New York’ta Filistinlilerin ‘Büyük Dönüş Yürüyüşü’ne destek gösterisi

New York’ta Filistinlilerin “Büyük Dönüş Yürüyüşü”ne destek gösterisi

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi. ( Atılgan Özdil – Anadolu Ajansı )

Filistinlilerin Gazze sınırındaki, İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarına destek vermek amacıyla New York Times Meydanı’nda gösteri düzenlendi.

Filistin için New York Koalisyonu (NY4Palestine) çatı kuruluşu tarafından organize edilen gösteriye değişik sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Hasidik Yahudiler de destek verdi.

Alanda toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ile birlikte “Gazze’deki ablukaya son”, “Filistin’e özgürlük” “Ayrılıkçı İsrail’e 38 Milyar ABD yardımına son” yazılı döviz ve pankartlar taşıdı.

“İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”

Gösteriye katılan Hasidik Yahudiler de “İsrail karşıtı olmak, Yahudi düşmanlığı değildir”, “İsrail devleti dünyadaki Yahudileri temsil etmez”, “Dünyadaki Yahudiler İsrail’in zalimliğini kınıyor” yazılı pankartlar taşıdı.

Son günlerdeki antisemitizm tartışmalarında hedef isim haline getirilen ABD Kongresinin Somali kökenli ilk başörtülü vekili İlhan Ömer’e destek veren pankartlar da gözden kaçmadı.

Polisin geniş güvenlik önlemleri altığı gösteride konuşmalar yapıldı, “Filistin’den Meksika’ya, bütün duvarlar yıkılmalı”, “İntifada, çok yaşa”, “Direniş meşrudur”, “Netanyahu duy sesimizi, gelen Filistinlilerin ayak sesi” sloganları atıldı.

Gösteriye katılan aktivist Ala Rokeya, Gazze sınırında 52 haftadır her cuma İsrail işgaline karşılık gösteri yapıldığını hatırlatarak, “Topraklarından sürülen, evlerinden edilen bu insanların direnişine destek için buradayım.” diye konuştu.

Rokeya, şöyle devam etti:

“Ve bugün burada, Manhattan’ın tam ortasında toplanmamız, saygısızca ve ırkçı bir şekilde Filistin’in var olmadığını iddia eden seçilmiş şehir konseyi üyesi Kalman Yeger gibilere sembolik bir cevaptır. Filistin topraklarında olduğu gibi bu şehirde de birçok Müslüman ve Filistinli var ve işte hepimiz buradayız.”

New York Konseyi Brooklyn bölgesi üyesi Kalman Yeger’in, Twitter hesabından yaptığı “Filistin diye bir yer yok.” paylaşımı ABD’de sosyal medya kullanıcıları arasında büyük tepki toplamış, başta New York Belediye Başkanı Bill de Blasio olmak üzere eleştirilere neden olmuştu.

Büyük Dönüş Yürüyüşü

Filistinliler, 30 Mart 2018’den bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi’nin İsrail sınırında, “Büyük Dönüş Yürüyüşü” adıyla barışçıl eylemler düzenliyor.

İsrail askerleri ise “sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını” talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail askerlerinin 30 Mart 2018’den bu yana devam eden barışçıl gösterilere müdahalesinde, 230’dan fazla Filistinli şehit oldu.

Kaynak: www.aa.com.tr

Körfez krizinin bitmesi yakın

Kuveyt Meclis Başkanı Merzuk Ganim, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunu söyledi.

Kuveyt resmi ajansında (KUNA) yer alan habere göre, Merzuk, Katar’ın 2017 yılından bu yana ilk kez katıldığı Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK) üye ülkeleri Parlamento Başkanları 12. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.

Ganim, Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki Körfez Parlamentolar Toplantısı’na katılımın ülke liderlerinin onayı ve desteği olmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olamayacağına dikkati çekti.

Kuveyt Meclis Başkanı “Katar’ın da katıldığı Körfez Parlamentolar Toplantısı, Körfez krizinin bitmeye yakın olduğunun bir işareti.” ifadesini kullandı.

Ganim, 6 Körfez ülkesinin bayrakları, parlamento başkanları, heyetleriyle yan yana olmasını toplantının en önemli başarısı şeklinde nitelendirdi.

Katar Şura Meclisi Başkanı Ahmed bin Abdullah bin Zeyd, beraberindeki heyetle dün Suudi Arabistan’a geldi.

Körfez krizinden bu yana ilk kez Cidde’ye gelen Bin Zeyd’i, Suudi Arabistan Şura Meclisi Genel Sekreteri Muhammed bin Dahil el-Matiri’nin yanı sıra Kuveyt ve Umman’dan yetkililer karşıladı.

Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 5 Haziran 2017’de aldıkları ortak kararla Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Gelişen süreçte bu ülkeler Katar’a karşı ekonomik ve siyasi ambargo uygulamaya başlamıştı. Kuveyt de bu krizde ara bulucu rol üstlenmişti.

Toplantıda Golan Tepeleri konusu ele alındı

Öte yandan toplantıya katılanlar ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri üzerinde “İsrail egemenliğini” tanıma kararının kabul edilmeyeceği üzerinde uzlaştı.

ABD Başkanı Donald Trump, 25 Mart’ta Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede “Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığını” ilan eden başkanlık kararını imzalamıştı.

Trump, 21 Mart’ta da Twitter’dan, “52 yılın ardından ABD için İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi.” ifadesini paylaşmıştı.

İsrail, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor.

Kaynak: www.aa.com.tr

Fransa’da iki bakanın görevine son verildi

Fransa‘da Avrupa Birliği Bakanı Nathalie Loiseau‘nun görevinden istifa ettiğini açıklamasının ardından, Hükümet Sözcüsü ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Benjamin Griveaux ile Dijital Gelişmelerden Sorumlu Devlet Bakanı Mounir Mahjoubi‘nin görevlerine son verildiği bildirildi.

Elysee Sarayı‘ndan yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un Griveaux, Loiseau, Mahjoubi’nin görevine “son verdiği” belirtildi.

Mahjoubi ve Griveaux’nun gelecek yıl düzenlenecek belediye seçimlerinde Paris Belediye Başkanlığına aday olması bekleniyor.

Griveaux, daha önce yaptığı açıklamada, Paris Belediye Başkanlığına aday olması halinde görevinden istifa edeceğini söylemişti.

Loiseau’nun, 26 Mayıs’ta düzenlenecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine katılmak için görevinden istifa ettiği bildirilmişti. Loiseau, AP seçimleri için Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kurucusu olduğu Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketinin (LREM) liste başı adayı gösterildi.

Kaynak: www.aa.com.tr

AP tek kullanımlık plastik ürünleri yasakladı

Avrupa Parlamentosu (AP), deniz kirliliğine neden olan tabak, çatal, bıçak ve pipet gibi tek kullanımlık plastik ürünleri 2021’den itibaren yasaklayan kararı onayladı.

Strazburg’da devam eden AP Genel Kurulu, denizler ve kıyılarında en çok bulunan tek kullanımlık plastik atıkların kullanımını yasaklayan kararı oyladı.

AP üyelerince 35 “hayır”, 28 “çekimser” oya karşı 560 “evet” oyuyla kabul edilen karara göre, 2021’den itibaren plastik tabak, çatal, bıçak, kaşık, pipet, bardak, balon çubukları, gıda kapları, kulak pamukları Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kullanılmayacak.

AB üyesi ülkelerin, 2029 yılına kadar plastik şişelerin yüzde 90’ını toplama, 2025 yılına kadar tek kullanımlık plastik şişelerin yüzde 25’ini, 2030’a kadar da yüzde 30’unu geri dönüştürmek zorunda olduğu belirtilen kararda, AB ülkelerinin sigara filtrelerini üretenlerin, ürünlerinin atık ve temizlik maliyetlerini karşılamaya katkı sağlayacağı vurgulandı.

Kaynak: www.aa.com.tr

 

Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 2 milyon dolarlık hibe

Dünya Bankası, sera gazı salınımını sınırlandırmayı amaçlayan Emisyon Ticaret Sistemi‘nin Türkiye’de uygulanması amacıyla oluşturulan projeye 2 milyon dolarlık hibe sağlayacak.

“Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dünya Bankası Tarafından İmzalanan Pazara Hazırlık Ortaklığı II Projesi ile İlgili Hibe Anlaşması” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, Emisyon Ticaret Sistemi’nin pilot olarak uygulanmasına ilişkin projenin finanse edilmesine yardım etmek amacıyla 2 milyon dolarlık hibe sağlanacak.

Proje kapsamında pilot uygulanacak sistem için yasal ve kurumsal çerçeve belgelerinin hazırlanmasına destek sağlanacak. Emisyon Ticaret Sistemi ile zaman içinde ortaya çıkabilecek toplam sera gazı miktarının sınırlarının belirlenmesi amaçlanıyor.

Proje kapsamında sağlanacak 2 milyon dolarlık hibe tutarı, mal alımı, danışmanlık dışı ve danışmanlık hizmetleri, işletme giderleri ve eğitim faaliyetleri için kullanılacak.

Kaynak: www.aa.com.tr

AB’de tüm yeni araçlarda otomatik hız kesme sistemi zorunluluğu geliyor

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2022’den itibaren satılacak tüm yeni araçlarda otomatik hız sınırlama sisteminin zorunlu olması planlanıyor.

Avrupa Komisyonu tarafından onaylanan öneriler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’ndan da onay alırsa yürürlüğe girecek.

Avrupa Birliği 2050’ye kadar trafik kazalarından ölümleri sıfıra indirmeyi hedefliyor. Birçok sivil toplum kuruluşu öneriye desteklerini açıkladı.

Komisyonun yol güvenliği önerileri tüm araçlarda “Akıllı Hız Yardımı” (ISA), acil fren sistemi ve araçların şeritlerinden kalmasını sağlayan teknolojinin zorunlu olmasını öngörüyor.

Sistem nasıl çalışıyor?

Akıllı hız yardımı sistemi hız levhalarını algılayan kameralarla çalışıyor. GPS kullanan bilgisayar, olması gereken hızı hesaplayarak motor freniyle otomatik olarak hızı kesiyor. Sistem sürücüler tarafından devre dışı bırakabiliyor.

AB Komisyonu üyesi Elzbieta Bienkowska “Her yıl kazalarda 25 bin kişi ölüyor. Bu kazaların büyük çoğunluğu sürücü hatalarından kaynaklanıyor. Yeni güvenlik önlemlerinin devreye girmesi, kemer takma zorunluluğununki gibi bir etki yaratacak” dedi.

Komisyonun önerileri ayrıca, tüm araba, kamyonet, kamyon ve otobüslerde sürücüyü uyumaya ve direksiyon başındayken cep telefonu kullanma gibi dikkat dağıtacak durumlara karşı uyaracak ve tüm verileri kaydedecek sistemler bulunmasını da içeriyor.

Bunlara ek olarak otobüs ve kamyonlarda sürücülerin tam görüş açısına sahip olması ve kör noktaların kaldırılması da hedefleniyor.

Avrupa Ulaşım Güvenliği Konseyi, bu önlemlerle 2038’e kadar, ağır yaralanmalarla sonuçlanabilecek 140 bin kazanın engellenebileceğini söylüyor.

Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’nun önerileri onaylamasının birkaç ay alabileceği belirtiliyor.

Sistemin olası riskleri

Yol yardım servisi şirketi AA ise, yeni düzenlemelerin olası risklerine dikkat çekti, bazı durumlarda araç sollarken ya da otobana çıkarken hızı biraz artırmanın hayat kurtabileceğini belirtti.

Şirket CEO’su Edmund King, “Yeni araç içi teknolojilerin hayat kurtaracağına şüphe yok. Acil fren sisteminin tüm araçlarda zorunlu olmasının makul bir açıklaması var. Ancak akıllı hız adaptasyonu sistemi için durum bu kadar net değil” dedi.

‘En iyi hız kesme sistemi sürücünün sağ ayağıdır’

King şöyle devam etti:

“En iyi hız sınırlama sistemi sürücünün sağ ayağıdır. Doğru hız her zaman trafik levhalarındaki hız limitinin biraz altıdır. Örneğin okulların olduğu bir bölgede, otomatik hız sınırlama sistemi (ISA) aracı izin verilen azami hızda gitmeye zorlayabilir. Çarpışan arabalarda da hız kesme limiti var ama onlar da kaza yapıyor.”

Kaynak: www.bbc.co.uk

Michelle Obama’nın kitabı 10 milyondan fazla sattı: ‘Tarihteki en popüler otobiyografi olabilir’

Eski ABD lideri Barack Obama’nın eşi, kitabında çocuk düşürdüğünü ve kızları Malia ile Sasha’ya tüp bebek yöntemiyle sahip olduğunu açıkladı. Obama çifti, anı kitapları için 60 milyon dolarlık bir anlaşmayı iki yıl önce imzalamıştı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama’nın yazdığı 5 ay önce piyasaya çıkan Becoming (Olmak) adlı kitabın şu ana kadar dünya çapında 10 milyondan fazla sattığı açıklandı. Yayımcı şirket Bertelsmann’a göre kitap, tarihteki en popüler otobiyografi olma yolunda ilerliyor.

Alman medya şirketi Bertelsmann, kitabı piyasaya çıkaran Penguin Random House Yayınevi’nin hisselerinin yüzde 75’ine sahip.

Bertelsmann’ın üst düzey yöneticisi Thomas Rabe, “Bu kitabın, tarihteki en başarılı anı kitabı olacağına inanıyoruz” dedi.

Yayınevi 2017 yılında Obama çiftiyle kitap hakları için 60 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamıştı.

Barack Obama’nın kitabı ise henüz piyasaya çıkmadı.

Michelle Obama kitabında evliliğinde ve iki çocuğuna hamile kaldığı dönemde yaşadığı sıkıntıları da anlatıyor.

Obama, kitabında çocuk düşürdüğünü ve kızları Malia ile Sasha’ya tüp bebek yöntemiyle sahip olduğunu açıkladı.

426 sayfalık kitapta ilk kez kamuoyuna açıklanan bir diğer bilgi ise Obama ve eşi eski ABD Başkanı Barack Obama’nın bir dönem çift terapisine gitmiş oldukları.

Kitap her yaşa ve her cinsiyete hitap ettiği için övülüyor.

Michelle Obama, kitapta ayrıca eşinin, ABD’de doğmadığı iddiasına destek verdiği için halefi Donald Trump’ı “asla affetmeyeceğini” söyledi.

Obama, “Ya akli dengesi yerinde olmayan birisi eline silah alıp Washington’a gelseydi? Ya böyle birisi kızlarımızın peşine düşseydi? Yüksek sesli ve pervasız imalarıyla Donald Trump, ailemin güvenliğini riske attı. Ve bundan dolayı onu asla affetmeyeceğim” dedi.

Kaynak: secure.milliyet.com.tr

‘Washington uluslararası hukuku çiğneyen bir adım daha attı’

Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, başkent Moskova’da ABD Başkanı Donald Trump‘ın Golan Tepeleri’ne ilişkin başkanlık kararını imzalamasını gazetecilere değerlendirdi.

Söz konusu kararın Orta Doğu ve Suriye’de olumsuz etkilere neden olacağını belirten Peskov, “Olumsuz sonuçlara kesinlikle neden olacak bu kararı üzüntüyle karşılıyoruz.” diye konuştu.

ABD’yi uluslararası hukuku çiğnemekle suçlayan Peskov, “Washington, Golan Tepeleri’ne ilişkin kararıyla uluslararası hukuku çiğneyen yeni bir adım daha atmıştır. Bu anlamda da çok üzgünüz.” dedi.

Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, temaslarda bulunmak üzere Moskova’yı ziyaret eden Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile de bu konuyu istişare edeceğini söyledi.

Suriye’nin güneyindeki Golan Tepeleri, 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana İsrail işgali altında. İsrail, 1981’de Golan Tepeleri’ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıklamış ancak uluslararası toplum bu kararı tanımamıştı.

Trump, Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıyan başkanlık kararını imzalamıştı.

Kaynak: www.aa.com.tr

Seçim arifesinde Netanyahu’yu yolsuzluk dosyaları bekliyor

Genel Seçimin eşiğindeki İsrail’de, iktidar için sıkı bir yarışa giren Başbakan Binyamin Netanyahu‘yu 3 yolsuzluk dosyası bekliyor.

Netanyahu hakkında, 4000 numaralı “rüşvet aldığı ve görevi kötüye kullandığına”, 1000 ve 2000 numaralı “yolsuzluk ve görevi kötüye kullandığına” ilişkin dosyalar nedeniyle iddianame hazırlanması beklenirken, İsrail Başbakanı 3000 numaralı yolsuzluk dosyasından ise aklandı.

Seçime sadece 2 hafta kala Başbakan hakkında yeni suç dosyası açılabileceği belirtiliyor.

İsrail Başsavcısı Avichai Mendelblit, Netanyahu soruşturmasında iddianameyi mahkemeye sunmadan önceki son aşama olan “ifade” işlemini seçim sonuçlarını etkilememek adına 9 Nisan sonrasına erteledi.

Netanyahu’ya yönetilen suçlamalar nelerdir?

İsrail Başbakanı, 4000 numaralı telekomünikasyon yolsuzluğu soruşturması kapsamında, Shaul Elovictch’in sahibi olduğu “Bezeq” medya şirketine ait “Walla News” adlı internet sitesinde, Netanyahu ailesi lehine haberlere yer verilmesi karşılığında söz konusu şirkete 276 milyon dolar değerinde mali imtiyaz sağlamakla suçlanıyor.

1000 numaralı dosyada ise Netanyahu’nun 2007 ila 2016 yılları arasında iş adamlarından “hediye” adı altında 283 bin dolar değerinde puro, şampanya, mücevher ve uçak bileti aldığı iddia ediliyor.

2000 numaralı dosyada da Netanyahu’nun, kendisi ve ailesi lehine haber yapılması için Yedioth Ahronoth gazetesinin sahibi ve yayıncısı Arnon Mozes ile gerçekleştirdiği toplantılar yer alıyor. Dosya, Netanyahu ve ailesi hakkındaki olumlu haberlere karşılık Yedioth Ahronoth’un rakibi İsrael Hayom gazetesine baskı yapıldığı iddiasını da barındırıyor.

Netanyahu hakkındaki suçlamalar son bulmadı

İsrail yerel basınında 21 Mart’ta Başsavcılık Ofisinin Netanyahu hakkında, Seadrift Coke şirketinin satışından elde ettiği yüksek kara ilişkin yeni dosya açmayı planladığına dair iddialar yer alıyor.

Haaretz’in haberine göre, Netanyahu’nun İsrail polisi tarafından aklandığı, İsrail’in Alman denizaltılarını satın almasına ilişkin 3000 numaralı dosya hakkında soruşturmaya katılan yasa uygulayıcıları, bunun açık bir çıkar çatışması olduğunu ifade etti.

Denizaltıları üreten firma ile Netanyahu arasındaki ilişki

Netanyahu, 2007’de ana muhalefet partisinin lideriyken ABD Teksas merkezli ve yeğeni Nathan Milikowsky tarafından yönetilen Seadrift Coke adlı şirketten 4 milyon şekele hisse satın aldı.

Denizaltı imalatı için çelik üreten bu şirket, daha sonra Ohio merkezli GrafTech adındaki başka bir firmaya satıldı. GrafTech firması da söz konusu denizaltıların satışını gerçekleştiren Alman firması “Thyssenkrupp”un tedarikçileri arasında yer alması dikkati çekiyor.

Netanyahu, şirket hisselerini 2010’da sattığını ifade ediyor. Netanyahu’nun 4 milyon şekele satın aldığı hisseleri, 16 milyon şekele sattığı iddia ediliyor.

Netanyahu’un, askeri kurumlara haber vermeden Alman denizaltılarının Mısır’a satışına onay verdiği de son dönemde ortaya çıkan bir gelişme.

Mendelblit’in Netanyahu hakkındaki iddianame hazırlama niyetini açıklamasının ardından ne olacak?

Adalet Bakanlığı yayımladığı açıklamada, Başsavcı Mendelblit’in iddianame hazırlama planının nihai karar olmadığı, nihai karar verilmeden önce Başbakan Netanyahu’nun ifadesinin alınacağını bildirdi.

İfade sürecinin tamamlanmasının ardından iddianame konusunda kesin kararın verileceği kaydedildi.

Netanyahu ifadesini ne zaman verecek?

Netanyahu’nun ifadesini seçimden önce vermesi bekleniyordu ancak Başsavcı seçimlere müdahale etmekle suçlanabileceği endişesiyle, Başbakanın avukatlarının başvurusuyla tarihi seçim sonrasına erteledi.

Adalet Bakanlığı ifade süreci için net takvimin en kısa sürede belirleneceğini kaydetti.

Netanyahu hakkında iddianamenin hazırlanacağı kesin mi?

Tel Aviv Üniversitesine bağlı İsrail Demokrasi Enstitüsü, yaptığı bir çalışmada, başsavcının ifade aldıktan sonra yeni edinilen bilgiler ışığında iddianame hazırlama kararından vazgeçebileceği bilgisini veriyor.

Çalışma, 2016 verilerine göre ifade alınmasının ardından dosyaların yüzde 41’inin kapandığını gösteriyor.

İfadenin tek seferde alındığı ancak üst düzey yetkililer için genelde 2-3 oturumda tamamlanabileceği belirtiliyor.

Yeniden başbakan olursa, iddianame hazırlanması halinde Netanyahu’nun istifa etmesi gerekir mi?

Enstitünün çalışmasında, tüm yasal prosedürler tamamlanıp nihai karar verilmeden İsrail başbakanının iddianame hazırlansa bile istifa etmesi gerekmediği ifade ediliyor.

Daha önce hapis cezası alan İsrail başbakanı oldu mu?

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle 2009 yılında istifa etmiş ve Mayıs 2014’te 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Olmert hapse girmiş ve cezasının üçte birini çektikten sonra serbest bırakılmıştı.

Kaynak: www.aa.com.tr

Avrupa Konseyi heyeti 31 Mart yerel seçimlerini izleyecek

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, 20 ülkeden 22 gözlemcinin yer aldığı heyet, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri izlemek üzere 27 Mart-1 Nisan tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edecek.

Heyet, ilk olarak Ankara’da Yüksek Seçim Kurulunda temaslarda bulunacak.

Andrew Dawson başkanlığındaki heyet, 28-29 Mart’ta Ankara’daki diplomatik misyonlar, devlet yetkilileri, STK’ler, düşünce kuruluşları, medya ve siyasi partilerin temsilcileriyle bir araya gelecek.

Heyettekiler seçim günü gruplara ayrılarak, sandık merkezlerinde seçim prosedürlerini gözlemlemek üzere Ankara, İstanbul, İzmir ve diğer şehirlerde çalışmalarda bulunacak.

Heyet Başkanı Dawson, seçimin ardından 1 Nisan’da Ankara’da düzenleyeceği basın toplantısıyla ilk değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşacak.

Kaynak: www.aa.com.tr