İsrail’de seçim berabere bitti

İsrail Merkez Seçim Komisyonu, şu ana kadar oyların yüzde 94’ünün sayıldığını açıkladı. Kesin olmayan sonuçlara, yarışa katılan 41 partiden sadece 11’i yüzde 3,25’lik Seçim barajını aştı.

Katılım oranı önceki seçime göre düştü. İsrail’deki 6 milyon 300 bini aşkın kayıtlı seçmenden sadece yüzde 64,65’i dün sandık başına gitti. İsrailler, 2015’teki seçime yüzde 71,8 oranında katılım göstermişti.

Milletvekili sayıları eşit

Açılan sandıklarda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud az bir oyla önde olsa da sandalye dağılımı bakımından sonuçlar beraberliğe işaret ediyor.

Buna göre, Başbakan Netanyahu liderliğindeki Likud ile eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz ve Yair Lapid liderliğindeki Mavi Beyaz ittifakı mecliste 35’er milletvekiliyle temsil edilecek.

İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden iki ittifak da meclise girdi

İsrail vatandaşı yaklaşık 2 milyon Filistinliyi temsil eden partiler bu seçime geçen dönemin aksine iki ayrı ittifak çatısı altında girdi. Filistinlilerin seçime katılım oranı en son yapılan genel seçime oranla düşük olsa da iki ittifak da barajı aştı.

Eşitlik ve Barış için Demokrasi Cephesi (Hadaş) ile Değişim için Arap Hareketi’nin (Ta’al) kurduğu ittifak 6, Ulusal Demokratik Birlik (Beled) ile Birleşik Arap Listesi’nin oluşturduğu ittifak ise 4 milletvekili çıkardı.

Yeni Sağ Partisi barajı aşamadı, Liberman’ın partisi mecliste

İsrail Eğitim Bakanı Naftali Bennett ile Adalet Bakanı Ayelet Shaked liderliğinde kurulan Yeni Sağ Partisi baraj altında kalırken, Seçim öncesi anketlerde meclise girmesi zor görülen eski Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın partisi İsrail Evimiz (Beyteynu) yüzde 4,13 oy olarak barajı aştı. Liberman liderliğindeki parti, mecliste 5 milletvekiliyle temsil edilecek.

Yaklaşık 9 milyonluk İsrail nüfusunun yüzde 11,1’ini oluşturan ultra-ortodoks Yahudileri (Harediler) temsil eden Şas (Doğulu Tevrat Muhafızları) ile Yahudi Birleşik Tevrat (Yahudot HaTora) partileri de yüzde 6,13 ile yüzde 5,94 oy alarak bir kez daha meclise girdi.

Bu iki parti sekizer milletvekili çıkararak Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğinde kurulması muhtemel kaolisyon hükümetinde kilit rol oynama imkanı elde etti.

İki devletli çözümden yanan olan Avi Gabbay başkanlığındaki İşçi Partisi yüzde 4,48 oy alarak 6 milletvekiliyle meclise girmeye hak kazanırken, yine iki devletli çözümü savunan Meretz Partisi ise çok az bir farkla barajı aşarak 4 milletvekili çıkardı.

Maliye Bakanı Moşe Kahlon’un liderliğini yaptığı Kulanu (Hepimiz) Partisi 4, eski bir asker olan Rafi Peretz liderliğindeki HaBayit HaYehudi (Yahudi Evi) ise 5 milletvekiliyle meclise girdi.

İsrail’i yeni bir koalisyon hükümeti bekliyor

İsrail’de hükümet kurmak için 120 sandalyeli mecliste 61 sandalyeye sahip olmak gerekiyor. Sandık sonuçlarına göre, hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu yakalayamadığı için İsrail’i yeni bir koalisyon hükümeti bekliyor.

İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, yarından itibaren meclise girmeye hak kazanan partilerle görüşmeye başlayacak.

Cumhurbaşkanı, hangi partinin birinci olduğuna bakmadan koalisyon hükümetini kurmaya daha yakın olan lidere bu görevi verebiliyor.

Rivlin’in Likud lideri Netanyahu’yu mu yoksa Gantz’ı mı görevlendireceği resmi Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından netleşecek.

Cumhurbaşkanı’nın görevlendirmesinin ardından söz konusu parti liderinin 28 gün içinde koalisyon hükümetini kurması gerekiyor. Ancak koalisyonu kurmakla görevlendirilen parti lideri, iki hafta ek süre talep etme hakkına sahip.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

İsrail’de Özcan Deniz konserine yoğun ilgi

Biletleri günlerce öncesinde tükenen konser, başkent Tel Aviv’deki Menora Mictachim Arena’da düzenlendi.

Yoğun sevgi gösterileri arasında konserine başlayan Deniz, söylediği şarkılarla hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.

ASLI DA SAHNEYE ÇIKTI

Konser sırasında Deniz’in İstanbullu Gelin dizisinde başrolü paylaştığı oyuncu Aslı Enver de sahneye çıkarak hayranlarını selamladı.

İsrail'de Özcan Deniz konserine yoğun ilgi

İsrailli yetkililerin verdiği bilgiye göre, biletleri 300 dolardan satılan konsere 11 bin kişi katıldı.

BU AKŞAM YİNE KONSER VAR

Özcan Deniz, bu akşam yine Tel Aviv’deki Menora Mictachim Arena’da bir başka konser düzenleyecek.

Bu akşamki konsere de 11 bine yakın müzikseverin katılması bekleniyor.
İstanbullu Gelin dizisi sayesinde ciddi bir hayran kitlesine sahip Özcan Deniz’in İsrail’de konser vereceği aylar öncesinde kamuoyuna yansımıştı.

İsrail'de Özcan Deniz konserine yoğun ilgi

KONSERİN İPTALİNİ İSTEYENLER DE OLDU

Bu haberin ardından “Filistin İçin İsrail’i Boykot Girişimi” olarak bilinen BDS hareketi, Deniz’den İsrail’deki konserini iptal etmesini istemişti.

BDS’den yapılan açıklamada, “İsrail Gazze’yi bombalarken ve her gün Filistinlileri öldürürken, İstanbullu Gelin’in bu ülkede yayınlanmasına izin vermeyin, konser davetini iptal edin.” çağrısı yapılmıştı.

İsrail'de Özcan Deniz konserine yoğun ilgi

Özcan Deniz ve Aslı Enver’in başrolü paylaştığı İstanbullu Gelin, İsrail’de en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Dizi sayesinde Deniz ve Enver’in geniş bir hayran kitlesine sahip olduğu İsrail’deki turizm firmaları,  İstanbullu Gelin’in çekildiği mekanlara turlar düzenlemeye başladı.

Kaynak: www.ensonhaber.com

 

İsrail güçleri 11 Filistinliyi gözaltına aldı

İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamaya göre, Batı Şeria‘nın çeşitli bölgelerine gece düzenlenen baskınlarda “terör eylemlerine karıştıkları” iddiasıyla 11 Filistinli gözaltına alındı.

Açıklamada ayrıca söz konusu Filistinlilerin bölgedeki gözaltı merkezine sevk edildiği belirtildi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sık sık evlere baskın düzenleyen İsrail güçleri, çeşitli iddialarla Filistinlileri gözaltına alıyor.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sıradan hale gelen gözaltılar sonrası aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Filistinlilerden bazıları günlerce gözaltı merkezlerinde tutuluyor.

Filistin resmi kaynaklarına göre, İsrail hapishanelerinde 500’e yakını idari tutuklu, 230’i çocuk olmak üzere 5 bin 700 Filistinli bulunuyor.

İsrail “idari tutukluluk” adını verdiği uygulamayla Filistinlileri istihbarata dayalı olarak 1 ila 6 ay alıkoyabiliyor.

Tutuklunun, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine” karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

New York’ta Filistinlilerin ‘Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne destek gösterisi

New York’ta Filistinlilerin “Büyük Dönüş Yürüyüşü”ne destek gösterisi

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi. ( Atılgan Özdil – Anadolu Ajansı )

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi.

Filistin için New York Koalisyonu (NY4Palestine) çatı kuruluşu tarafından organize edilen gösteriye değişik sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Hasidik Yahudiler de destek verdi.

Alanda toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ile birlikte “Gazze’deki ablukaya son”, “Filistin’e özgürlük” “Ayrılıkçı İsrail’e 38 Milyar ABD yardımına son” yazılı döviz ve pankartlar taşıdı.

“İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”

Gösteriye katılan Hasidik Yahudiler de “İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”, “İsrail devleti dünyadaki Yahudileri temsil etmez”, “Dünyadaki Yahudiler İsrail’in zalimliğini kınıyor” yazılı pankartlar taşıdı.

Son günlerdeki antisemitizm tartışmalarında hedef isim haline getirilen ABD Kongresinin Somali kökenli ilk başörtülü vekili İlhan Ömer’e destek veren pankartlar da gözden kaçmadı.

Polisin geniş güvenlik önlemleri altığı gösteride konuşmalar yapıldı, “Filistin’den Meksika’ya, bütün duvarlar yıkılmalı”, “İntifada, çok yaşa”, “Direniş meşrudur”, “Netanyahu duy sesimizi, gelen Filistinlilerin ayak sesi” sloganları atıldı.

Gösteriye katılan aktivist Ala Rokeya, Gazze sınırında 52 haftadır her cuma İsrail işgaline karşılık gösteri yapıldığını hatırlatarak, “Topraklarından sürülen, evlerinden edilen bu insanların direnişine destek için buradayım.” diye konuştu.

Rokeya, şöyle devam etti:

“Ve bugün burada, Manhattan’ın tam ortasında toplanmamız, saygısızca ve ırkçı bir şekilde Filistin’in var olmadığını iddia eden seçilmiş şehir konseyi üyesi Kalman Yeger gibilere sembolik bir cevaptır. Filistin topraklarında olduğu gibi bu şehirde de birçok Müslüman ve Filistinli var ve işte hepimiz buradayız.”

New York Konseyi Brooklyn bölgesi üyesi Kalman Yeger’in, Twitter hesabından yaptığı “Filistin diye bir yer yok.” paylaşımı ABD’de sosyal medya kullanıcıları arasında büyük tepki toplamış, başta New York Belediye Başkanı Bill de Blasio olmak üzere eleştirilere neden olmuştu.

Büyük Dönüş Yürüyüşü

Filistinliler, 30 Mart 2018’den bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi’nin İsrail sınırında, “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adıyla barışçıl eylemler düzenliyor.

İsrail askerleri ise “sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını” talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail askerlerinin 30 Mart 2018’den bu yana devam eden barışçıl gösterilere müdahalesinde, 230’dan fazla Filistinli şehit oldu.

Kaynak: www.aa.com.tr

Körfez krizinin bitmesi yakın

Kuveyt Meclis Başkanı Merzuk Ganim, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunu söyledi.

Kuveyt resmi ajansında (KUNA) yer alan habere göre, Merzuk, Katar’ın 2017 yılından bu yana ilk kez katıldığı Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK) üye ülkeleri Parlamento Başkanları 12. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.

Ganim, Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki Körfez Parlamentolar Toplantısı’na katılımın ülke liderlerinin onayı ve desteği olmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olamayacağına dikkati çekti.

Kuveyt Meclis Başkanı “Katar’ın da katıldığı Körfez Parlamentolar Toplantısı, Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunun bir işareti.” ifadesini kullandı.

Ganim, 6 Körfez ülkesinin bayrakları, parlamento başkanları, heyetleriyle yan yana olmasını toplantının en önemli başarısı şeklinde nitelendirdi.

Katar Şura Meclisi Başkanı Ahmed bin Abdullah bin Zeyd, beraberindeki heyetle dün Suudi Arabistan’a geldi.

Körfez krizinden bu yana ilk kez Cidde’ye gelen Bin Zeyd’i, Suudi Arabistan Şura Meclisi Genel Sekreteri Muhammed bin Dahil el-Matiri’nin yanı sıra Kuveyt ve Umman’dan yetkililer karşıladı.

Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 5 Haziran 2017’de aldıkları ortak kararla Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Gelişen süreçte bu ülkeler Katar’a karşı ekonomik ve siyasi ambargo uygulamaya başlamıştı. Kuveyt de bu krizde ara bulucu rol üstlenmişti.

Toplantıda Golan Tepeleri konusu ele alındı

Öte yandan toplantıya katılanlar ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri üzerinde “İsrail egemenliğini” tanıma kararının kabul edilmeyeceği üzerinde uzlaştı.

ABD Başkanı Donald Trump, 25 Mart’ta Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede “Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığını” ilan eden başkanlık kararını imzalamıştı.

Trump, 21 Mart’ta da Twitter’dan, “52 yılın ardından ABD için İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi.” ifadesini paylaşmıştı.

İsrail, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor.

Kaynak: www.aa.com.tr

‘Washington uluslararası hukuku çiğneyen bir adım daha attı’

Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, başkent Moskova’da ABD Başkanı Donald Trump‘ın Golan Tepeleri’ne ilişkin başkanlık kararını imzalamasını gazetecilere değerlendirdi.

Söz konusu kararın Orta Doğu ve Suriye’de olumsuz etkilere neden olacağını belirten Peskov, “Olumsuz sonuçlara kesinlikle neden olacak bu kararı üzüntüyle karşılıyoruz.” diye konuştu.

ABD’yi uluslararası hukuku çiğnemekle suçlayan Peskov, “Washington, Golan Tepeleri’ne ilişkin kararıyla uluslararası hukuku çiğneyen yeni bir adım daha atmıştır. Bu anlamda da çok üzgünüz.” dedi.

Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, temaslarda bulunmak üzere Moskova’yı ziyaret eden Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile de bu konuyu istişare edeceğini söyledi.

Suriye’nin güneyindeki Golan Tepeleri, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana İsrail işgali altında. İsrail, 1981’de Golan Tepeleri’ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıklamış ancak uluslararası toplum bu kararı tanımamıştı.

Trump, Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıyan başkanlık kararını imzalamıştı.

Kaynak: www.aa.com.tr

Seçim arifesinde Netanyahu’yu yolsuzluk dosyaları bekliyor

Genel Seçimin eşiğindeki İsrail’de, iktidar için sıkı bir yarışa giren Başbakan Binyamin Netanyahu‘yu 3 yolsuzluk dosyası bekliyor.

Netanyahu hakkında, 4000 numaralı “rüşvet aldığı ve görevi kötüye kullandığına”, 1000 ve 2000 numaralı “yolsuzluk ve görevi kötüye kullandığına” ilişkin dosyalar nedeniyle iddianame hazırlanması beklenirken, İsrail Başbakanı 3000 numaralı yolsuzluk dosyasından ise aklandı.

Seçime sadece 2 hafta kala Başbakan hakkında yeni suç dosyası açılabileceği belirtiliyor.

İsrail Başsavcısı Avichai Mendelblit, Netanyahu soruşturmasında iddianameyi mahkemeye sunmadan önceki son aşama olan “ifade” işlemini seçim sonuçlarını etkilememek adına 9 Nisan sonrasına erteledi.

Netanyahu’ya yönetilen suçlamalar nelerdir?

İsrail Başbakanı, 4000 numaralı telekomünikasyon yolsuzluğu soruşturması kapsamında, Shaul Elovictch’in sahibi olduğu “Bezeq” medya şirketine ait “Walla News” adlı internet sitesinde, Netanyahu ailesi lehine haberlere yer verilmesi karşılığında söz konusu şirkete 276 milyon dolar değerinde mali imtiyaz sağlamakla suçlanıyor.

1000 numaralı dosyada ise Netanyahu’nun 2007 ila 2016 yılları arasında iş adamlarından “hediye” adı altında 283 bin dolar değerinde puro, şampanya, mücevher ve uçak bileti aldığı iddia ediliyor.

2000 numaralı dosyada da Netanyahu’nun, kendisi ve ailesi lehine haber yapılması için Yedioth Ahronoth gazetesinin sahibi ve yayıncısı Arnon Mozes ile gerçekleştirdiği toplantılar yer alıyor. Dosya, Netanyahu ve ailesi hakkındaki olumlu haberlere karşılık Yedioth Ahronoth’un rakibi İsrael Hayom gazetesine baskı yapıldığı iddiasını da barındırıyor.

Netanyahu hakkındaki suçlamalar son bulmadı

İsrail yerel basınında 21 Mart’ta Başsavcılık Ofisinin Netanyahu hakkında, Seadrift Coke şirketinin satışından elde ettiği yüksek kara ilişkin yeni dosya açmayı planladığına dair iddialar yer alıyor.

Haaretz’in haberine göre, Netanyahu’nun İsrail polisi tarafından aklandığı, İsrail’in Alman denizaltılarını satın almasına ilişkin 3000 numaralı dosya hakkında soruşturmaya katılan yasa uygulayıcıları, bunun açık bir çıkar çatışması olduğunu ifade etti.

Denizaltıları üreten firma ile Netanyahu arasındaki ilişki

Netanyahu, 2007’de ana muhalefet partisinin lideriyken ABD Teksas merkezli ve yeğeni Nathan Milikowsky tarafından yönetilen Seadrift Coke adlı şirketten 4 milyon şekele hisse satın aldı.

Denizaltı imalatı için çelik üreten bu şirket, daha sonra Ohio merkezli GrafTech adındaki başka bir firmaya satıldı. GrafTech firması da söz konusu denizaltıların satışını gerçekleştiren Alman firması “Thyssenkrupp”un tedarikçileri arasında yer alması dikkati çekiyor.

Netanyahu, şirket hisselerini 2010’da sattığını ifade ediyor. Netanyahu’nun 4 milyon şekele satın aldığı hisseleri, 16 milyon şekele sattığı iddia ediliyor.

Netanyahu’un, askeri kurumlara haber vermeden Alman denizaltılarının Mısır’a satışına onay verdiği de son dönemde ortaya çıkan bir gelişme.

Mendelblit’in Netanyahu hakkındaki iddianame hazırlama niyetini açıklamasının ardından ne olacak?

Adalet Bakanlığı yayımladığı açıklamada, Başsavcı Mendelblit’in iddianame hazırlama planının nihai karar olmadığı, nihai karar verilmeden önce Başbakan Netanyahu’nun ifadesinin alınacağını bildirdi.

İfade sürecinin tamamlanmasının ardından iddianame konusunda kesin kararın verileceği kaydedildi.

Netanyahu ifadesini ne zaman verecek?

Netanyahu’nun ifadesini seçimden önce vermesi bekleniyordu ancak Başsavcı seçimlere müdahale etmekle suçlanabileceği endişesiyle, Başbakanın avukatlarının başvurusuyla tarihi seçim sonrasına erteledi.

Adalet Bakanlığı ifade süreci için net takvimin en kısa sürede belirleneceğini kaydetti.

Netanyahu hakkında iddianamenin hazırlanacağı kesin mi?

Tel Aviv Üniversitesine bağlı İsrail Demokrasi Enstitüsü, yaptığı bir çalışmada, başsavcının ifade aldıktan sonra yeni edinilen bilgiler ışığında iddianame hazırlama kararından vazgeçebileceği bilgisini veriyor.

Çalışma, 2016 verilerine göre ifade alınmasının ardından dosyaların yüzde 41’inin kapandığını gösteriyor.

İfadenin tek seferde alındığı ancak üst düzey yetkililer için genelde 2-3 oturumda tamamlanabileceği belirtiliyor.

Yeniden başbakan olursa, iddianame hazırlanması halinde Netanyahu’nun istifa etmesi gerekir mi?

Enstitünün çalışmasında, tüm yasal prosedürler tamamlanıp nihai karar verilmeden İsrail başbakanının iddianame hazırlansa bile istifa etmesi gerekmediği ifade ediliyor.

Daha önce hapis cezası alan İsrail başbakanı oldu mu?

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle 2009 yılında istifa etmiş ve Mayıs 2014’te 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Olmert hapse girmiş ve cezasının üçte birini çektikten sonra serbest bırakılmıştı.

Kaynak: www.aa.com.tr