Fransa’dan ‘küstah’ 24 Nisan kararı!

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Başbakan Edouard Philippe’in imzalarını taşıyan, 24 Nisan’ı sözde “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan eden kararname, Fransa’daki Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, olaya sert tepki göstererek bu kararın Türkiye açısından hiçbir geçerliliği olmadığını, bununla ilgili Ankara’da bazı girişimler başlatıldığını bildirdi. DW Türkçe’nin aktardığına göre toplam üç maddeden oluşan kararnamede, Fransa’nın sözde “Ermeni soykırımı”nı 29 Ocak 2001’den bu yana resmen tanıdığı hatırlatılıp, 24 Nisan’ın bundan böyle “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan edildiği bildiriliyor. Kararnameye göre, her yıl 24 Nisan’da Paris’te devlet töreni düzenlenecek.

‘Kendi tarihine baksın’

Kararnamenin Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Fransa’da olduğu bir günde yayımlanması dikkat çekti. Paşinyan, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) genel kurul toplantılarına katılmak üzere Strasbourg’da bulunuyor.

Karara derhal sert tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter üzerinden yaptığı ilk açıklamada, “Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ‘24 Nisan’ kararnamesi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ve Fransız Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını açıkça ihlal ediyor. Macron seçim kampanyasında Ermenilere verdiği sözleri yerine getirmeye çalışarak yine popülizm yapıyor. Önce kendi karanlık tarihine baksın. Ruanda soykırımından bu yana çeyrek asır geçti” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile telefonda görüştüğu de bildirildi.

Bu arada Çavuşoğlu, Türkiye-Hollanda (Wittenburg) 7. Konferansı’nın ardından Amsterdam’da Hollandalı mevkidaşı Stef Blok ile ortak basın toplantısında da konuya değindi. Konuya ilişkin değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, Fransa Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iki defa bu konuda verdiği kararın, siyasetçilerin böyle kararlar almaması gerektiği yönünde olduğunu hatırlattı.

‘Ruanda’da soykırım’

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Böyle siyasi kararlar almak, tarihi çarpıtmak, siyasetçilere yakışmıyor. Siyasetçilerin bu konularda karar alması doğru değil. Fransa’nın kendi tarihine bakması lazım. Daha Ruanda soykırımının üzerinden 25 yıl geçmedi. Cezayir ve diğer yerlerde, Afrika’da Fransa’nın ne yaptığını ne onlar unuttu ne biz unuttuk. Maalesef Avrupa’nın içine düştüğü aşırı akımlardan liberaller dahi nasibini alıyor. Bu kararın bizim için hiçbir geçerliliği yoktur. Bu konuda biz de gerekli tedbirleri zaten alacağız. Bununla ilgili Ankara’da bazı girişimleri başlattık.”

Akar’dan telefon

Milli Savunma Bakanı Akar, telefonla görüştüğü Fransız mevkidaşına, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un skandal 24 Nisan kararından duyulan rahatsızlığı iletti.

Fransız tarihçiden ‘hakaret davası’

Fransa’da 1915 olaylarının sözde “soykırım” olarak nitelenmesine karşı çıkan görüşleri yasaklatmaya çalışan radikal çevrelere Fransızların içinden de tepkiler var. Sözde soykırımla ilgili savundugu görüşleri nedeniyle radikal Ermeni çevrelerin hedefinde olan Fransız tarihçi Maxime Gauin, Fransa’da yayınlanan “Les Nouvelles d’Armenie” adlı derginin internet sitesinde kendisine yöneltilen ve hakaret içeren mesajlar nedeniyle bir dava açmıştı.

Gauin, bu davayı 1976-1983 yıllarında terör örgütü ASALA’nın Fransa’daki sözcülüğünü yapmış olan, derginin Yazı İşleri Müdürü ve Fransa Ermeni Kuruluşları Koordinasyon Konseyi Eşbaşkanı Ara Toranian ile yazar Samuel Tilbian aleyhine açmıştı. Gauin, bir söyleşisinde Türkiye ve 1915 olayları üzerine çalışan Fransız aydınlarını, radikal Ermenilerin tüm baskılarına rağmen argümanlarını savunmaya devam etmeye çağırmıştı. Halen ODTÜ Tarih Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdüren Gauin’in bu kapsamdaki araştırmaları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde Fransızların Adana ve civarındaki bölgelerdeki faaliyetlerine, bu kapsamda bölgede faaliyet göstermiş Ermeni lejyonlarına odaklanıyor.

Macron şubatta duyurdu

Fransa, 1915’teki olayları 2001 yılında “soykırım” olarak tanımış, Cumhurbaşkanı Macron da, 24 Nisan’ı resmi anma günü haline getirmeyi 2017’deki seçim vaatleri arasına sokmuştu. Macron, son olarak Şubat ayının başında Fransa Ermeni Organizasyonları Koordinasyon Konseyi’nin resepsiyonunda bir konuşma yapmış ve 1915 olaylarını “Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermenilerin acımasızca öldürülmesi” olarak nitelemişti. Macron, paylaştığı Twitter mesajında da “Fransa tarihle yüzleşir. Gelecek birkaç hafta içerisinde söz verdiğim gibi 24 Nisan’ı Ermeni soykırımını anma günü ilan ediyoruz” ifadesini kullanmıştı. Fransa Parlamentosu; 2011 yılında sözde “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılması” yönünde bir yasaya imza atmıştı. Ancak Fransız Anayasa Konseyi, “ifade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Fransız Anyasasına aykırı” olduğu gerekçeleriyle bu yasayı iptal etmişti.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde İsviçre’ye karşı 2015 yılında kazandığı davası, söz konusu inkar yasası girişimlerinin de sonunu getirdi. Bunun yerine “Ermeni soykırımı”nın başladığı gün kabul edilen 24 Nisan’ın Fransız devleti tarafından “resmi anma günü” olarak ilan edilmesini gündeme getirildi. AİHM, Perinçek davasına ilişkin nihai kararında, “1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu” olduğuna işaret etmiş, olaya ilişkin “farklı görüşlerin ifade özgürlüğü koruması altında” olduğuna vurgu yapmıştı. Kararda, 1915 olayları ile Yahudi soykırımının (Holokost) karşılaştırılamayacağı da not edilmişti. AİHM’nin içtihat niteliğindeki bu kararı tüm Avrupa ülkeleri için bağlayıcı olma  özelliğine sahip.

Altun: Büyük bir hadsizlik

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Nisan’ı ‘Anma Günü’ ilan etmesi ucuz bir popülizm ve büyük bir hadsizlik örneğidir” ifadelerini kullandı. Fahrettin Altun ayrıca paylaşımında Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklamasına da yer verdi.

Tarihçilerden ortak çağrı: Belgeler açılsın gerçek ortaya çıksın

Fransa’nın sözde Ermeni soykırımı anma gününü kabul ettiğine dair kararnamenin Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanarak, Resmi Gazete’de yayımlanması Türkiye’de büyük tepkilere neden oldu. Tarihçiler, Ermeni diasporasının öne sürdüğü iddiaların herhangi bir belgeye dayanmadığını söyledi.

‘Ermeni tezlerinin dayanağı yok’

Prof. Dr. Recep Karacakaya (İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi): “Tarih tarihçilere bırakılmalı. Ermeniler yıllardır ortak tarih komisyonu teklifinden kaçıyor. Türkleri tüm dünyanın gözü önünde soykırımcı gibi göstermek istiyorlar. ABD, Rus, Fransız, Alman, Türk, Ermeni arşivleri açılıp Gerçekler ortaya çıksın. Türkiye’yi sıkıştırmak istiyorlar. Ermeni tezlerinin hiçbir dayanağı yok.

Osmanlı kayıtlarına göre 1. Dünya Savaşı’ndan Anadolu’daki Ermeni sayısı 900 bin. Bu rakamın 1 milyon 800 olduğunu öne sürüyorlar. Belgesi, dayanağı nedir? Yok! Müslümanların uğradığı katliamlar sümen altı edilmek isteniyor. ‘Ermeni Katliamları ve Müslüman Mülteciler’ raporunda Ermeni Gönüllü Alayları tarafından katledilen Müslümanlar, bölge ve sayılarıyla ayrıntılı olarak yer alıyor. Toplam 516 bin 105 Müslüman katliama uğradı. Tehcirde 200 bin Ermeni açlık, susuzluk ve salgın hastalıklardan zayi ve gaib oldu. Tüyler ürperten Ermeni katliamları, Rus belgelerinde yer alıyor. Hodri meydan, açalım
belgeleri kim haklı, kim haksız görelim.”

‘Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır’

Prof. Dr. Vahdettin Engin (Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü): “Soykırım diye bir olay yaşanmamıştır. Ermeniler Dünya kamuoyunu yanıltıyor. Soykırım varmış gibi gösterip algı yaratmak istiyorlar. Fransa ve İngiltere siyasi sebeplerle bu algıya alet oluyor veya Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için hareket ediyorlar. Ortak tarih komisyonu kurulsun, arşivler, belgeler dökülsün. Bir şey bulamazlar. 1918’de İstanbul işgal edildi. Osmanlı Devlet Arşivleri, o dönem başkent olan kentteydi. Tehcir 1915-1916 arası gerçekleşti. İşgal sırasında yabancılar arşivleri didik didik aradılar ama hiçbir şey bulamadılar.

Sözde soykırımın maddi delili olsa ortaya çıkartılırdı. Ortak komisyon ve arşivlere girsin önerisine neden sıcak bakmıyorlar? Diaspora, tazminat ve toprak peşinde. Tarihçilerin olmadığı böyle bir konuda parlamenterin hükmü geçerli olmaz. Fransız parlamenter ne anlıyor, ne biliyor ve hangi belgeye dayalı bu karara ‘evet’ diyor? Ermeni tezlerini savunanlar belgeleri çıkartsın. İttihatçılar Malta’ya sürüldüğünde İngilizler tarafından yargılandılar. Mahkemede sözde soykırıma ilişkin bir bulgu bulunamadı ve hepsini bırakmak zorunda kaldılar. Fransa’daki karar siyasidir.”

‘Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan’

Prof. Dr. Tufan Gündüz (Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü): “Ermeni meselesi sadece tarihin değil günümüzün de meselesidir. Batı dünyası, tüm Osmanlı ve Türk tarihi ile hesaplaşmak istiyor. Bu mesele tarihin olduğu kadar geleceğin de konusudur. Bu hesaplaşmaya asla müsaade etmeyeceğiz. Bizim için konu Sevr’in yırtılıp atılmasıyla sona ermiştir. Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurdun bütünlüğü, istiklali tehlikede’ sözü bu hesaplaşmaya meydan okuma sözüdür. Dolayısıyla ister Fransız, ister Alman parlamentosu olsun, hepsinin tek amacı Türk tarihi ile hesaplaşmak. Dertleri Ermeni meselesi değildir. Ermeniler ortak komisyondan daima kaçıyor. Şimdiye kadar yayınladığımız arşiv belgeleri dahil tüm belgeler, meselede Türk Devleti’nin ne kadar haklı olduğunu, Ermenilerin konuyu abarttığını ortaya koydu. Ermeni tezlerini savunanlar, bizim arşivlere güvenmedikleri gerekçesiyle ortak komisyona yanaşmıyor. ‘Siz belge koyun’ diyoruz, belge koyamıyor. Yaptıkları tek şey çarpıtma, yalan.” MERT İNAN İstanbul

Kaynak: www.milliyet.com.tr

 

Kripto Para Ripple’da Devasa XRP Transferi Sürüyor

Kripto para balina gözlemcileri, Ripple tarafından yapılan büyük XRP hareketlerini takip ediyor.

Geçtiğimiz gün, şirket beş ayrı işlemde toplamda 30.200.000 $ değerinde 85.299.895 XRP’yi taşıdı.

Yapılan Hareketler

  1. 3.5 Milyon Dolar değerinde 10,000,000 XRP  Funding Wallet 1 isimli cüzdandan bilinmeyen bir cüzdana gönderilmiş durumda.
  2. 7.2 Milyon Dolar değerinde 19,999,895 XRP Ripple’ın OTC dağıtım cüzdanından bilinmeyen bir cüzdana gönderilmiş durumda.
  3. 7.2 Milyon Dolar değerinde 20,000,000 XRP Ripple’dan XRP II isimli cüzdana gönderilmiş durumda.
  4. 5.4 Milyon Dolar değerinde 15,000,000 XRP Ripple’dan bilinmeyen bir cüzdana gönderilmiş durumda.
  5. 7.3 Milyon Dolar değerinde 20,300,000 XRP Ripple’dan Ripple’ın OTC dağıtım cüzdanına gönderilmiş durumda.

Ripple tipik olarak OTC dağıtım cüzdanlarından XRP sattığından, işlemlerden birinde üçüncü tarafa 7,2 milyon dolarlık XRP satışının yapıldığı görülüyor.

Ayın başında, Ripple kripto para borsalarına ve diğer kurumlara satılabilecek fonları sağlamak üzere emanetten 300 milyon $ değerinde bir milyar XRP’yi piyasaya sürdü.

Yapılan Bağış

Bu arada, Ripple kurucu ortağı Chris Larsen, dijital varlıkta şimdiye kadar yapılmış en büyük bağışlardan biri olarak tanımlanan bir miktarı ABD üniversitesine gönderiyor.

Larsen ve eşi Lyna Lam, bağışların çoğu XRP olacak şekilde San Francisco Devlet Üniversitesine 25 milyon Dolar bağış yaptıklarını ifade ediyorlar.

Larsen San Francisco Devlet Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Üniversite, yapılan bağışı öğrencilerin küresel girişimcilik ve finans teknolojisi ekosistemleri hakkında bilgi edinmelerine yardımcı olacak programları geliştirmek için kullanacak.

“Bu çığır açan bağış, İşletme Fakültesinin pozisyonunu, iş inovasyonu ve girişimciliği ile ilgili olarak belirgin bir şekilde gelişen sektörle ilgili bir merkez üssü olarak konumlandıracak. Chris, Lyna ve Rippleworks yenilikçi olup bağışları, öğrencilerimizin yeni nesil girişimciler ve küresel iş liderleri olmaları için iş ve teknoloji alanlarına yaratıcı ve stratejik bir şekilde yaklaşmalarını sağlayacak.”

Diğer Bağış Alan Kurumlar

2017 yılında Berkeley, 50.000 Dolardan fazla bir değere sahip ilk Bitcoin bağışını kabul etmişti. Bloomberg tarafından yayınlanan bir rapora göre, MIT ve Cornell, kripto para bağışlarında açıklanmayan miktarları kabul etmiş durumdalar.

Ripple, aynı zamanda, dünyadaki bir düzineden fazla üniversiteye 50 milyon Dolar bağışlamak ve yeni bir blok zinciri ve kripto para eğitimini teşvik etmek için yeni Üniversite Blok Zinciri Araştırma Girişimi’ni (UBRI) kullanıyor.

Şirket ayrıca “İyilik için Ripple” olarak adlandırılan bir sosyal etki girişimi de başlatmış durumda ve yakın zamanda San Francisco Körfezi Bölgesi’ndeki ailelerin mücadelesine yardımcı olmak için 1 milyon Dolar bağışta bulunmuş vaziyette.

Kaynak: kriptokoin.com

 

New York’un ‘kalbinde’ binlerce kişilik yastık savaşı

Her sene nisan ayında yapılan “Uluslararası Yastık Savaşı Günü” bu sene de New York‘ta renkli görüntülere sahne oldu.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ABD’de

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD temasları kapsamında gittiği Kuzey Carolina’da Nobel Ödüllü bilim insanı Aziz Sancar ile bir araya geldi. ( Fatih Aktaş – Anadolu Ajansı )

Washington Meydanı’nda bir araya gelen binlerce kişi, yastık savaşı yaptı.

Etkinlikte New York polisi geniş güvenlik önlemi aldı.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

Washington Post Trump’ı Selman konusunda eleştirdi

Washington Post, yayınlanadığ son başyazısında ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki ilişkiye yer verdi.

Gazetede , “Trump, yurt dışında haksız şekilde tutuklu bulunan Amerikalıları serbest bıraktırması ile övünüyor. Ancak iki Suudi Arabistan kökenli ABD vatandaşının tutuklanmasına hiçbir şey diyemedi. 33 yaşındaki Suudi Arabistan yöneticisi (Veliaht Prens Muhammed bin Selman) ABD başkanını zayıf ve korkak gösteriyor” ifadesini kullandı.

Washington Post Trump'ı Selman konusunda eleştirdi

SELMAN 2 ABD’Lİ VATANDAŞI TUTUKLATTI

Selman’ın insan hakları aktivistleri, gazeteci ve muhaliflere yönelik gaddar tavrının değişmeyeceği konusunda dünyaya net mesaj verdiği belirtilen yazıda, Veliaht Prens’in, 11 kadın hakları savunucusunun mahkemeleri devam ederken, onlara destek veren, aralarında 2 ABD vatandaşının da bulunduğu 12 kişiyi daha tutuklattığı ifade edildi.

Washington Post Trump'ı Selman konusunda eleştirdi

“TRUMP KAŞIKÇI CİNAYETİNİ ÇÖZSEYDİ BUNLAR OLMAZDI”

Selman’ın, ABD Kongresine, Cemal Kaşıkçı cinayeti ve söz konusu tutuklamalarla ilgili itirazları dikkate almadığını gösterdiğini yazan Washington Post, bunun nedeninin ABD Başkanı Trump’ın, Kaşıkçı konusunda herhangi bir adım atamaması olduğunu belirtti.

Yazıda ayrıca Selman’ın, perşembe günü, Temsilciler Meclisinden geçen ve ABD’nin Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona Yemen’de verdiği askeri desteği sonlandırılması talebinde bulunan yasa tasarısına karşılık ABD vatandaşlarını tutuklamış olabileceği değerlendirmesinde bulunuldu.

Kaynak: www.ensonhaber.com

 

Facebook’ta yeni bir skandal daha! 100 milyonlarca kaydın…

Güvenlik firması UpGuard, son dönemde veri skandalları ile gündeme  gelen Facebook’ta yeni bir güvenlik açığı bulunduğunu açıkladı.

Firma, yaptıkları araştırma sonucu, aralarında kullanıcıların  yorumları, beğenileri, kullanıcı isimlerinin de bulunduğu 540 milyondan fazla  Facebook kaydının Amazon’un bulut bilişim sunucusunda kamuya açık bir şekilde  görüldüğünün tespit edildiğini duyurdu.

Bloomberg’in konuyu haberleştirmesi üzerine Facebook’un Amazon ile  irtibata geçtiği ve hatanın düzeltildiği belirtildi.

Facebook’tan konuya ilişkin yapılan açıklamada ise şirket  politikalarının uygulama geliştiricilerinin “kamuya açık veri tabanındaki  bilgilerin depolanmasını” yasakladığına işaret edilerek, “Platformumuzdaki  insanların verilerini korumak için geliştiriciler ile çalışıyoruz.” ifadesine yer  verildi.

Facebook’un güvenilirliği tartışılıyordu

Nisanda Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz  firmasının, Facebook’un 87 milyon kullanıcısının hesaplarından izinsiz topladığı  kişisel verileri, ABD’de Kasım 2016’da yapılan başkanlık seçimleri ile  İngiltere’de Haziran 2016’daki Avrupa Birliği (AB) referandumunu etkilemek için  kullandığına dair suçlamalar, küresel ölçekte bir krize yol açmıştı.

ABD ve Avrupa’daki düzenleyici kurumlar, Facebook hakkında soruşturma  başlatmış, gelişmelerin ardından, ünlü sosyal paylaşım sitesinin hisseleri büyük  değer kaybetmişti.

Son olarak New York Times gazetesi, Facebook’un, kullanıcılarının  kişisel verilerini rızalarını almadan Microsoft, Amazon, Spotify gibi dev  şirketlerle paylaştığı ve bu veri miktarının Facebook’un açıkladığından daha  büyük boyutlarda olduğunu iddia etmişti.

Netflix ve Spotify gibi bazı şirketler Facebook kullanıcılarının  verilerine rızaları dışında ulaştıkları iddialarını yalanlamıştı.

Kaynak: www.milliyet.com.tr

 

Venezuela’da Guaido’nun dokunulmazlığı kaldırıldı

ABD başta olmak üzere birçok Batı ve Latin Amerika ülkesinin desteği  ile ülkesinde ordunun desteğini alarak sokak hareketleri ile hükümeti  değiştirmeye çalışan Guaido hakkında başlatılan yasal süreç işlemeye devam ediyor.

Ülkedeki tek yetkili yasama organı Kurucu Meclis, (ANC) Yüksek Adalet  Mahkemesi (TSJ) Başkanı Maikel Moreno’nun “Guaido’nun dokunulmazlığının  kaldırılması” talebini görüşmek üzere Diosdado Cabello başkanlığında olağanüstü toplandı.

Oturumda, Guaido’nun dokunulmazlığının “Yurt dışına çıkış yasağına  rağmen Kolombiya’ya geçmesi” nedeniyle başlatılan yasal süreç için kaldırılması talebi, parlamenterlerin tamamının desteği ile kabul edildi.

TSJ’nin, ANC’nin bu kararı sonrası dava sürecini başlatması bekleniyor.

Başkent Caracas’ta 23 Ocak’ta düzenlenen mitingde yemin ederek kendini  geçici devlet başkanı ilan eden Guaido, ABD’nin Kolombiya’ya yığdığı “insani  yardım” malzemelerinin 23 Şubat’ta Venezuela’ya sokulması girişiminden bir gün  önce Kolombiya’ya geçmişti.

Kolombiyalı yasa dışı silahlı grupların sınırda kontrol ettiği  patikalardan geçtiği değerlendirilen Guaido, Kolombiya’ya Venezuela ordusunun desteği ile gittiğini öne sürmüştü.

Bu ülkenin ardından Brezilya, Paraguay, Arjantin ve Ekvador’u ziyaret  eden Guaido, 4 Mart’ta Venezuela’ya dönmüş ve sorunsuz bir şekilde giriş yapmıştı.

Kaynak: www.milliyet.com.tr

 

Holochain (HOT) Küresel Isınmayı Sonlandırabilir Mi?

Bir daha odadan çıkarken, ışıkları kapatmayı unutmayın! Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nın verilerine göre, toplam 66 katrilyon BTU’yu kaybeden ABD enerji üretiminin yaklaşık %68’i israf ediliyor. Bu kayıpların bir kısmının, enerji piyasasının doğası gereği, kaçınılması zor. Bununla birlikte, yeni bir DLT projesi, enerji piyasasında verimliliği ve fiyat keşfini arttırarak israfı azaltmak istiyor. RedGrid, akıllı cihazlarını güç gereksinimlerini iletmek ve sahipleri için daha fazla değer kilidini açmak için yeni bir “Internet of Energy” inşa etmeye çalışıyor. Ayrıca bu projeyi inşa etmek için Holochain (HOT)’i seçti.

RedGrid Holochain (HOT)’i seçti

RedGrid, yazılım geliştirildikçe, geliştiricilerin ve mühendislerin, açık kaynaklı protokolü Internet of Energy’yi yeni merkezi olmayan uygulamaları barındırmak adına kullanacaklarını umuyor. Yeni ağ için ölçeklenebilir bir platform sağlamak amacıyla RedGrid, eşler arası işlemler için Holochain (HOT)’in ölçeklenebilir defterini seçti. RedGrid CEO’su Adam Bumpus, konuya yönelik şunları söyledi:

Bitci.Com

Holochain ölçeklenebilirliği, gizliliği ve güvenliği açısından benzersiz. Akıllı, birbirine bağlı, güvenli ve temiz bir enerji geleceği için bu özelliklere ihtiyacımız var. Tehlikeli iklim değişikliğinden kaçınmak için ihtiyacımız olan temiz enerjiye ve değişime erişim sağlayacak merkezi bir sistem olmayacak.

IoE’deki ilk proje olan RedGrid, “Market Responsive Asset Optimization (Pazar Duyarlı Varlık Optimizasyonu)” için bir uygulama inşa ediyor ve yüksek tüketimli cihazların dış pazar sinyalleri ile iletişim kurmasına ve bunlara cevap vermesine izin vererek akıllı cihazların yoğun talep anında aktiviteyi azaltmasına izin veriyor. Varlık optimizasyonunu yardımcı talep yönetimi programlarına entegre ederek, kullanıcılar yüksek talep dönemlerinde tüketimini azaltarak küçük bir kâr elde edebilirler.

RedGrid başlangıçta projeyi Ethereum üzerine inşa etmeye çalıştı

RedGrid başlangıçta projeyi Ethereum üzerine inşa etmeye çalıştı. Ancak, PoW ağının teknik kısıtlamaları onun Internet of Energy konusunda uygun olmadığını gösterdi. RedGrid CMO’su Alex Evans, konuya yönelik şunları söyledi:

Geleneksel Blockchain’ler fikir birliği mekanizmalarının doğal mimarisi nedeniyle bu görevleri gerçekleştirmek için gereken bilgi miktarını idare edemiyorlar.

Öte yandan, Holochain “neredeyse sonsuz ölçeklenebilir” diyor Evans ve yakında yüzlerce olması beklenen IoT cihazları için ideal bir platform haline geldiğini söylüyor. Alex Evans, konuya yönelik şunları söyledi:

Bu cihazların oluşturacağı veri miktarını işlemek için Holochain’in ölçeklenebilirliğine ihtiyacımız olacak ve bu yüzden IoE’yi Holochain üzerine inşa ediyoruz.

Kaynak: kriptokoin.com

 

Ethereum’da Bogalar Devrede! Kritik Direnç Aşılacak Mı?

Ethereum (ETH) fiyatı, ABD doları ve Bitcoin karşısında olumlu bir seyir izliyor. ETH diplerde desteklenmeye devam ediyor ve analistlere göre boğaların 150 dolar seviyesini hedeflediği görülüyor.

  • Kriptokoin.com – Ethereum (ETH) fiyatı yükselişe geçti ve 140 dolar direncinin üzerinde bir yükseliş ivmesi kazandı.
  • Fiyat 144 dolar seviyesini bile düşürdü ve düzelmeden önce 146 dolar seviyesine yakın işlem gördü.
  • Saatlik ETH/USD paritesi grafiği üzerinde 143 doların üzerinde destek ile oluşturulan önemli bir yükseliş eğilimi çizgisi var (Kraken üzerinden veri beslemesi).
  • Analistlere göre ilerleyen saatlerde olumsuz bir düzeltme olabilir, ancak 141-142 dolarlık destek alanı güçlü bir destek olarak görülüyor.

Ethereum (ETH) fiyatı, ABD doları ve Bitcoin karşısında olumlu bir seyir izliyor. ETH diplerde desteklenmeye devam ediyor ve analistlere göre boğaların 150 dolar seviyesini hedeflediği görülüyor.

Ethereum’un 150 doların üzerine taşınması muhtemel

Dün, ETH fiyatlarında ABD dolarına karşı 140 dolarlık direncin üzerinde daha fazla kazanım olabileceğini tartıştık. ETH/USD paritesi birkaç puan azaldı, ancak 137 dolar seviyesinin yakınında sağlam bir destek buldu. Daha sonra, yeni bir artış oldu ve fiyat 142 ve 144 dolarlık direnç seviyesinin üzerine çıktı. Fiyat 144 dolar seviyesini bile bozdu ve 145 dolar direncinin üzerinde yükseldi. 146 dolar seviyesinin yakınında yeni bir yükseliş yaşandı ve fiyat daha sonra düştü.

Başlangıçta, fiyat 140 dolarlık desteğin ve 100 saatlik basit hareketli ortalamanın oldukça üzerinde işlem görüyordu. Saatlik ETH/USD paritesi grafiği üzerinde 143 doların üzerinde destek ile oluşturulan önemli bir yükseliş eğilimi hattı da bulunuyor. Fiyat trend çizgisinin altında ve 142 doları kısa vadede düzeltebilir gibi görünüyor. Ancak, 141 dolar seviyesi güçlü bir destek alanı olarak hareket edebilir.

Ayrıca, 140 dolarlık düşük seviyeden 146 dolarlık yüksek seviyeye kadar olan dalganın %50 Fib geri çekilme seviyesi de düşüşü önleyebilir. Mevcut düzeltme tamamlandıktan sonra, 144 ve 145 dolar seviyelerinin üstünde daha fazla kazanım şansı var. 146 dolar seviyesinin üzerinde net bir takip 150 dolarlık direnç seviyesinin test edilmesini gerektirebilir.

Ethereum (ETH) fiyat grafiği
Ethereum (ETH) fiyat grafiği

Teknik göstergelerle Ethereum (ETH) fiyat analizi

Grafiğe bakıldığında, Ethereum fiyatı 142 dolar ve 141 dolarlık destek seviyelerinin üzerinde olumlu bir seyir izliyor. Analistlere göre, bir sonraki kilit destek 139 dolar seviyesine yakın, bu daha önce güçlü bir dirençti. Kısa vadede, aşağı yönlü bir düzeltme olabilir. Bununla birlikte analistlere göre, fiyatın yükselmeye devam etmesi ve yakın vadede 150 dolar seviyesine yükselmesi de muhtemel. Teknik göstergelerle Ethereum (ETH) fiyatının mevcut görünümü şu şekildedir:

  • Saatlik MACD: ETH/USD paritesi için MACD yükseliş bölgesine yerleştirildi.
  • Saatlik RSI: ETH/USD paritesi için RSI şu an 80 seviyesinden daha düşük bir seviyede çalışıyor.
  • Ana destek Seviyesi: 141 dolar
  • Ana Direnç Seviyesi: 146 dolar

Kaynak: kriptokoin.com

Çin’in yardımları Venezuela’ya ulaştı

Çin’in 65 tonluk tıbbi malzemeyi taşıyan uçağı Venezuela’ya ulaştı.

Muhaliflerin “insani kriz” iddiaları arasında büyük bir siyasi buhrandan geçen Venezuela, Rusya’nın gönderdiği yardımların ardından Çin’in yolladığı ilaç ve tıbbi malzeme yardımlarına da kavuştu.

Devlet Başkanı Nicolas Maduro, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Çin tarafından yollanan 65 tonluk tıbbi malzemeyi taşıyan Boeing 747 tipi uçağın ülkeye ulaştığını duyurdu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping teşekkür eden ve mevkidaşıyla Çin gezisinde çekilmiş fotoğrafını paylaşan Maduro, “Venezuela emperyalist kuşatmayı kırıyor ve zaferle ilerliyor.” ifadelerini kullandı.

Venezuela’nın müttefiklerinden Rusya da ülkeye bu hafta iki parti insani ve tıbbi yardım göndermişti. Rusya’nın ilk yolladığı 35 tonluk ilaç yardımı 100 Rus askeri ile birlikte gelmiş, bu durum ABD tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

Venezuela’da ABD destekli muhalifler ve hükümet arasındaki siyasi buhranda “insani kriz ve yardım” tartışmaları en önemli başlığı oluşturuyor.

Ülkede bir insani kriz olduğunu öne süren muhalifler ABD’nin Kolombiya’ya yolladığı insani yardımları 23 Şubat’ta Venezuela’ya sokma girişiminde bulunmuş, iki ülke arasındaki sınır kapılarında muhalifler ve Venezuela güvenlik güçleri arasında uzun süren çatışmalar yaşanmıştı.

Muhaliflerin yüklediği 14 tırlık konvoydan hiçbir araç Venezuela’ya girmeyi başaramazken 2 tır köprü üzerinde yakılmış, uluslararası basında araçların muhalifler tarafından yakıldığına dair değerlendirmeler yer almıştı.

Ülkede insani kriz yaşandığı iddialarını reddeden Venezuela hükümeti ise resmi kanallardan yapılacak yardımlara açık olduğunu vurguluyor. Hükümet ayrıca ilaç ve tıbbi malzeme almak için yaptığı ödemelere ABD tarafından el konulduğunu bildiriyor.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

New York’ta Filistinlilerin ‘Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne destek gösterisi

New York’ta Filistinlilerin “Büyük Dönüş Yürüyüşü”ne destek gösterisi

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi. ( Atılgan Özdil – Anadolu Ajansı )

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi.

Filistin için New York Koalisyonu (NY4Palestine) çatı kuruluşu tarafından organize edilen gösteriye değişik sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Hasidik Yahudiler de destek verdi.

Alanda toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ile birlikte “Gazze’deki ablukaya son”, “Filistin’e özgürlük” “Ayrılıkçı İsrail’e 38 Milyar ABD yardımına son” yazılı döviz ve pankartlar taşıdı.

“İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”

Gösteriye katılan Hasidik Yahudiler de “İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”, “İsrail devleti dünyadaki Yahudileri temsil etmez”, “Dünyadaki Yahudiler İsrail’in zalimliğini kınıyor” yazılı pankartlar taşıdı.

Son günlerdeki antisemitizm tartışmalarında hedef isim haline getirilen ABD Kongresinin Somali kökenli ilk başörtülü vekili İlhan Ömer’e destek veren pankartlar da gözden kaçmadı.

Polisin geniş güvenlik önlemleri altığı gösteride konuşmalar yapıldı, “Filistin’den Meksika’ya, bütün duvarlar yıkılmalı”, “İntifada, çok yaşa”, “Direniş meşrudur”, “Netanyahu duy sesimizi, gelen Filistinlilerin ayak sesi” sloganları atıldı.

Gösteriye katılan aktivist Ala Rokeya, Gazze sınırında 52 haftadır her cuma İsrail işgaline karşılık gösteri yapıldığını hatırlatarak, “Topraklarından sürülen, evlerinden edilen bu insanların direnişine destek için buradayım.” diye konuştu.

Rokeya, şöyle devam etti:

“Ve bugün burada, Manhattan’ın tam ortasında toplanmamız, saygısızca ve ırkçı bir şekilde Filistin’in var olmadığını iddia eden seçilmiş şehir konseyi üyesi Kalman Yeger gibilere sembolik bir cevaptır. Filistin topraklarında olduğu gibi bu şehirde de birçok Müslüman ve Filistinli var ve işte hepimiz buradayız.”

New York Konseyi Brooklyn bölgesi üyesi Kalman Yeger’in, Twitter hesabından yaptığı “Filistin diye bir yer yok.” paylaşımı ABD’de sosyal medya kullanıcıları arasında büyük tepki toplamış, başta New York Belediye Başkanı Bill de Blasio olmak üzere eleştirilere neden olmuştu.

Büyük Dönüş Yürüyüşü

Filistinliler, 30 Mart 2018’den bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi’nin İsrail sınırında, “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adıyla barışçıl eylemler düzenliyor.

İsrail askerleri ise “sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını” talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail askerlerinin 30 Mart 2018’den bu yana devam eden barışçıl gösterilere müdahalesinde, 230’dan fazla Filistinli şehit oldu.

Kaynak: www.aa.com.tr