‘Kıbrıs’ta yeni bir yol haritasına, yeni bir modele ihtiyaç var’

Prof. Dr. Mehmet Özay, Kıbrıs’ta artık federasyon modeli kapsamında bir çözümün mümkün olmadığına işaret ederek, “Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların müşterek bir federasyon içinde yer almaları mümkün görünmüyor. Kıbrıs’ta yeni bir yol haritasına, yeni bir modele ihtiyaç var.” dedi.

  • Kıbrıs meselesinin çözümünde ‘yeni fikirler’ dönemi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’da, Kıbrıs’ta çözüm için alternatif modellerin ele alınacağı Yakın Doğu Üniversitesi tarafından 1-3 Nisan’da düzenlenecek İkinci Uluslararası Kıbrıs Konferansı öncesi uzmanlar, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs’ta artık federasyon modeli kapsamında bir çözümün mümkün olmadığına işaret eden Özay, Ada’da konfederasyon modelinin gündeme gelmesi gerektiğini kaydetti.

Özay, “Artık güç paylaşımı modeli demode olmuştur. Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların müşterek bir federasyon içinde yer almaları bence mümkün görünmüyor. Dolayısıyla Kıbrıs’ta yeni bir yol haritasına, yeni bir modele ihtiyaç var.” diye konuştu.

Bu kapsamda Kıbrıs’ta iki eşit, kurucu devletin şeffaf bir şekilde ortaklık anlaşmalarıyla farklı alanlardaki meseleleri çözmeleri gerektiği görüşünü savunan Özay, öte yandan bu iki devletin tamamıyla kendi kendilerini idame ettirebilecek durumda olmaları gerektiğini vurguladı.

Özay, olası “Kıbrıs Konfederasyonu’ndaki” her iki devletin de Avrupa Birliği’nde (AB) yer almaları gerektiğinin altını çizdi.

Bunların yanı sıra Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervleri için özel bir ortaklık anlaşması yapılması gerektiğini söyleyen Özay, “Hidrokarbon zenginliği iki halkın haklarını garantiye alan bir şekilde haklı bir temelde oluşturulmalıdır.” dedi.

“Annan Planı’nı reddetmekle hem AB hem Yunanistan ve Rum tarafı stratejik hata yaptı”

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı da Kıbrıs’ta “diyalog diyalogsuzluktan iyidir” felsefesinin mevcut olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün Rum tarafının uzlaşmadan uzak tutumundan kaynaklandığını belirten Bağcı, “Kofi Annan Planı aslında bugüne kadar Kıbrıs sorununda kapsamlı olarak en iyi hazırlanan bir anlaşmaydı ve Rum tarafı bunu yüzde 75 gibi bir oranla reddetti. Rum tarafında bunu geriye çevirmek şu anda söz konusu değil.” diye konuştu.

Kofi Annan Planı‘nı reddetmekle hem AB hem Yunanistan ve Rum tarafı çok büyük bir stratejik hata yaptı.” diyen Bağcı, Türkiye ve Türk tarafının elindeki gücün, Kofi Annan Planı’na verilen yüzde 65’lik destek olduğunu dile getirdi.

Bağcı, Ada’da mevcut sorunun Akdeniz’de ortaya çıkacak doğalgaz ve petrol yataklarından KKTC’nin ne kadar pay alıp almayacağıyla da ilintili olarak çözülebileceğine işaret etti.

Öte yandan, Uluslararası Kıbrıs Konferansı sonrası yeni fikirler ortaya çıkabileceğini söyleyen Bağcı, yine de bölgedeki gelişmelerin dikkate alınması gerektiği yorumunu yaptı.

Bağcı, “Ada’da var olan yapıyı korumak öncelikli. Ancak ortaya çıkan yeni zenginlikleri paylaşımda her iki tarafın da yeniden bir çıkar değerlendirmesi yapması gerekecek.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Bağcı, Ada’da tarafların Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinin paylaşımı konusunda yeni bir model geliştirmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

AB’den çekilme anlaşması İngiltere Parlamentosu’nda 3. kez oylanacak

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını (Brexit) düzenleyen anlaşma bugün parlamentoda üçüncü kez oylanacak.

Avam Kamarası Başkanı John Bercow, Perşembe günü oylamaya izin vereceğini açıklamıştı.

İngiltere-AB ilişkilerinin geleceğini düzenleyen siyasi deklarasyon ise bugün oylanmayacak.

Bercow, Parlamento tarafından reddedilen anlaşmanın “özünde bir değişiklik yapılmadan” tekrar oylanamayacağına hükmetmişti. Perşembe günü yaptığı açıklamada ise oylanacak olanın “yeni bir önerge” olduğunu söyledi.

‘Yasal hakkımızdan faydalanmamız için son şans’

Bugünkü oylama öncesi Avam Kamarası’nda konuşan İngiltere hükümetinin en üst düzey hukuk danışmanı Geoffrey Cox, alınacak kararın “ülkedeki binlerce iş yerinin milyonlarca bireyin ve AB ülkelerinde yaşayan bir milyon İngiltere vatandaşının geleceğini netleştireceğini” söyledi.

Geoffrey Cox, hükümetin “parlamentonun AB ile kurulacak ilişkiye dair fikir birliği arayışındaki sürece saygı duyduğunu” belirterek, “Bu bizim yasal hakkımızdan faydalanmamız için son şans” dedi.

Yasal olarak AB’den ayrılış tarihi 29 Mart yani bugün olarak öngörülüyordu.

Ancak AB’nin Brexit’in daha ileri bir tarihe ertelenmesi talebine şartlı onay vermesi sonrası parlamento da ayrılık tarihini ertelemeyi kabul etmişti.

AB, anlaşmanın parlamentodan geçmemesi halinde İngiltere’nin 12 Nisan’da birlikten ayrılması gerektiğini ancak anlaşma parlamentodan geçerse Brexit’in 22 Mayıs’a kadar erteleneceğini açıklamıştı.

İngiltere Parlamentosu’nun bugün üçüncü kez anlaşmayı reddetmesi halinde mevcut koşullarda İngiltere ya AB’den Brexit’in bir süre daha ertelenmesini isteyerek Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılacak ya da AB’den anlaşma olmadan ayrılacak.

Ancak İngiltere’nin AB’den Brexit’in 22 Mayıs’tan sonraki bir tarihe ertelenmesini talep etmesi halinde birlik üyesi 27 ülkenin de buna onay vermesi gerekiyor.

İngiltere Parlamentosu, Brexit anlaşmasını Ocak ayında 230, bu ay ise 149 oy farkla reddetmişti.

ab ve ingiltere bayrakları

Başbakan May ‘Anlaşma geçerse istifa edeceğim’ demişti

İngiltere Başbakanı Theresa May lideri olduğu Muhafazakar Parti’nin milletvekillerine Brexit anlaşmasının Parlamento’dan geçmesi halinde 22 Mayıs’tan sonraki bir tarihte istifa edeceğini söylemişti.

Partisinin milletvekillerinin, AB’yle bundan sonra yürütülecek müzakerelerde kendisinin yer almasını istemediğinin farkında olduğunu belirten May, “Ülkem ve partimiz için doğrusunu yapmak adına bu görevden planladığımdan daha erken ayrılmaya hazırım” demişti.

‘Backstop’ düzenlemesi

Brexit anlaşmasının İngiltere Parlamentosu’ndan geçmemesinin en önemli nedeni, May’in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) “backstop” olarak tarif edilen düzenlemeye karşı çıkması.

“Backstop” bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.

Cihazınızda ses/video gösterim programı bulunamadı

İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor.

İngiltere’de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık’ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.

  • May istifa ederse koltuk için yarışacak olası isimler kimler?
  • İngiltere parlamentosundaki oylamada hiçbir Brexit senaryosu çoğunluğu alamadı
  • İngiltere’de milletvekilleri Brexit seçeneklerini oylayacak, May ‘istifa baskısı altında’
  • İngiltere’de milletvekillerinden Parlamento’da farklı Brexit seçeneklerinin oylanmasına destek
  • İngiltere’de Brexit’in iptalini isteyenler 5 milyondan fazla imza topladı
  • ‘1 milyona yakın’ Brexit karşıtı Londra’da sokağa çıktı

Kaynak: www.bbc.co.uk

 

AB’de tüm yeni araçlarda otomatik hız kesme sistemi zorunluluğu geliyor

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2022’den itibaren satılacak tüm yeni araçlarda otomatik hız sınırlama sisteminin zorunlu olması planlanıyor.

Avrupa Komisyonu tarafından onaylanan öneriler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’ndan da onay alırsa yürürlüğe girecek.

Avrupa Birliği 2050’ye kadar trafik kazalarından ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyor. Birçok sivil toplum kuruluşu öneriye desteklerini açıkladı.

Komisyonun yol güvenliği önerileri tüm araçlarda “Akıllı Hız Yardımı” (ISA), acil fren sistemi ve araçların şeritlerinden kalmasını sağlayan teknolojinin zorunlu olmasını öngörüyor.

Sistem nasıl çalışıyor?

Akıllı hız yardımı sistemi hız levhalarını algılayan kameralarla çalışıyor. GPS kullanan bilgisayar, olması gereken hızı hesaplayarak motor freniyle otomatik olarak hızı kesiyor. Sistem sürücüler tarafından devre dışı bırakabiliyor.

AB Komisyonu üyesi Elzbieta Bienkowska “Her yıl kazalarda 25 bin kişi ölüyor. Bu kazaların büyük çoğunluğu sürücü hatalarından kaynaklanıyor. Yeni güvenlik önlemlerinin devreye girmesi, kemer takma zorunluluğununki gibi bir etki yaratacak” dedi.

Komisyonun önerileri ayrıca, tüm araba, kamyonet, kamyon ve otobüslerde sürücüyü uyumaya ve direksiyon başındayken cep telefonu kullanma gibi dikkat dağıtacak durumlara karşı uyaracak ve tüm verileri kaydedecek sistemler bulunmasını da içeriyor.

Bunlara ek olarak otobüs ve kamyonlarda sürücülerin tam görüş açısına sahip olması ve kör noktaların kaldırılması da hedefleniyor.

Avrupa Ulaşım Güvenliği Konseyi, bu önlemlerle 2038’e kadar, ağır yaralanmalarla sonuçlanabilecek 140 bin kazanın engellenebileceğini söylüyor.

Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nun önerileri onaylamasının birkaç ay alabileceği belirtiliyor.

Sistemin olası riskleri

Yol yardım servisi şirketi AA ise, yeni düzenlemelerin olası risklerine dikkat çekti, bazı durumlarda araç sollarken ya da otobana çıkarken hızı biraz artırmanın hayat kurtabileceğini belirtti.

Şirket CEO’su Edmund King, “Yeni araç içi teknolojilerin hayat kurtaracağına şüphe yok. Acil fren sisteminin tüm araçlarda zorunlu olmasının makul bir açıklaması var. Ancak akıllı hız adaptasyonu sistemi için durum bu kadar net değil” dedi.

‘En iyi hız kesme sistemi sürücünün sağ ayağıdır’

King şöyle devam etti:

“En iyi hız sınırlama sistemi sürücünün sağ ayağıdır. Doğru hız her zaman trafik levhalarındaki hız limitinin biraz altıdır. Örneğin okulların olduğu bir bölgede, otomatik hız sınırlama sistemi (ISA) aracı izin verilen azami hızda gitmeye zorlayabilir. Çarpışan arabalarda da hız kesme limiti var ama onlar da kaza yapıyor.”

Kaynak: www.bbc.co.uk

AB’den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

Geçtiğimiz günlerde İngiltere Başbakanı Theresa May, Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan ve İngiltere’nin Brexit’in ertelenmesine ilişkin talebinin görüşüldüğü AB Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplatısında, kesin bir dille AB’den ayrılacağını ifade etmişti.

AVRUPA BİRLİĞİ BAYRAKLARI SALLANDI

Bugün ise yüzlerce İngiliz, Brexit’e karşı olduklarını göstermek için sokaklara çıktı.

Brexit konusunda yeni referandum yapılmasını isteyen gruplar, Londra’daki Hyde Park’tan yürüyüşe başladı. Eylemcilerin ellerindeki, Avrupa Birliği bayrağı ve May’a karşı hazırlanan dövizler dikkat çekti.

AB’den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında VİDEO

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

4.5 MİLYON İMZA ATTI

Brexit’in iptal edilmesi için Parlamento’nun internet sitesi üzerinden başlatılan imza kampanyasına da 4.5 milyona yakın insan imza atmıştı.

İngiliz halkının yüzde 90’ı, Başbakan Theresa May’in Parlamento’da iki kez reddedilen Brexit anlaşmasıyla, daha fazla zaman kaybedilmemesini istiyor.

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

AB'den çıkmak istemeyen İngilizler Londra sokaklarında

 

Kaynak: www.ensonhaber.com

AB’nin yüzde 43’ü ormanlık alandan oluşuyor

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), “21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası” dolayısıyla Avrupa Birliği‘ndeki (AB) ormanlık ve ağaçlık alanlara ilişkin son verilerini yayımladı.

Buna göre, AB ülkelerinin yaklaşık 182 milyon hektar ormanlık ve ağaçlık alana sahip olduğu ortaya çıktı.

Verilere göre, AB’nin yüzde 43’ünü ormanlık alanlar oluşturuyor. Tarım için kullanılan alanların oranı ise yüzde 41 olarak kayda geçti.

En fazla ormanlık alan İsveç’te

AB ülkeleri arasında en fazla ormanlık alana sahip ülke İsveç (30,5 milyon hektar) olarak ön plana çıkarken, bu ülkeyi İspanya (27,6 milyon hektar) ve Finlandiya (23 milyon hektar) takip etti. Söz konusu ülkeler, AB’deki ormanlık ve ağaçlık alanın toplam yüzde 29,4’ünü oluşturdu.

Rapordaki verilere göre, Türkiye 21,9 milyon hektar ormanlık ve ağaçlık alana sahip bulunuyor. Türkiye bu rakamla, 28 AB üyesiyle karşılaştırıldığında dördüncü sırada yer alarak, Fransa (17,6 milyon hektar), Norveç (14,1 milyon hektar), Almanya (11,4 milyon hektar), İtalya (11,1 milyon hektar) ve Polonya (9,4 milyon hektar) gibi birçok üye ülkeyi geride bıraktı.

Kaynak: www.aa.com.tr

‘Türkiye’de iş yapmak kolaylaşıyor’

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aydın Ticaret Odası‘nda düzenlenen “İstihdam Seferberliği 2019 Aydın Buluşması”nda, merkez üssü Denizli’nin Acıpayam ilçesi olan 5,5 büyüklüğündeki deprem sonrası yetkililerden bilgi aldığını söyledi. 

Denizli Valisi Hasan Karahan ile de görüştüğünü hatırlatan Selçuk, “Çok şükür can kaybı olmadı. Bakanlığımızın personeli de şu anda sahada. Allah bir daha yaşatmasın.” diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin çok büyük bir ivme kaydettiğini dile getiren Selçuk, son 3 yılın büyüme rakamlarında bunu gördüklerini ifade etti.

“İhracat rakamlarımız iyi gidiyor”

17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi büyük badireler ile 2018’deki ekonomik manipülasyonlara rağmen şu anda ekonomik büyümenin devam ettiğine dikkati çeken Selçuk, şöyle konuştu:

“Bu dönemde birçok Avrupa ülkesini geride bırakmış durumdayız. Çalışanlarımızla, işverenlerimizle birlik ve beraberlik içinde bu yılın da yeniden güçlü bir şekilde sonuçlanacağına inanıyorum. Ekonomik verilerimiz ve iş yapma potansiyelimiz bizlere uygun zemin hazırlıyor bu sayede ihracat rakamlarımız da çok iyi gidiyor. 2002’de 36 milyar dolar olan ihracat rakamımız, bugün 170 milyar dolara ulaşmış durumda. Hükümetimizin ortaya koyduğu reformların yansımalarını da uluslararası göstergelerde izlemekteyiz.”

Dünya Bankasının her yıl yayınladığı iş yapma kolaylığı endeksinden bahseden Selçuk, Türkiye’nin son 3 yılda bu alanda önemli mesafe aldığını vurguladı.

Selçuk, şöyle devam etti:

“Türkiye’de iş yapmak her geçen gün daha kolaylaşıyor. Özellikle kredi alma, vergilerin ödenmesi ve sınır dışı Ticaret gibi alanlardaki iyileştirmelerimiz neticesinde Türkiye, iş yapma kolaylığında 190 ülke arasında 43. sıraya kadar yükseldi. Geldiğimiz yer son 15 senenin rekorudur. İş yapmayı kolaylaştırmanın bir sonucu olarak 2002 yılında 720 bin olan sigortalı çalıştıran iş yeri sayısı 1,9 milyona, aktif sigortalı sayısı 12 milyondan 22,3 milyona ulaştı. Aynı dönemde aktif iş gücü programlarından yararlananların sayısı ise 3 milyonu aştı.”

Aydın’da aktif sigortalı sayısının 2002 yılında 173 bin iken bugün bu rakamın 272 bine ulaştığını aktaran Selçuk, 81 bin iş yerine teşvik ve destek sunduklarını, 10 bin engelli ve yaşlı vatandaşa evde bakım desteği verdiklerini söyledi.

Selçuk, Türkiye’nin, küresel krizden bu yana yaklaşık 8,5 milyon kişiye ilave istihdam sağlayarak AB ülkeleri arasında ilk sırada olduğunu kaydetti.

İşverenlerin nisan ayı sonuna kadar sağlayacağı her ilave istihdam için 3 ay boyunca prim ve vergilerin yanı sıra asgari ücret düzeyinde ücretini de devlet olarak karşıladıklarını anımsatan Selçuk, “Eğer şartlar sağlanırsa izleyen 9 ayda da prim ve vergileri ödemeye devam edeceğiz. Bu yeni teşvik ile devletimiz, vatandaşlarımızın iş bulabilme imkanını artırmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak bugüne kadar görülmemiş bir istihdam teşviki sunuyor. Şimdi işverenlerimizle beraber elimizi taşın altına koyma ve sorumluluk alma vakti.” diye konuştu.

“İlk gelen sinyaller bizlere umut veriyor”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Aydın’ın, Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olduğunu söyledi.

Aydın’ın Türk siyasi hayatında çok önemli bir yerde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, tarım ve sanayi anlamında da kentin önde geldiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla yeni bir istihdam seferberliği başlatıldığını anımsatan Hisarcıkloğlu, “Bu tarihi desteklerden faydalanın. İstihdam kampanyasına katılın. Tarihimizde böyle bir teşvik ve destek görmemiştik. Hedefimiz çok büyük ama hepiniz biliyorsunuz ki bizim inancımız ‘İnsan ancak çalıştığını elde eder’ diyor. İlk gelen sinyaller bizlere umut veriyor. İstihdamda pozitif ivme başlattık. Devamı da gelecek inşallah.” dedi.

 

Kaynak: www.aa.com.tr

 

Yurt dışına giden öğrenci sayısı arttı

Yükseköğretim öğrencilerinin yurtdışındaki program ve projelere katılma imkanı 2015 yılında yapılan düzenlemeyle genişletildi.

Öğrenciler, 2004 yılından bu yana Erasmus programıyla Avrupa ülkelerine gitme imkanı bulabilirken, 2015 yılından itibaren de ortak ülkeler diye adlandırılan birçok ülkedeki program ve projelere katılma imkanı yakaladı.

BAŞVURU YOĞUNLUĞU

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, uluslararası hareketlilik programlarına ve projelerine katılarak yurtdışına giden öğrenci sayısı 2018 yılında beklentilerin 4 katı üstünde gerçekleşti.

2018 yılında hedeflenen rakam 2 bin 100 iken, 9 bin 32 öğrenci yurtdışındaki program ve projelere katıldı. AB Eğitim ve Gençlik Programlarına yapılan proje başvuru sayısı ise 7 bin 499 oldu.

Yabancı ülkelerce verilen araştırma, lisans, yüksek lisans, doktora ve dil burslarına başvuran öğrenci sayısı ise 1175 olarak gerçekleşti.

3 BİN 500 ÖĞRENCİ BURSLU OKUYOR

2018 yılında ayrıca 50 ülkeye lisansüstü öğrenim görmek üzere 3 bin 550 resmi burslu öğrenci gönderildi.

YurtDışına Lisansüstü Eğitim için Gönderilecek Öğrencileri Seçme ve Yerleştirme Programı’na (YLSY) başvuran 13 bin 249 aday, ÖSYM tarafından değerlendirmeye alındı ve 3 bin 415 aday sözlü sınava çağrılmaya hak kazandı.

Sınava katılan 2 bin 461 adaydan ise 1510’u başarılı oldu. Lisansüstü öğrenim görmek amacıyla yurtdışına gönderilen bursiyer sayısının, YLSY sözlü sınavına giren aday sayısına oranı yüzde 61 olarak belirlendi.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Türkiye AB ile ticaret fazlası verdi

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), AB ve Euro Bölgesi’nin ocak ayı uluslararası ticaret verilerini yayınladı.

Buna göre, geçen yılın ocak ayında 7.7 milyar euro olan Türkiye’nin AB’den ithalatı, 2019’un aynı döneminde 5 milyar euroya geriledi.

2018’in ilk ayında 6.5 milyar euro seviyesinde olan Türkiye’nin AB’ye ihracatı ise bu yılın ocak döneminde 6.8 milyar euroya yükseldi.

GEÇEN YIL AÇIK VERMİŞTİ

Böylece 2018’in ocak ayında 1.2 milyar euro ticaret açığı veren Türkiye, bu yılın ocak ayında 1 milyar 797 milyon euroluk ticaret fazlası gerçekleştirdi.

Türkiye’nin AB üyesi ülkelerle ticaretinde Ağustos 2018’den itibaren fazla verildi. Türkiye’nin ticaret fazlası ağustosta 740.7 milyon euro, eylülde 462.9 milyon euro, ekimde 1 milyar 749.5 milyon euro, kasımda 1 milyar 499 milyon euro ve aralıkta 794.2 milyon euro oldu.

EURO BÖLGESİ TİCARET FAZLASI VERDİ

Euro Bölgesi’nin ocak ayında toplam ihracatı 2018’in aynı dönemine göre yüzde 2,5 artarak 183.4 milyar euroya, ithalatı da yüzde 3,4 yükselerek 181.8 milyar euro seviyesine çıktı. Böylece Euro Bölgesi, söz konusu dönemde yaklaşık 1.5 milyar euroluk ticaret fazlasına ulaştı.

AB’DEN TİCARET AÇIĞI

Söz konusu dönemde AB’nin toplam ihracatı önceki yılın ocak dönemine göre yüzde 2,1 yükselerek 153.6 milyar euroya, ithalatı da yüzde 3,9 artarak 178.5 milyar euroya ulaştı. AB, ocak döneminde 24.9 milyar euro ticaret açığı verdi.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Bakan Varank: Bu proje ile dağ taş fıstık ağacı oldu

Bakan Varank, Siirt’e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında fıstık işleme tesisinde incelemelerde bulundu. Tesis hakkında yetkililerden bilgi alan Bakan Varank, şunları söyledi:

DİCLE KALKINMA AJANSI YÜRÜTÜYOR

Burası Avrupa’nın birinci, dünyanın üçüncü büyük entegre fıstık işleme tesisi. Bu fabrikanın kurulumunda Avrupa Birliği fonları ile birlikte bakanlığımızın katkıları oldu. Bu güzel ve örnek projeyi kalkınma ajansımız yürüttü. Burada üretilen fıstıklar hem ülkemizde hem de dünyanın her tarafında tüketilmekte. Tam faaliyete geçtiği zaman 100 kişilik istihdam sağlamış olacağız.

 

Bakan Varank: Bu proje ile dağ taş fıstık ağacı oldu

TEPELER FISTIK AĞACIYLA DOLU

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri bakanlığımız uhdesine geçti. Şehrimizde yürüttüğümüz bir projemiz var. Biz buradaki vatandaşlarımıza fıstık fidanlarını veriyoruz. Damlama sulama imkanlarını veriyoruz, çitlerini veriyoruz. Vatandaşlarımız fıstık ağaçlarını yetiştirerek, ürünlerini satabiliyorlar. Şehrimizin, ülkemizin ekonomisi kalkındırmak için güzel bir proje. Çok güzel neticeler elde ettik. Fabrikanın etrafındaki tepeler fıstık ağaçlarıyla dolu. Dağ taş fıstık ağacı oldu. Projemiz göçün önlenmesi ve istihdama sağladığı katkı açısından oldukça etkili olacak.

10 MİLYON EURO

Bu tesis AB fonlarıyla beraber, bakanlığımızın yürüttüğü bir proje ile hayata geçirildi. 10 milyon euroluk bir yatırım söz konusu. Kalkınma ajansları, bu tesisin projesinin yürütücüsü. Şu anda il özel idaresine bağlı bir anonim şirket kuruldu. Bu şirket, tesisin işletmesini yapıyor.

 

Bakan Varank: Bu proje ile dağ taş fıstık ağacı oldu

 

HEDEF RUSYA VE AVRUPA

Siirt ziyareti sırasında ildeki yatırımların açılış ve imza törenine katılan Varak,

Siirt fıstığını dünya markası haline getirmek için 10 milyon euroluk yatırım yaptık; Avrupa’nın birinci ve dünyanın üçüncü büyük Fıstık İşleme Tesisini şehrimize kazandırdık.  İhracat için RUSYA ve Avrupa’dan bir dizi ülkeyle anlaşmalar yapıldığını arkadaşlarımızdan öğrendim. Hayırlı olsun.

dedi.

REKABET EDEBİLİRLİĞİ ARTIRMAK

2007-2013 yıllarını kapsayan Katılım Öncesi Yardım Aracı IPA projelerinden biri olan “Fıstık İşleme Sektörü Ortak Sanayi Altyapısı Projesi”nin amacı, Siirt’te ortak paketleme tesisi kurulması ile ildeki yerel fıstık işleyicileri ve üreticilerinin kurumsal ve operasyonel kapasitelerinin iyileştirilerek fıstık sektörünün rekabet edebilirliğinin arttırılması olarak belirlendi.

 

Bakan Varank: Bu proje ile dağ taş fıstık ağacı oldu

 

43 MİLYON TL’YE MAL OLDU

 

Siirt Fıstığı İşleme Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yönetilen tesis, Siirt Organize Sanayi Bölgesinde 12 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere 35 bin metrekare alandan oluşuyor. 43 milyon liraya mal olan tesisin, tam kapasiteyle üretime geçtiğinde 50 bin ton üretim yapması hedefleniyor.

 

Bakan Varank: Bu proje ile dağ taş fıstık ağacı oldu

Kaynak: www.ensonhaber.com

İngiliz medyasında Brexit eleştirileri

AB’de ayrılma sürecinde büyük kriz yaşayan İngiltere’de, parlamentoda alınan karar Başbakan May’i yine zora soktu.

İngiltere Parlamentosu, Avrupa Birliği (AB) ile varılan ve ülkenin birlikten ayrılmasının (Brexit) koşullarını belirleyen anlaşmayı ikinci kez reddetti.

Bu karar Başbakan Theresa May’i oldukça zor durumda bıraktı.

Karar sonrası İngiliz medyasında May’in koltuğunun tehlikede olduğu yazıldı. Çünkü May, bu anlaşmanın kabul edilmemesi durumunda ayrılığın gerçekleşemeyebileceğini söylemişti.

Bir diğer ihtimal ise anlaşmasız Brexit. Yani İngiltere tek taraflı olarak ayrılığı ilan edecek. Ancak bu durum milyarlarca dolar zarar demek.

DEV BİR YENİLGİ DAHA ALDI

The Guardian gazetesi, May’in 149 oy farkıyla aldığı yenilginin zaten yıpranmış otoritesine yeni bir darbe vurduğunu belirtti ve manşetinde, “MAY’YE BIR DEV YENILGI DAHA VE BREXIT’E SADECE 16 GÜN KALDI” ifadelerini kullandı.

KRİZE GİRDİK

“Çaresizliğe itildik” manşetini atan Times ise, May’in yenilgisiyle birlikte “İNGILTERE’NIN KRIZE GIRDIĞINI” söylüyor.

“HALA İKTİDARA TUTUNUYOR”

Daily Telegraph gazetesi ise, “MAY, IKINCI AŞAĞILAYICI YENILGIYE KARŞIN IKTIDARA TUTUNUYOR” manşetini attı. Gazete İngiltere’nin öngörüldüğü gibi 29 Mart’ta anlaşma olmadan AB’den çıkması gerektiği görüşünde.

Kaynak: www.ensonhaber.com