Körfez krizinin bitmesi yakın

Kuveyt Meclis Başkanı Merzuk Ganim, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunu söyledi.

Kuveyt resmi ajansında (KUNA) yer alan habere göre, Merzuk, Katar’ın 2017 yılından bu yana ilk kez katıldığı Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK) üye ülkeleri Parlamento Başkanları 12. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.

Ganim, Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki Körfez Parlamentolar Toplantısı’na katılımın ülke liderlerinin onayı ve desteği olmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olamayacağına dikkati çekti.

Kuveyt Meclis Başkanı “Katar’ın da katıldığı Körfez Parlamentolar Toplantısı, Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunun bir işareti.” ifadesini kullandı.

Ganim, 6 Körfez ülkesinin bayrakları, parlamento başkanları, heyetleriyle yan yana olmasını toplantının en önemli başarısı şeklinde nitelendirdi.

Katar Şura Meclisi Başkanı Ahmed bin Abdullah bin Zeyd, beraberindeki heyetle dün Suudi Arabistan’a geldi.

Körfez krizinden bu yana ilk kez Cidde’ye gelen Bin Zeyd’i, Suudi Arabistan Şura Meclisi Genel Sekreteri Muhammed bin Dahil el-Matiri’nin yanı sıra Kuveyt ve Umman’dan yetkililer karşıladı.

Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 5 Haziran 2017’de aldıkları ortak kararla Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Gelişen süreçte bu ülkeler Katar’a karşı ekonomik ve siyasi ambargo uygulamaya başlamıştı. Kuveyt de bu krizde ara bulucu rol üstlenmişti.

Toplantıda Golan Tepeleri konusu ele alındı

Öte yandan toplantıya katılanlar ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri üzerinde “İsrail egemenliğini” tanıma kararının kabul edilmeyeceği üzerinde uzlaştı.

ABD Başkanı Donald Trump, 25 Mart’ta Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede “Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığını” ilan eden başkanlık kararını imzalamıştı.

Trump, 21 Mart’ta da Twitter’dan, “52 yılın ardından ABD için İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi.” ifadesini paylaşmıştı.

İsrail, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor.

Kaynak: www.aa.com.tr

ABD Suriye’deki güçlerini azaltmıyor

Suriye’de yalnızca birkaç yüz kişilik  güç bırakarak mart ortasında çekilmeye başlayacaklarını duyuran ABD, hala 2 bin  civarı askerinin tümünü muhafaza ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump, 19 ve 20 Aralık 2018’deki mesajlarında,  Suriye’de bulunmalarının tek gerekçesi olan DEAŞ’la mücadeleyi tamamladıklarını  ilan etmişti. Ancak ilerleyen günlerde, ABD güvenlik bürokrasisinin telkinleri  sonucu Trump, söylemini “yavaş ve güvenli çekilme” yönünde değiştirdi.

ABD çekilmeye dair detaylar ve takvim konusunda net beyanlardan  kaçınırken, 11 Şubat’ta ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Joseph  Votel, çekilmenin haftalar içinde başlayacağını söyleyerek, en geç mart ortasında sürecin ilk adımlarının atılacağı sinyalini verdi.

22 Şubat’ta ise Pentagon Sözcüsü Binbaşı Sean Robertson, “ABD,  uluslararası bir gücün parçası olarak Suriye’nin kuzeydoğusunda birkaç yüz asker  bırakacak. Ayrıca ABD Suriye’nin güneyindeki El Tanif garnizonundaki varlığını sürdürecek.” açıklamasında bulundu.

ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford dün, Wall Street Journal’ın  ortaya attığı “ABD’nin Suriye’de bin asker bırakacağı” iddiasını yalanlamış,  “Şubat ayında deklare edilen planlar üzerinde hiçbir değişiklik söz konusu değil  ve ABD güçlerinin belirli bir seviyeye azaltılması yönündeki Başkan’ın talimatını  uygulamaya devam ediyoruz.” demişti.

Ancak Suriye’deki güvenilir yerel kaynakların bildirdiğine göre,  Votel’in verdiği zaman dolmasına rağmen, ABD Suriye’deki güçlerini azaltmaya  başlamadı.

Aksine, ABD, şubat başında ve sonunda olmak üzere iki kez, yaklaşık  300 tırla Irak sınırından Suriye’de terör örgütü YPG/PKK işgalindeki bölgeye  sevkiyat yaptı.

AA’nın 4 Şubat’ta görüntülediği sevkiyatta, zırhlı araç, iş makinesi,  jeneratör gibi malzemeler, Harab Işk ve Sırrin’deki depolara taşınmıştı.

YPG/PKK’ya desteğe devam

Süreç içerisinde ABD’li yetkililer de YPG/PKK’ya desteğin süreceği  yönünde açıklamalar yaptı.

Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 20 Şubat’taki açıklamasında, DEAŞ ile  mücadeleye devam edeceklerini belirtmiş, YPG/PKK’yı kastederek yerel güçlerle  çalışacaklarını söylemişti.

Aynı gün Pentagon Sözcüsü Binbaşı Robertson da AA muhabirinin,  “DEAŞ’ın elindeki son toprak parçasının da alınması ve ABD’nin de Suriye’den  çekilmeye başlamasıyla YPG’ye verilen silahları geri toplayacak mısınız?”  sorusuna, “SDG, DEAŞ ile mücadelede etkili ve güvenilir bir ortak oldu. SDG’ye  verilen silahların sınırlı, göreve özel ve DEAŞ’ın yenilmesi hedeflerini elde  edecek ölçüde olacağını ifade ettik. (Suriye’nin) Kuzeydoğusunun  özgürleştirilmesi tamamlanmak üzere ama daha yapılacak iş var. Onlar, alınan  toprakları temizlerken ve DEAŞ’ın tekrar ortaya çıkmasını engellerken, ortağımız  SDG’ye destek vermeye devam edeceğiz.” yanıtını vermişti.

12 Mart’ta da Pentagon, 2020 savunma bütçesinde YPG/PKK’ya 300 milyon  dolar, DEAŞ’la mücadele eden Suriye’ye sınır ülkelerin sınır güvenliğinin  sağlanması için de 250 milyon olmak üzere toplam 550 milyon dolar ayırdıklarını  duyurmuştu.

ABD’li yetkililer, AA muhabirinin 2020 savunma bütçesinde Suriye’ye  DEAŞ’ın bitmesine rağmen geçen seneyle aynı miktarı ayırmış olmasına ilişkin soru  üzerine, çelişkili yanıtlar vermişti.

Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Elaine McCusker, YPG/PKK’ya  sağlanacak destek fonunun güncellenmiş strateji ışığında hazırlandığını iddia  ederken, ABD Genelkurmay Başkanlığı Kuvvet Yapısı, Kaynaklar ve Değerlendirme  Direktörü Korgeneral Anthony R. Ierardi, bütçe hazırlık aşamasında mevcut  bilgilere dayanılarak hazırlandığını savunmuştu.

ABD, 2015’ten bu yana DEAŞ ile mücadeleyi gerekçe göstererek  YPG/PKK’ya askeri destek veriyor. ABD’nin Suriye’de halen 18 üs ve askeri noktada  2 bin civarı personeli bulunuyor.

Kaynak: www.milliyet.com.tr