Fransa’dan ‘küstah’ 24 Nisan kararı!

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Başbakan Edouard Philippe’in imzalarını taşıyan, 24 Nisan’ı sözde “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan eden kararname, Fransa’daki Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, olaya sert tepki göstererek bu kararın Türkiye açısından hiçbir geçerliliği olmadığını, bununla ilgili Ankara’da bazı girişimler başlatıldığını bildirdi. DW Türkçe’nin aktardığına göre toplam üç maddeden oluşan kararnamede, Fransa’nın sözde “Ermeni soykırımı”nı 29 Ocak 2001’den bu yana resmen tanıdığı hatırlatılıp, 24 Nisan’ın bundan böyle “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan edildiği bildiriliyor. Kararnameye göre, her yıl 24 Nisan’da Paris’te devlet töreni düzenlenecek.

‘Kendi tarihine baksın’

Kararnamenin Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Fransa’da olduğu bir günde yayımlanması dikkat çekti. Paşinyan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) genel kurul toplantılarına katılmak üzere Strasbourg’da bulunuyor.

Karara derhal sert tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter üzerinden yaptığı ilk açıklamada, “Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ‘24 Nisan’ kararnamesi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ve Fransız Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını açıkça ihlal ediyor. Macron seçim kampanyasında Ermenilere verdiği sözleri yerine getirmeye çalışarak yine popülizm yapıyor. Önce kendi karanlık tarihine baksın. Ruanda soykırımından bu yana çeyrek asır geçti” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile telefonda görüştüğu de bildirildi.

Bu arada Çavuşoğlu, Türkiye-Hollanda (Wittenburg) 7. Konferansı’nın ardından Amsterdam’da Hollandalı mevkidaşı Stef Blok ile ortak basın toplantısında da konuya değindi. Konuya ilişkin değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, Fransa Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iki defa bu konuda verdiği kararın, siyasetçilerin böyle kararlar almaması gerektiği yönünde olduğunu hatırlattı.

‘Ruanda’da soykırım’

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Böyle siyasi kararlar almak, tarihi çarpıtmak, siyasetçilere yakışmıyor. Siyasetçilerin bu konularda karar alması doğru değil. Fransa’nın kendi tarihine bakması lazım. Daha Ruanda soykırımının üzerinden 25 yıl geçmedi. Cezayir ve diğer yerlerde, Afrika’da Fransa’nın ne yaptığını ne onlar unuttu ne biz unuttuk. Maalesef Avrupa’nın içine düştüğü aşırı akımlardan liberaller dahi nasibini alıyor. Bu kararın bizim için hiçbir geçerliliği yoktur. Bu konuda biz de gerekli tedbirleri zaten alacağız. Bununla ilgili Ankara’da bazı girişimleri başlattık.”

Akar’dan telefon

Milli Savunma Bakanı Akar, telefonla görüştüğü Fransız mevkidaşına, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un skandal 24 Nisan kararından duyulan rahatsızlığı iletti.

Fransız tarihçiden ‘hakaret davası’

Fransa’da 1915 olaylarının sözde “soykırım” olarak nitelenmesine karşı çıkan görüşleri yasaklatmaya çalışan radikal çevrelere Fransızların içinden de tepkiler var. Sözde soykırımla ilgili savundugu görüşleri nedeniyle radikal Ermeni çevrelerin hedefinde olan Fransız tarihçi Maxime Gauin, Fransa’da yayınlanan “Les Nouvelles d’Armenie” adlı derginin internet sitesinde kendisine yöneltilen ve hakaret içeren mesajlar nedeniyle bir dava açmıştı.

Gauin, bu davayı 1976-1983 yıllarında terör örgütü ASALA’nın Fransa’daki sözcülüğünü yapmış olan, derginin Yazı İşleri Müdürü ve Fransa Ermeni Kuruluşları Koordinasyon Konseyi Eşbaşkanı Ara Toranian ile yazar Samuel Tilbian aleyhine açmıştı. Gauin, bir söyleşisinde Türkiye ve 1915 olayları üzerine çalışan Fransız aydınlarını, radikal Ermenilerin tüm baskılarına rağmen argümanlarını savunmaya devam etmeye çağırmıştı. Halen ODTÜ Tarih Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdüren Gauin’in bu kapsamdaki araştırmaları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde Fransızların Adana ve civarındaki bölgelerdeki faaliyetlerine, bu kapsamda bölgede faaliyet göstermiş Ermeni lejyonlarına odaklanıyor.

Macron şubatta duyurdu

Fransa, 1915’teki olayları 2001 yılında “soykırım” olarak tanımış, Cumhurbaşkanı Macron da, 24 Nisan’ı resmi anma günü haline getirmeyi 2017’deki seçim vaatleri arasına sokmuştu. Macron, son olarak Şubat ayının başında Fransa Ermeni Organizasyonları Koordinasyon Konseyi’nin resepsiyonunda bir konuşma yapmış ve 1915 olaylarını “Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermenilerin acımasızca öldürülmesi” olarak nitelemişti. Macron, paylaştığı Twitter mesajında da “Fransa tarihle yüzleşir. Gelecek birkaç hafta içerisinde söz verdiğim gibi 24 Nisan’ı Ermeni soykırımını anma günü ilan ediyoruz” ifadesini kullanmıştı. Fransa Parlamentosu; 2011 yılında sözde “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılması” yönünde bir yasaya imza atmıştı. Ancak Fransız Anayasa Konseyi, “ifade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Fransız Anyasasına aykırı” olduğu gerekçeleriyle bu yasayı iptal etmişti.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde İsviçre’ye karşı 2015 yılında kazandığı davası, söz konusu inkar yasası girişimlerinin de sonunu getirdi. Bunun yerine “Ermeni soykırımı”nın başladığı gün kabul edilen 24 Nisan’ın Fransız devleti tarafından “resmi anma günü” olarak ilan edilmesini gündeme getirildi. AİHM, Perinçek davasına ilişkin nihai kararında, “1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu” olduğuna işaret etmiş, olaya ilişkin “farklı görüşlerin ifade özgürlüğü koruması altında” olduğuna vurgu yapmıştı. Kararda, 1915 olayları ile Yahudi soykırımının (Holokost) karşılaştırılamayacağı da not edilmişti. AİHM’nin içtihat niteliğindeki bu kararı tüm Avrupa ülkeleri için bağlayıcı olma  özelliğine sahip.

Altun: Büyük bir hadsizlik

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Nisan’ı ‘Anma Günü’ ilan etmesi ucuz bir popülizm ve büyük bir hadsizlik örneğidir” ifadelerini kullandı. Fahrettin Altun ayrıca paylaşımında Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklamasına da yer verdi.

Tarihçilerden ortak çağrı: Belgeler açılsın gerçek ortaya çıksın

Fransa’nın sözde Ermeni soykırımı anma gününü kabul ettiğine dair kararnamenin Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanarak, Resmi Gazete’de yayımlanması Türkiye’de büyük tepkilere neden oldu. Tarihçiler, Ermeni diasporasının öne sürdüğü iddiaların herhangi bir belgeye dayanmadığını söyledi.

‘Ermeni tezlerinin dayanağı yok’

Prof. Dr. Recep Karacakaya (İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi): “Tarih tarihçilere bırakılmalı. Ermeniler yıllardır ortak tarih komisyonu teklifinden kaçıyor. Türkleri tüm dünyanın gözü önünde soykırımcı gibi göstermek istiyorlar. ABD, Rus, Fransız, Alman, Türk, Ermeni arşivleri açılıp Gerçekler ortaya çıksın. Türkiye’yi sıkıştırmak istiyorlar. Ermeni tezlerinin hiçbir dayanağı yok.

Osmanlı kayıtlarına göre 1. Dünya Savaşı’ndan Anadolu’daki Ermeni sayısı 900 bin. Bu rakamın 1 milyon 800 olduğunu öne sürüyorlar. Belgesi, dayanağı nedir? Yok! Müslümanların uğradığı katliamlar sümen altı edilmek isteniyor. ‘Ermeni Katliamları ve Müslüman Mülteciler’ raporunda Ermeni Gönüllü Alayları tarafından katledilen Müslümanlar, bölge ve sayılarıyla ayrıntılı olarak yer alıyor. Toplam 516 bin 105 Müslüman katliama uğradı. Tehcirde 200 bin Ermeni açlık, susuzluk ve salgın hastalıklardan zayi ve gaib oldu. Tüyler ürperten Ermeni katliamları, Rus belgelerinde yer alıyor. Hodri meydan, açalım
belgeleri kim haklı, kim haksız görelim.”

‘Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır’

Prof. Dr. Vahdettin Engin (Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü): “Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır. Ermeniler Dünya kamuoyunu yanıltıyor. Soykırım varmış gibi gösterip algı yaratmak istiyorlar. Fransa ve İngiltere siyasi sebeplerle bu algıya alet oluyor veya Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için hareket ediyorlar. Ortak tarih komisyonu kurulsun, arşivler, belgeler dökülsün. Bir şey bulamazlar. 1918’de İstanbul işgal edildi. Osmanlı Devlet Arşivleri, o dönem başkent olan kentteydi. Tehcir 1915-1916 arası gerçekleşti. İşgal sırasında yabancılar arşivleri didik didik aradılar ama hiçbir şey bulamadılar.

Sözde soykırımın maddi delili olsa ortaya çıkartılırdı. Ortak komisyon ve arşivlere girsin önerisine neden sıcak bakmıyorlar? Diaspora, tazminat ve toprak peşinde. Tarihçilerin olmadığı böyle bir konuda parlamenterin hükmü geçerli olmaz. Fransız parlamenter ne anlıyor, ne biliyor ve hangi belgeye dayalı bu karara ‘evet’ diyor? Ermeni tezlerini savunanlar belgeleri çıkartsın. İttihatçılar Malta’ya sürüldüğünde İngilizler tarafından yargılandılar. Mahkemede sözde soykırıma ilişkin bir bulgu bulunamadı ve hepsini bırakmak zorunda kaldılar. Fransa’daki karar siyasidir.”

‘Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan’

Prof. Dr. Tufan Gündüz (Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü): “Ermeni meselesi sadece tarihin değil günümüzün de meselesidir. Batı dünyası, tüm Osmanlı ve Türk tarihi ile hesaplaşmak istiyor. Bu mesele tarihin olduğu kadar geleceğin de konusudur. Bu hesaplaşmaya asla müsaade etmeyeceğiz. Bizim için konu Sevr’in yırtılıp atılmasıyla sona ermiştir. Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurdun bütünlüğü, istiklali tehlikede’ sözü bu hesaplaşmaya meydan okuma sözüdür. Dolayısıyla ister Fransız, ister Alman parlamentosu olsun, hepsinin tek amacı Türk tarihi ile hesaplaşmak. Dertleri Ermeni meselesi değildir. Ermeniler ortak komisyondan daima kaçıyor. Şimdiye kadar yayınladığımız arşiv belgeleri dahil tüm belgeler, meselede Türk Devleti’nin ne kadar haklı olduğunu, Ermenilerin konuyu abarttığını ortaya koydu. Ermeni tezlerini savunanlar, bizim arşivlere güvenmedikleri gerekçesiyle ortak komisyona yanaşmıyor. ‘Siz belge koyun’ diyoruz, belge koyamıyor. Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan.” MERT İNAN İstanbul

Kaynak: www.milliyet.com.tr

 

Türkiye’den Libya’ya seyahat uyarısı

Dışişleri Bakanlığı, Libya’daki gelişmelere ilişkin bu ülkeye yönelik seyahat uyarısı yayımladı.

“Libya’da yaşanan gelişmeler ve özellikle Trablus civarındaki çatışmalar dikkate alınarak, Libya’ya seyahat etmeyi öngören vatandaşlarımızın son gelişmeleri takip etmeleri ve seyahat planlarını bu çerçevede gözden geçirmeleri önerilmektedir.” ifadesi kullanılan duyuruda, Trablus Büyükelçiliği ve Misurata Başkonsolosluğunun faaliyetlerine normal şekilde devam ettiği belirtildi.

Duyuruda, gerekli durumlarda Trablus Büyükelçiliğine, Misurata Başkonsolosluğuna ve 24 saat hizmet veren Konsolosluk Çağrı Merkezi’ne ulaşılabileceği kaydedildi.

Büyükelçiliğe +218 21 340 11 40 / 41 / 43 / 44, Başkonsolosluğa +218 94 800 5436 ile +218 91 711 7154, Konsolosluk Çağrı Merkezi’ne ise +90 312 292 2929 telefon numaralarından ulaşılabileceği anımsatıldı.

Libya’nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter, 4 Nisan’da Trablus’u ele geçirmek için saldırı başlattıklarını açıklamıştı.

Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac da Başkomutan sıfatıyla Genelkurmay Başkanlığına gönderdiği talimatta, sivillerin hayatına yönelik tehditlere karşı Hava Kuvvetleri Komutanlığını operasyonlar düzenlemekle görevlendirmişti.

Kaynak: www.aa.com.tr