Fransa’dan ‘küstah’ 24 Nisan kararı!

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Başbakan Edouard Philippe’in imzalarını taşıyan, 24 Nisan’ı sözde “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan eden kararname, Fransa’daki Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, olaya sert tepki göstererek bu kararın Türkiye açısından hiçbir geçerliliği olmadığını, bununla ilgili Ankara’da bazı girişimler başlatıldığını bildirdi. DW Türkçe’nin aktardığına göre toplam üç maddeden oluşan kararnamede, Fransa’nın sözde “Ermeni soykırımı”nı 29 Ocak 2001’den bu yana resmen tanıdığı hatırlatılıp, 24 Nisan’ın bundan böyle “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan edildiği bildiriliyor. Kararnameye göre, her yıl 24 Nisan’da Paris’te devlet töreni düzenlenecek.

‘Kendi tarihine baksın’

Kararnamenin Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Fransa’da olduğu bir günde yayımlanması dikkat çekti. Paşinyan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) genel kurul toplantılarına katılmak üzere Strasbourg’da bulunuyor.

Karara derhal sert tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter üzerinden yaptığı ilk açıklamada, “Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ‘24 Nisan’ kararnamesi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ve Fransız Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını açıkça ihlal ediyor. Macron seçim kampanyasında Ermenilere verdiği sözleri yerine getirmeye çalışarak yine popülizm yapıyor. Önce kendi karanlık tarihine baksın. Ruanda soykırımından bu yana çeyrek asır geçti” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile telefonda görüştüğu de bildirildi.

Bu arada Çavuşoğlu, Türkiye-Hollanda (Wittenburg) 7. Konferansı’nın ardından Amsterdam’da Hollandalı mevkidaşı Stef Blok ile ortak basın toplantısında da konuya değindi. Konuya ilişkin değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, Fransa Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iki defa bu konuda verdiği kararın, siyasetçilerin böyle kararlar almaması gerektiği yönünde olduğunu hatırlattı.

‘Ruanda’da soykırım’

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Böyle siyasi kararlar almak, tarihi çarpıtmak, siyasetçilere yakışmıyor. Siyasetçilerin bu konularda karar alması doğru değil. Fransa’nın kendi tarihine bakması lazım. Daha Ruanda soykırımının üzerinden 25 yıl geçmedi. Cezayir ve diğer yerlerde, Afrika’da Fransa’nın ne yaptığını ne onlar unuttu ne biz unuttuk. Maalesef Avrupa’nın içine düştüğü aşırı akımlardan liberaller dahi nasibini alıyor. Bu kararın bizim için hiçbir geçerliliği yoktur. Bu konuda biz de gerekli tedbirleri zaten alacağız. Bununla ilgili Ankara’da bazı girişimleri başlattık.”

Akar’dan telefon

Milli Savunma Bakanı Akar, telefonla görüştüğü Fransız mevkidaşına, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un skandal 24 Nisan kararından duyulan rahatsızlığı iletti.

Fransız tarihçiden ‘hakaret davası’

Fransa’da 1915 olaylarının sözde “soykırım” olarak nitelenmesine karşı çıkan görüşleri yasaklatmaya çalışan radikal çevrelere Fransızların içinden de tepkiler var. Sözde soykırımla ilgili savundugu görüşleri nedeniyle radikal Ermeni çevrelerin hedefinde olan Fransız tarihçi Maxime Gauin, Fransa’da yayınlanan “Les Nouvelles d’Armenie” adlı derginin internet sitesinde kendisine yöneltilen ve hakaret içeren mesajlar nedeniyle bir dava açmıştı.

Gauin, bu davayı 1976-1983 yıllarında terör örgütü ASALA’nın Fransa’daki sözcülüğünü yapmış olan, derginin Yazı İşleri Müdürü ve Fransa Ermeni Kuruluşları Koordinasyon Konseyi Eşbaşkanı Ara Toranian ile yazar Samuel Tilbian aleyhine açmıştı. Gauin, bir söyleşisinde Türkiye ve 1915 olayları üzerine çalışan Fransız aydınlarını, radikal Ermenilerin tüm baskılarına rağmen argümanlarını savunmaya devam etmeye çağırmıştı. Halen ODTÜ Tarih Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdüren Gauin’in bu kapsamdaki araştırmaları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde Fransızların Adana ve civarındaki bölgelerdeki faaliyetlerine, bu kapsamda bölgede faaliyet göstermiş Ermeni lejyonlarına odaklanıyor.

Macron şubatta duyurdu

Fransa, 1915’teki olayları 2001 yılında “soykırım” olarak tanımış, Cumhurbaşkanı Macron da, 24 Nisan’ı resmi anma günü haline getirmeyi 2017’deki seçim vaatleri arasına sokmuştu. Macron, son olarak Şubat ayının başında Fransa Ermeni Organizasyonları Koordinasyon Konseyi’nin resepsiyonunda bir konuşma yapmış ve 1915 olaylarını “Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermenilerin acımasızca öldürülmesi” olarak nitelemişti. Macron, paylaştığı Twitter mesajında da “Fransa tarihle yüzleşir. Gelecek birkaç hafta içerisinde söz verdiğim gibi 24 Nisan’ı Ermeni soykırımını anma günü ilan ediyoruz” ifadesini kullanmıştı. Fransa Parlamentosu; 2011 yılında sözde “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılması” yönünde bir yasaya imza atmıştı. Ancak Fransız Anayasa Konseyi, “ifade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Fransız Anyasasına aykırı” olduğu gerekçeleriyle bu yasayı iptal etmişti.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde İsviçre’ye karşı 2015 yılında kazandığı davası, söz konusu inkar yasası girişimlerinin de sonunu getirdi. Bunun yerine “Ermeni soykırımı”nın başladığı gün kabul edilen 24 Nisan’ın Fransız devleti tarafından “resmi anma günü” olarak ilan edilmesini gündeme getirildi. AİHM, Perinçek davasına ilişkin nihai kararında, “1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu” olduğuna işaret etmiş, olaya ilişkin “farklı görüşlerin ifade özgürlüğü koruması altında” olduğuna vurgu yapmıştı. Kararda, 1915 olayları ile Yahudi soykırımının (Holokost) karşılaştırılamayacağı da not edilmişti. AİHM’nin içtihat niteliğindeki bu kararı tüm Avrupa ülkeleri için bağlayıcı olma  özelliğine sahip.

Altun: Büyük bir hadsizlik

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Nisan’ı ‘Anma Günü’ ilan etmesi ucuz bir popülizm ve büyük bir hadsizlik örneğidir” ifadelerini kullandı. Fahrettin Altun ayrıca paylaşımında Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklamasına da yer verdi.

Tarihçilerden ortak çağrı: Belgeler açılsın gerçek ortaya çıksın

Fransa’nın sözde Ermeni soykırımı anma gününü kabul ettiğine dair kararnamenin Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanarak, Resmi Gazete’de yayımlanması Türkiye’de büyük tepkilere neden oldu. Tarihçiler, Ermeni diasporasının öne sürdüğü iddiaların herhangi bir belgeye dayanmadığını söyledi.

‘Ermeni tezlerinin dayanağı yok’

Prof. Dr. Recep Karacakaya (İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi): “Tarih tarihçilere bırakılmalı. Ermeniler yıllardır ortak tarih komisyonu teklifinden kaçıyor. Türkleri tüm dünyanın gözü önünde soykırımcı gibi göstermek istiyorlar. ABD, Rus, Fransız, Alman, Türk, Ermeni arşivleri açılıp Gerçekler ortaya çıksın. Türkiye’yi sıkıştırmak istiyorlar. Ermeni tezlerinin hiçbir dayanağı yok.

Osmanlı kayıtlarına göre 1. Dünya Savaşı’ndan Anadolu’daki Ermeni sayısı 900 bin. Bu rakamın 1 milyon 800 olduğunu öne sürüyorlar. Belgesi, dayanağı nedir? Yok! Müslümanların uğradığı katliamlar sümen altı edilmek isteniyor. ‘Ermeni Katliamları ve Müslüman Mülteciler’ raporunda Ermeni Gönüllü Alayları tarafından katledilen Müslümanlar, bölge ve sayılarıyla ayrıntılı olarak yer alıyor. Toplam 516 bin 105 Müslüman katliama uğradı. Tehcirde 200 bin Ermeni açlık, susuzluk ve salgın hastalıklardan zayi ve gaib oldu. Tüyler ürperten Ermeni katliamları, Rus belgelerinde yer alıyor. Hodri meydan, açalım
belgeleri kim haklı, kim haksız görelim.”

‘Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır’

Prof. Dr. Vahdettin Engin (Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü): “Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır. Ermeniler Dünya kamuoyunu yanıltıyor. Soykırım varmış gibi gösterip algı yaratmak istiyorlar. Fransa ve İngiltere siyasi sebeplerle bu algıya alet oluyor veya Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için hareket ediyorlar. Ortak tarih komisyonu kurulsun, arşivler, belgeler dökülsün. Bir şey bulamazlar. 1918’de İstanbul işgal edildi. Osmanlı Devlet Arşivleri, o dönem başkent olan kentteydi. Tehcir 1915-1916 arası gerçekleşti. İşgal sırasında yabancılar arşivleri didik didik aradılar ama hiçbir şey bulamadılar.

Sözde soykırımın maddi delili olsa ortaya çıkartılırdı. Ortak komisyon ve arşivlere girsin önerisine neden sıcak bakmıyorlar? Diaspora, tazminat ve toprak peşinde. Tarihçilerin olmadığı böyle bir konuda parlamenterin hükmü geçerli olmaz. Fransız parlamenter ne anlıyor, ne biliyor ve hangi belgeye dayalı bu karara ‘evet’ diyor? Ermeni tezlerini savunanlar belgeleri çıkartsın. İttihatçılar Malta’ya sürüldüğünde İngilizler tarafından yargılandılar. Mahkemede sözde soykırıma ilişkin bir bulgu bulunamadı ve hepsini bırakmak zorunda kaldılar. Fransa’daki karar siyasidir.”

‘Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan’

Prof. Dr. Tufan Gündüz (Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü): “Ermeni meselesi sadece tarihin değil günümüzün de meselesidir. Batı dünyası, tüm Osmanlı ve Türk tarihi ile hesaplaşmak istiyor. Bu mesele tarihin olduğu kadar geleceğin de konusudur. Bu hesaplaşmaya asla müsaade etmeyeceğiz. Bizim için konu Sevr’in yırtılıp atılmasıyla sona ermiştir. Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurdun bütünlüğü, istiklali tehlikede’ sözü bu hesaplaşmaya meydan okuma sözüdür. Dolayısıyla ister Fransız, ister Alman parlamentosu olsun, hepsinin tek amacı Türk tarihi ile hesaplaşmak. Dertleri Ermeni meselesi değildir. Ermeniler ortak komisyondan daima kaçıyor. Şimdiye kadar yayınladığımız arşiv belgeleri dahil tüm belgeler, meselede Türk Devleti’nin ne kadar haklı olduğunu, Ermenilerin konuyu abarttığını ortaya koydu. Ermeni tezlerini savunanlar, bizim arşivlere güvenmedikleri gerekçesiyle ortak komisyona yanaşmıyor. ‘Siz belge koyun’ diyoruz, belge koyamıyor. Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan.” MERT İNAN İstanbul

Kaynak: www.milliyet.com.tr

 

Fransa’da iki bakanın görevine son verildi

Fransa‘da Avrupa Birliği Bakanı Nathalie Loiseau‘nun görevinden istifa ettiğini açıklamasının ardından, Hükümet Sözcüsü ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Benjamin Griveaux ile Dijital Gelişmelerden Sorumlu Devlet Bakanı Mounir Mahjoubi‘nin görevlerine son verildiği bildirildi.

Elysee Sarayı‘ndan yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un Griveaux, Loiseau, Mahjoubi’nin görevine “son verdiği” belirtildi.

Mahjoubi ve Griveaux’nun gelecek yıl düzenlenecek belediye seçimlerinde Paris Belediye Başkanlığına aday olması bekleniyor.

Griveaux, daha önce yaptığı açıklamada, Paris Belediye Başkanlığına aday olması halinde görevinden istifa edeceğini söylemişti.

Loiseau’nun, 26 Mayıs’ta düzenlenecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılmak için görevinden istifa ettiği bildirilmişti. Loiseau, AP seçimleri için Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kurucusu olduğu Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketinin (LREM) liste başı adayı gösterildi.

Kaynak: www.aa.com.tr

Fransız hükümeti polis ve askerlerine ‘vur emri’ verdi

Fransa’da sadece akaryakıt için istenilen vergi bedeli değil, aynı zamanda hayat pahalılığını da protesto eden Sarı Yeleklileri haftalardır sokaklarda… Bu hafta cumartesi günü de sokaklara inecek olan protestocular için Fransız hükümeti emsal bir karar verdi.

PARİS’TE 5 BİN POLİS GÖREV ALACAK
Fransız General Bruno Leray, hafta sonu başkent Paris’te Sarı Yeleklilerin düzenleyeceği gösteri sırasında düzeni sağlamak amacıyla 5 bin civarında polise destek olacağını söyledi.

“ATEŞ AÇABİLİRLER”

Leray, güvenlik güçleri için, “Eğer kendi yaşamları ya da korudukları kişilerin yaşamları tehlikeye girerse, ateş açabilirler.” ifadesini kullandı. Bu kararla birlikte polis ve askerler gerçek mermi kullanabilecek.

GÖSTERİYE İZİN YOK
Fransız polisi de yarın Champs-Elysees’de Sarı Yeleklilerin gösteri yapmasına izin verilmeyeceğini, göstericilerin Arc de Triomphe Bulvarı’nı çevreleyen sokaklar ile Elysee Sarayı ve ulusal meclis civarından uzak tutulacağını açıkladı.

Fransa’da sarı yelekliler, geçen hafta cumartesi günü Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin politikalarını protesto etmek için ülke genelinde yeniden sokağa çıkmış, polis Paris’te göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmişti.

ÜNLÜ MAĞAZALAR YAĞMALANMIŞTI

Paris’in Champs-Elysees Caddesi’nde toplanan, polise taş ve şişe atan göstericiler, birkaç barikatı ateşe vermiş, camlarını kırdıkları birçok mağaza ve restoranı yağmalamıştı. Eylemciler, ayrıca caddedeki birkaç ünlü markanın mağaza ve restoranını yakmıştı.

Eylemde, Champs-Elysees Caddesi çevresinde bir binanın zemin katında bulunan bankada yangın çıkmış, alevlerin üst katlara sıçradığı yangında ikisi polis 11 kişi hafif yaralanmıştı. Geçen haftaki gösteride 192 kişi gözaltına alınmış, 17’si polis 42 kişi yaralanmıştı.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Paris Emniyet Müdürü görevden alındı

Akaryakıt zamlarını protesto için meydanlara çıkan ve hükümete yönelik protestolara dönen Sarı Yelekliler eylemlerinde önümüzdeki cumartesi günü 19. haftaya girilecek.

ŞİDDET DORUK NOKTADA

Geçtiğimiz cumartesi günü meşhur Champs Elysees caddesini ateşe veren eylemciler, birçok lüks markanın mağazasını da yağmalamıştı.

Paris Emniyet Müdürü görevden alındı

EMNİYET MÜDÜRÜ GİTTİ

Artan şiddet olaylarından dolayı muhalefet İçişleri Bakanı’nın istifasını istedi, kayakta olan Macron’a tepki gösterdi. Tepkiler sonrası tatilini yarıda kesen Macron güvenlik zirvesini toplarken çareyi Paris Emniyet Müdürü Michel Delpuech’i görevden almakta buldu.

Paris Emniyet Müdürü görevden alındı
Görevden alınan Paris Emniyet Müdürü Michel Delpuech

Kaynak: www.ensonhaber.com

Macron, Champs Elysees Caddesi’ni eylemlere kapatıyor

Başkent Paris’in dünyaca ünlü markaları barındırdığı meşhur Champs Elysees Caddesi, aylardır Sarı Yelekliler’in gösterilerine ev sahipliği yapıyor.

CADDE, SARI YELEKLİLER’E KAPATILACAK

Her hafta cumartesi caddeyi savaş alanına çeviren ve yağma yapan protestoculara önlem olarak, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Champs Elysees’deki tüm gösterileri yasaklamayı planlıyor.

Reuters haber ajansının Elysse Sarayı’ndaki bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Macron’un olası bir yasaklama kararına, Fransız muhalefetinin nasıl tepki vereceği merak ediliyor.

 

Kaynak: www.ensonhaber.com

 

Fransa yine savaş alanına döndü

Fransa yine savaş alanına döndü

Fransa’da Sarı Yelekliler’in protestosu sürüyor. Paris’in o çok ünlü sokaklarındaki lüks dükkanların vitrinleri yıkıldı, dükkanlar yağmalandı.

Fransa’da Sarı Yelekliler yeniden sokaklara çıktı. Sarı Yelekliler gösterilerin 18’inci haftasında da arbede yaşandı. Gösterilerin şiddetinin her geçen gün biraz daha azalacağı düşünülürken, durum pek de o şekilde olmadı.

Fransa yine savaş alanına döndü

FRANSIZ POLİSİ SARI YELEKLİLERİ DURDURAMADI

Fransa’daki benzin fiyatlarındaki artış ve hayat pahalılığını protesto eden Sarı Yelekliler, Zafer Takı’nın önünde toplandı. Polisle göstericiler arasında arbede yaşandı. Fransız polisi, biber gazı ve tomalarla ile müdahale etmek istedi, ancak Sarı Yeleklileri durduramadı.

Fransa yine savaş alanına döndü

DÜKKANLARI YAKIP YIKTILAR

Protestocular, Champ- Elysees sokaklarında bulunan ünlü ve pahalı mağazaların vitrinlerini yıktı, hatta vitrinlerini yıkmakla da kalmadı, dükkanları yağmaladı. Mağazada bulunan mallar ise sokaklara saçıldı.

Fransa yine savaş alanına döndü

FRANSIZ POLİSİNİN SAYISI ARTIRILDI

Paris genelinde önceki haftalara nazaran daha çok polisin görev aldığı da gelen bilgiler arasında. Yetkililer, 18 haftadır devam eden gösterilerde 11 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 binden fazla ise yaralı olduğu açıkladı. Bu arada Paris temsilcisi olan ve olay yerinde bulunan Russian Today gazetecilerinden birinin ise ağır yaralandığı ifade edildi.

Fransa yine savaş alanına döndü

2 BİN KİŞİYE HAPİS CEZASI

Fransız hükümetinin verilerine göre bugüne kadar 8 bin 400 kişi gözaltınıa alınırken 2 bin kişi de hapis cezasına çaptırıldı.

FRANSA’DA TANSİYON YÜKSEK

Ayrıca protestocular Paris sokaklarında ellerinde testerelerle rahat bir şekilde dolaşıyor. Polis müdahale etse de Fransa’da şu anda tansiyon oldukça yüksek.

Kaynak: www.ensonhaber.com

Fransa’da sarı yeleklilerin gösterileri 4’üncü ayını doldurdu

Fransa'da sarı yeleklilerin gösterileri 4'üncü ayını doldurdu

Fransa’da akaryakıt zamlarına ve kötü ekonomik koşullara tepki olarak başlayan ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimine karşı gösterilere dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri 4 aydır devam ediyor.

Fransa’da haftalardır aralıksız süren sarı yeleklilerin eylemleri, son yılların en uzun süren gösterileri oldu. Sarı yelekliler, hükümetten protesto ettikleri koşulların düzeltilmesini ve halkın ekonomik sorunlarını çözebilecek adımların atılmasını bekliyor.

Ülkede son haftalarda eylemlere katılanların sayısının azalması dikkati çekti. Gösterilerin başladığı 17 Kasım 2018’de 290 bine yakın kişi sokaklara çıkarken, bu sayı geçen hafta yaklaşık 28 bin olarak tespit edildi.

Eylemciler bugün başta başkent Paris olmak üzere ülke çapında gösteriler düzenleyecek. Göstericiler, Macron ve hükümete karşı tepkilerini daha etkili şekilde dile getirebilmek için protestolara katılanların sayısını artırmayı ve hareketi yeniden canlandırmayı hedefliyor.

Sarı yeleklilerin liderlerinden Priscillia Ludosky ve Jerome Rodrigues ile avukatları François Boulo, gösterilere ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Ludosky, sarı yelekliler hareketinin büyüdüğünü ve 4 ayda önemli mesafeler katettiklerini belirterek, “Gösteriler devam edecek. Sokaklarda olduğumuzu göstermek önemli.” dedi.

Hareketle beraber birçok derneğin oluştuğunu ve bazı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ludosky, şöyle devam etti:

Gösterilerde aşırı biber gazı kullanımı ve polis şiddeti var. Birçok soruşturma devam ediyor. Özellikle polisin göstericilere orantısız şiddet uyguladığı durumlar söz konusu. Bu nedenle eylemlerde özgür hareket edemiyoruz. Hükümetin güçlü adımlar atması halinde insanlar eylem düzenleyerek değil, farklı şekillerde mücadele edebilir. Hükümetin yapması gereken ama yapmadığı birçok şey var.

Fransa’nın gösterilerde eylemcilere karşı uygulanan baskı ve şiddet nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından uyarıldığını anımsatan Ludosky, “Fransa Cumhurbaşkanına “ülkemizin sorunlarıyla değil kendi ülkenin sorunlarıyla ilgilen” diyen bazı ülkeler oldu. Fransa’nın diğer ülkelere karşı bu tutumu dikkati çekiyor. Uluslararası toplumun gözleri Fransa’da.” diye konuştu.

4 AYDA TALEPLERİMİZE CEVAP VERMEK YERİNE BASKI UYGULANDI

Paris’teki bir gösteride biber gazı kapsülünün isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybeden Rodrigues ise “Hükümet bizi dinleyene kadar gösteriler devam edecek. Hükümet, 4 ayda taleplerimize cevap vermek yerine bizi susturmak ve korkutmak için polisi kullanarak daha çok bize baskı uyguladı.” dedi.

Ulusal Mecliste onaylanan ve eylemcilere karşı sert cezalar öngören yasa tasarısına da tepki gösteren Rodrigues, şöyle konuştu:

Eylemcilere sert cezalar öngören yasa tasarısı bizim gösteri özgürlüğümüzü kısıtlayan bir tasarıdır. Bu tür yasaları hızlı bir şekilde oylayabiliyorlar ancak biz 4 aydır daha insani şartlarda yaşamak için taleplerimize cevap bekliyoruz.

VENEZUELA VE CEZAYİR’E DERS VERMEYE KALKAN MACRON HALKINA DAHA KÖTÜSÜNÜ YAPIYOR

Fransızları daha iyi temsil edebilen ve ekonomik olarak daha iyi şartlarda yaşamalarına imkan veren bir hükümet istediklerini belirten Rodrigues, hükümetin gösterilere katılanların sayısını düşük göstermeye çalıştığını ve paylaştığı rakamların doğru olmadığını savunarak, “Dünya, sarı yeleklilere yönelik şiddetten endişe duymalı. Venezuela ve Cezayir’e ders vermeye kalkan Macron, halkına daha kötüsünü yapıyor.” ifadesini kullandı.

Halkın talepleri yerine gelinceye kadar gösterilerin süreceğini belirten sarı yeleklilerin avukatı Boulo ise “Sağır ve hiçbir şey dinlemek istemeyen bir hükümet var. Hükümet halkın itirazlarına ancak polis ve adli baskıyla cevap veriyor.” diye konuştu.

Sarı yeleklilere karşı insan hakları ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığını belirten Boulo, eylemcilere sert ceza öngören yasa tasarısını insanların özgürlüklerini kısıtlayan “faşist” bir tasarı olarak niteledi.

Sarı yeleklilere yönelik şiddete karşı BM ve Avrupa Birliği’ne Fransa’ya karşı harekete geçme çağrısı yapan Boulo, “17 Kasım’dan önce insanlar kendilerini güçsüz hissediyordu ancak 17 Kasım’da insanların zihinlerinde ihtilal gerçekleşti. İnsanlar eylemler yaptı ve ortak bir güç yarattı.” diye konuştu.

FRANSA’DAKİ PROTESTOLARDA 11 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Fransa’da akaryakıt zamlarına ve kötü ekonomik koşullara tepki olarak başlayan ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimine karşı gösterilere dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri 4’üncü ayını doldurdu.

Hükümetin paylaştığı rakamlara göre, gösterilerde şimdiye kadar 11 kişi hayatını kaybetti, 2 binden fazla kişi yaralandı, 8 bin 400’den fazla kişi gözaltına alındı ve 2 bine yakın kişi hapis cezasına çarptırıldı.

Mediapart Internet sitesinin haberinde ise sarı yeleklilerin eylemlerinde biber gazı kapsülünün isabet etmesi sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin elinin koptuğu, 21 kişinin gözünü kaybettiği belirtilmişti. Haberde 204 kişinin başından, 13 kişinin elinden, 41 kişinin gövdesinden, 68 kişinin bacaklarından ve 16 kişinin de belinden yaralandığı kaydedilmişti.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, Fransa’ya sarı yeleklilerin eylemlerinde insan haklarına daha saygılı olma, barışçıl gösteri özgürlüğüne aşırı kısıtlamalar getirmeme ve biber gazı kullanımını yasaklama çağrısında bulunmuştu.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr