sisi’nin karşısına çıkan kim olursa olsun ya tutuklandı ya öldürüldü. Ona karşı çıkan herkes hayatıyla ödüyor. Dolayısıyla şu anda maalesef herkes korkudan bu diktatöre destek vermek zorunda kalıyor. Çünkü kimse Sisi ile çatışmak istemiyor. Maalesef orada yaşayan kardeşlerimizin bize aktardıkları bunlar.” ifadelerini kullandı.

“Mısır halkı sesini daha gür çıkarmak zorunda”

Mısır eski İnşa ve Kalkınma Partisi Başkanı Tarik Alzomor, 25 Ocak devrimden sonra Mısır’da sistemin çökmesi ile beraber oluşan boşluğu fark eden generallerin 3 Temmuz 2013 darbe yaptığını söyledi.

Darbe ile birlikte Mısır’da demokratik sistemin tamamen yok edildiğini anlatan Alzomor, “Generaller sadece halkın iradesine değil askere, polise de darbe yaptı. Mısır devletine ait tüm kurum ve kuruluşlar generallerin yönetimine geçti. Şunu itiraf etmek gerekir Mısırlı generaller bu konuda çok profesyoneller. Şu anda Mısır’da tüm siyasilerin kendi saflarını, duruşlarını netleştirmeleri ve bu generallerin karşısına geçerek ‘biz sizden daha zekiyiz, biz sizden daha güçlüyüz ve bizimle oyun oynayamazsınız’ demesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Eskiden Firavunlar Mısır halkını nasıl köleleştirdiyse bugün de generallerin Mısır halkını köleleştirmeye çalıştığını ifade eden Alzomor, şunları aktardı:

“Bizim artık buna müsaade etmemiz lazım. Mısır halkının bu saatten sonra sesi çok daha gür çıkarması gerekiyor. Şu durumda bile biz hala Mısır devletini korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Mısır devletini yeniden şekillendirmek için çalışıyor generaller ise sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Dolayısıyla yapılmak istenen anayasal değişiklikler aslında anayasa ihlali anlamına geliyor. Biz buna anayasa değişikliği değil anayasa ihlali diyoruz. Mısır halkı tek yumruk olmak ve saflarını birleştirerek tekrar toparlanmak zorunda. Tüm sorunlarımızı arkada bırakarak bir araya gelip tekrar Mısır’ı ayağa kaldırmamız gerekiyor. Şu anda yapılan anayasal ihlaller istikrar getirmiyor. Despotizm ile istikrar sağlanmaz. Dolayısıyla insanların tutuklanmaları, öldürülmeleri, idam edilmeleri istikrar getirmiyor. Mısır’da istikrarın oluşması için gerçek ve meşru bir zeminin oluşması, halkın rızasının olması gerekiyor. Bu darbe halkın isteği üzerine gerçekleşmedi. Şu anda halka kabul ettirilmeye çalışılan yasaların hiçbir meşruiyeti yoktur. Sisi meşruiyetini pekiştirmek için anayasal değişikliğe gidiyor ama Sisi’nin unutmaması gereken Mübarek örneği. Mübarek de aynı şekilde anayasayı değiştirmeye çalıştı ve bu onun sonunu getirdi.

Aynı şeyi Sedat da yaptı. Mısır’da ne zaman anayasa değişikliği yapılmaya çalışılsa Mısır halkı ayaklanıyor. Mısır halkı eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve Eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat’a nasıl geçit vermediyse nasıl devirdiyse Sisi rejimini de devirecektir. Tüm devrim güçlerinin kenetlenmesi, tek yürek, tek yumruk ve tek sesle 25 Ocak’ta toplandığı gibi Mısır’ın yeni tarihini oluşturmak için bir araya gelmeli. Böylece bu generallere ve yönetimlerine son vermeliyiz. Çünkü Mısır halkı diktatör bir rejimi daha fazla kabul edemez. Mısır halkı köle değil ve bu köleleştirme rejimini istemiyor.”

Kaynak: www.aa.com.tr

ABD Avrupa’ya verdiği koruma bütçesinde kesinti yaptı

YPG’li teröristlere ayırdığı bütçede kesintiye gitmeyen ABD Savunma Bakanlığı, Avrupa’ya ise farklı bir tarife uygulandı.

ABD Savunma Bakanlığı dün, hangi ülkeye ne kadar askeri harcama yapacağını belirten verileri kamuoyuna açıkladı.

TERÖRİSTLERE 300 MİLYON DOLAR

Tartışmalı kararların olduğu bütçede, YPG’li teröristlere 300 milyon dolar ayrıldı. Suriye’den çekilme kararı alan ABD’nin, teröristlere ayırdığı bütçede kesintiye gitmemesi tepkilere neden oldu.

ABD Avrupa’ya verdiği koruma bütçesinde kesinti yaptı

600 MİLYON dolar AZALTTI

Ancak açıklanan verilere göre, 2020 yılı için öngörülen bütçe kapsamında Washington Avrupa’da 5.9 milyar dolarlık harcama yapmayı planlıyor. 2019 yılı için belirlenen bütçede bu alan için 6.5 milyar dolar ayrılmıştı. Bu da Avrupa bütçesinde kısılama yaptığı anlamına geliyor.

TRUMP NATO MÜTTEFİKLERİNİ ELEŞTİRİYOR

ABD Başkanı Donald Trump, NATO müttefiklerini yeteri kadar savunma yatırımı yapmadıkları gerekçesiyle tekrar tekrar eleştirmişti. ABD, ittifak bünyesindeki yük dağılımının daha adil yapılması gerektiğini savunuyor.

Kaynak: www.ensonhaber.com